bugün
- yazarların evlenmek istedikleri dizi karakterleri11
- görüldü bile atmayan insan tipi18
- iğrenç bir his tarif et17
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks15
- allah yerine hızır'dan yardım istemek14
- eloande'ye zengin koca bulmak8
- aşık olmak12
- mimarlığı bırakmak13
- flörtü eleme sebepleri12
- erkeklerin iğrenç özellikleri21
- öğretmen maaşları17
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj19
- rusyaya gidince kızlar etrafımda pervane olacak10
- keki kabarmayan sözlük kızı30
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat12
- sözlükteki kızlar mı dışardaki kızlar mı10
- deniz gezmiş25
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek20
- fenerbahçe neden şampiyon olamıyor17
- eloande14
- ali koç'un jose mourinho ile anlaşması19
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek28
- fener olmasa galatasaraylılar kimle dalga geçecek9
- anın görüntüsü10
- galatasaray16
- 6 mayıs 2024 konyaspor fenerbahçe maçı30
- bik bik'in 18 saat 30 dakikadır sözlüğe girmemesi12
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay15
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak17
- hayatta kalmak için cebinde köpek maması taşı9
- düşün ki o bunu okuyor13
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni17
- icardi'nin burnuna kafa atacak olmam13
- en yaşlı özelliğiniz10
- durduk yere tribe giren erkek17
- allah ile tanrının farkı var mı9
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı19
- icardi19058
- bir türlü ısınmayan ayaklar11
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek23
- sözlük kızlarının saç rengi9
- budweiser14
- bülent uygun10
- hakim ziyech11
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum21
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı18
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
Amerikan şair Walt Whitman'a ait 12 şiirden oluşan kitap
"I celebrate myself,
And what I assume you shall assume,
For every atom belonging to me as good belongs to you.
I loafe and invite my soul,
I lean and loafe at my ease....observing a spear of summer grass."
"I celebrate myself,
And what I assume you shall assume,
For every atom belonging to me as good belongs to you.
I loafe and invite my soul,
I lean and loafe at my ease....observing a spear of summer grass."
walter whitman'ın amerikan şiirinin miladı sayılan, serbest serbest -gerek içerik gerekse form olarak- takıldığı kitabının adı.dead poets society filminde en çok anılan eser olmayı da başarmıştır.
Başrolde Edward Norton'un oynadığı 2009 yapımı film. Norton filmde, biri dünyanın en önemli felsefe profesörlerinden birini ve de onun tek yumurta ikizi olan küçük bir orta batı kasabasında yaşayan uyuşturucu üreticisini canlandırıyor.
Önemli bir üniversitede kendi bölümü olan bir profesör olan Bill'e bir telefon geliyor. Telefonda tek yumurta ikizi olan kardeşi Brady'nin öldürüldüğünü söylediklerinde mecburen doğduğu kasabaya gitmeye karar veriyor. Bu onun için oldukça zor bir durum çünkü o kafasında çoktan bu kasaba ve orada yaşayan ailesiyle bağlantısını koparmış durumda. Oraya gittiğinde ise kardeşinin aslında ölmediğini, sadece onu oraya getirtmek için yalan söylediği anlıyor. Önce sadece onu özledikleri için görmek istediklerini düşünürken kardeşinin onunla ilgili başka planları olduğunu farkediyor.
Film aslında, neysen o'sundur. Kendini değiştirmeye çalışabilirsin. Belki sadece cilalayabilirsin de. Ama sen hala o küçük kasaba da doğmuş, büyümüş, kişiliğinin temellerini orada atmış olan o küçük çocuksun tarzında bir film. Ayrıca Edward Norton'u birbirinden tamamen farklı iki rolde ve iki ayrı aksan da izlemek de başka bir keyif. Hele kardeşlerden birinin ne kadar lakayt bir karakter olduğunu düşünce ayakta alkışlamak ta gerekiyor gibi.
Önemli bir üniversitede kendi bölümü olan bir profesör olan Bill'e bir telefon geliyor. Telefonda tek yumurta ikizi olan kardeşi Brady'nin öldürüldüğünü söylediklerinde mecburen doğduğu kasabaya gitmeye karar veriyor. Bu onun için oldukça zor bir durum çünkü o kafasında çoktan bu kasaba ve orada yaşayan ailesiyle bağlantısını koparmış durumda. Oraya gittiğinde ise kardeşinin aslında ölmediğini, sadece onu oraya getirtmek için yalan söylediği anlıyor. Önce sadece onu özledikleri için görmek istediklerini düşünürken kardeşinin onunla ilgili başka planları olduğunu farkediyor.
Film aslında, neysen o'sundur. Kendini değiştirmeye çalışabilirsin. Belki sadece cilalayabilirsin de. Ama sen hala o küçük kasaba da doğmuş, büyümüş, kişiliğinin temellerini orada atmış olan o küçük çocuksun tarzında bir film. Ayrıca Edward Norton'u birbirinden tamamen farklı iki rolde ve iki ayrı aksan da izlemek de başka bir keyif. Hele kardeşlerden birinin ne kadar lakayt bir karakter olduğunu düşünce ayakta alkışlamak ta gerekiyor gibi.
kanadalı besteci matthew whittall bu kitaptan yola çıkarak piyano prelüdleri bestelemiştir. performansı 1 saate yakın sürmekle birlikte, tarzı minimalist olarak değerlendirilebilir.
tim blake nelson'ın (ki kendisini "o brother, where art thou?" ya da "syriana" gibi filmlerden tanıyoruz) yazdığı ve 2009 yılında yönettiği şahane bir hikaye.
afişten görüleceği üzere baş rolde edward norton oynuyor. ki o'nun oynadığı kötü bir film henüz izlemedim zaten.
--spoiler--
neyse, film 2 farklı hayat yaşayan ikiz kardeşlerin hikayesi. ikizlerden biri felsefe profesörü, diğeriyse esrar satıcısı. eğlenceli gibi başlıyor film, hatta memleketi oklahoma'da yaşayan kardeşin aksanı çok komik ve şirin geliyor insana. profesörün memleketine gittiğinde esrar içince ki tripleri ise şahane. ancak filmin ortalarında ne oluyorsa oluyor, birden silahlar çıkıyor. her yer kan oluyor. film hareketleniyor. o zaman da bunun tipik bir amerikan aile filmi olmadığını anlıyorsunuz. aslında film hakkında çok şey yazmak istiyorum ama o kadar süprizli ki, spoiler bile vererek izlemeyenler için bu süprizleri mahvetmek istemiyorum.
--spoiler--
kısacası; izleyin, izlettirin.
afişten görüleceği üzere baş rolde edward norton oynuyor. ki o'nun oynadığı kötü bir film henüz izlemedim zaten.
--spoiler--
neyse, film 2 farklı hayat yaşayan ikiz kardeşlerin hikayesi. ikizlerden biri felsefe profesörü, diğeriyse esrar satıcısı. eğlenceli gibi başlıyor film, hatta memleketi oklahoma'da yaşayan kardeşin aksanı çok komik ve şirin geliyor insana. profesörün memleketine gittiğinde esrar içince ki tripleri ise şahane. ancak filmin ortalarında ne oluyorsa oluyor, birden silahlar çıkıyor. her yer kan oluyor. film hareketleniyor. o zaman da bunun tipik bir amerikan aile filmi olmadığını anlıyorsunuz. aslında film hakkında çok şey yazmak istiyorum ama o kadar süprizli ki, spoiler bile vererek izlemeyenler için bu süprizleri mahvetmek istemiyorum.
--spoiler--
kısacası; izleyin, izlettirin.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar