bugün

bir yılmaz erdoğan şiiri...

berfinim,
içimin güler yüzü,
yaşanılası iklimim hoşgeldin...

adının çapraz yazılması kimin umrunda...
denize düşen yılana öykünür biraz da...

bir aralık sızıverdin işte
ömrümüzün en gevrek zamanı...
çıt diyor kırılıyoruz,
öfke kadar saydamız o zamanlar
ve kırılgan
bıçak kadar!

kızım demeyi öğrettiğin için
o tanrısal kokun
ve gülüşündeki baban için

ki hala zillleri çalıp kaçmak istiyorduk
yarım yamalak aşk kırıntıları
tabakta bırakılmış,yazık atılacak bir sevda haritası,
hatta el değmemiş delilikler istiyorduk...
çocuktuk daha
büyümeye direniyorduk,
iş toplantılarında lolipop zamanlar
düşlüyorduk

ama sızı verdin işte...
bir avuç yeşil gevrek rokaydık,
mayışmamıza bir limon yetecekti...
biz garsonu bekliyorduk,
sen çıkageldin...

hoşgeldin berfinim..
kızım kızgınlığım..
bilmiyorduk daha,
objektiflerin objektif olmadığını,
ikimize yeter sanıyorduk ikimizin toplamı,
meğer doyurmak zormuş içimizdeki hayvanı...

habersiz geldin,kusura bakma
ortalık biraz dağınıktı..
şimdi hemen toplarız sanıyorduk,
olmamıştık daha...

işin zor kızım
hem büyüyecek
hem bizi büyüteceksin..
baban mı var,derdin var kızım...

hoşgeldin kızım,
içimin gülen yüzü,hoşgeldin...
(bkz: baban mı var derdin var)
bir babanın, kızına söyleyebileceği güzel sözler gerçekten... özgün sözler.
çok çok ince bir tınısı olan y.erdoğan şiiri. büyüksün üstad. ayrıca sevilen kişiye "yaşanılası iklim" demek ne güzel bi ifadedir... bunların dışında şiirde benim için muamma kalmış bir kaç noktada vardır. bunlara birisi cevap verirse müteşekkir olurum.

"adının çapraz yazılması"
"kırılgan bıçak kadar"
"objektiflerin objektif olmadığını" derken neyi kastetmiş acaba?