bugün

muş alparslan üniversitesi yök'e kürtçe bölüm açmak için başvuru da bulunmuş ve yök sakınca görmeyip olumlu yanıt vermiş. şuan kanım dondu ve ben birşey söyleyemez durumdayım. türkiyenin sonunu kürtler değil bizim hükümetimiz getirecek.
(bkz: ütopya)
hayallerde yaşamak.
talep halinde olabilecek doğal bir eğitimdir...

korkmaya çekinmeye gerek yok... eskiden anadilleri yasaklıyken de ülke bölünmedi, kürtçe şarkılara izin verilince de ülke bölünmedi, devletin kurduğu trt şeş yayına girince de ülke bölünmedi...

kısaca kan donduracak birşey yok. üniversitelerimizde ingilizce, fransızca, almanca, arapça eğitim varken, almanların kuracağı üniversite varken bu korku ve hezeyan nedir?

bu toplum daha kaç yıl korkularla yaşayacak...
olabilir, olabilmelidir ve olabilmesinde hiçbir sakınca yoktur.
sadece istemek olsundur..verilen eğitimi alabilecek kapasite yoktur ki kendilerinde.
ingilizce, fransızca, almanca, arapça eğitim kişilerin daha önemli birey olmasına katkıda bulunur. gıdaların üzerindeki arapça yazılar var ve tüm dünya ingilizce konuşuyor. fransızca kimya pazarında, almanca da teknoloji pazarında önemli yere sahip. kürtçenin nesi var? bölücülükten başka birşey olarak görmüyorum şahsen.
kürtçesi eksik kaldı..
türkiye'deki insanlara seçenek olarak sunulması halinde sadece kürt milliyetçileri tarafından seçilecek eğitim türü. çünkü kürtçe'nin dünya dilleri arasında bir özelliği yok. bunu da geçtim, türkiye'de kürtçe eğitim görmek, türkçe bilmemeye bu sayede de türkiye'de başarılı olamamaya sebep olacak. bu yüzden de çoğu kişi tarafından tercih edilmeyecek.

size örnek olarak belçika'yı vereyim; belçika'da hem fransızca, hem de hollandaca* bölgesel ve resmi dildir. valon bölgelerinde fransızca eğitim veren okullar, flaman bölgelerinde ise hollandaca eğitim veren okullar vardır. başkent brüksel'de ise, fransızca eğitim veren okullarla, flamanca eğitim veren okullar bir arada bulunmaktadır. belçika'da flamanlar daha zengin oldukları için, hollandaca bilmek fransızca bilmekten daha önemli bir hale gelmiştir. bu sebepten dolayı, brüksel'de çoğu valonlar bile çocuklarını hollandaca eğitim veren okullara gönderir, fransızca eğitim veren okullar çok tercih edilmez (ki brüksel'de fransızca konuşanlar ağırlıktadır ve fransızca, uluslararası arenada hollandaca'ya fark atar.)

sizce bu durum türkiye'de de yaşanmayacak mı?
Turkiyenin ihtiyaçlarından eğitim konusunda acil konulardandır.
(bkz: yetmez ama evet)
(bkz: anadilde eğitim)
son günlerde eğitimdeki gerici akımı görenlerin bu 4+4+4+4'e de anca kürçe yi eklemek yakışır, bir rezalet bu olsun da tüy dikilsin diye talebidir.
sade bir vatandaş olarak çıkıp da burada kar-zarar muhasebesi yapacak değilim. bu devletin, milli eğitimin görevi olabilir ancak. hesaplar kitaplar yaparlar kürtçe eğitim için ayrılacak ödenek ile bu eğitimin sonunda yetişecek insanların ülkeye katma değeri ne olur, ne olmaz bunun üzerine kafa yorarlar.
bu ülkede ruandalı 3 tane hutu yaşasa ve hutuca eğitim istese benim için bir sorun yok. kaldı ki kürtçe eğitim zaten geç kalınmış bir şeydir.
bunu eğer devlet kendisi finanse edemeyecekse, özel eğitim kurumları açılmasına izin verir ve onlar eli ile eğitimi verir.
yok efendim kürtçe eğitim yapan özel okullar pkk lı yuvası, örgüt kampı olur endişeleri taşınıyorsa sıkı sıkı denetlenir. emdikleri süt burunlarından getirilir, ama yine de eğitim hakları verilir.

kürtçe eğitim veren okullar nasıl olmalıdır?

çocuklara ilk sınıftan itibaren kürtçe okuma, yazma öğretilmelidir. sözel derslerin hepsi de kürtçe verilebilir. orta öğretimden itibaren türkçe hazırlık sınıfları kurulmalı, fen bilimleri ve matematik dersleri türkçe okutulmalıdır.

yüksek öğretimde kürtçe ye geçilmesi çok uzun bir süreç ister, yıllarca bastırılmış, yasaklanmış bir dil ile akademik kariyer yapılmaz, yapılmaya kalkılsa sırf o kitapların çevirisi on yıllar alır, öğrencileri de durun kürtçe akademik dil olacak diye bekletsek bugün 18 yaşında olan adam 78 yaşına gelir. o derece yani. kaldı ki bugün alanında uzmanlaşan insanlar için türkçe kaynak bile yok, türkçe bile henüz tam bir eğitim dili değil. ancak lisans eğitimi için işe yarıyor. üzerine koymak istiyorsanız ingilizce, almanca, fransızca şart.

yine de kürtçe eğitim bir yerden başlamalı diyorum, ayrıntıları çok da önemli değil aslında.
grameri olmayan bir konuşma tarzının eğitimi zaten olmaz. dil olduğu iddia edilen bu konuşma tarzında bitlisliyle urfalı birbirlerini anlayamaz konuşurken. fransızca-farsça-türkçe-arapça kelimelerden oluşan bu konuşma tarzıyla zorlama bir dil ortaya çıkarılmaya çalışılmaktadır ama cıkssss olmayacaktır. gramer lazım gramer. kürtçe diye bir dil yoktur ki eğitimi olsun.
aslında türk halkı için de kürtçe eğitim olumlu olabilir. güney doğu tarafları için konuşuyorum, tabii. kürt halkı nankördür kesin konuşmuyorum ama olası bir ihtimal de var. sırf andımız okutuluyor diye, türküm dememek için okuldan kaçanlar var. veya türklerin okuluna yollamam diyen aileler. belki de kürtçe eğitimle bir çok gencimizi daha okumaya hevesli hale getirebiliriz. belki de devlete karşı olan keskin nefret son bulur. tabi kesin konuşmuyorum, kaideyi bozacak kadar istisna olabilir. kürt halkı bu keçiden beter...
caiz olan eğitimdir. bence bu konuda takıntılı davranmanın alemi yok. bu ülkede işçi bayramının resmi olmasına da tedirginlikle bakılıyordu ve taksime sendikaların inmesinden de korkuluyordu. noldu ülke mi bölündü. kürtler ayrılmak istemiyorlar türkiyeden. neden kendi kendinizi yiyip bitiriyorsunuz. kürtçe eğitim serbest olsa kürtlerin % 90'ı bunu almayacaklar emin olun. rahat olsun içiniz.
yok anasınınamı daha neler amk. kuşdili de seçmeli ders olsun bari.
burası türkiye burada türkçe konuşulur kürtçe eğitime o kadar meraklıysalar türkiye çumhuriyeti vatandaşlığından çıkarlar bu ülkeyi terk ederler sonra nerede alabiliyorlarsa alırlar babayı.
hani olur da bir gun serbest olursa, dil bilgisi kisminda ne ogretecekler cok merak etmekteyim. haklarinda yazili tek bir kaynak yokken -pardon 1960 kusurlerde italyanca yazilmis bir kurtce gramer kitabi varmis. cok guldum- neye dayanarak egitim verecekler? egitim vereceklerin yeterlilik duzeyi neye gore sinanacak? sinayacak kaynagin yok ki bi kere? neye gore adamin bunu ogretebilecegine karar vereceksin?

yine sik kafali bolucu kurtlerin 'olsun da camurdan olsun' mantigiyla sictiklari bir istek gibi duruyor. acilan kurtce kurslari gibi yine bir sure sonra sinek avlayan kurumlar olacaktir buralar da.

bilim sizin neyinize onu da cok merak ediyorum. hala ortacag'da yasiyorsunuz. zihniyetiniz de yapilariniz gibi kohne. bu zihniyeti bi degistirmeyi dusunun de. yapilar sonra zihniyeti takip edecektir zaten.
bazı mercimek beyinli organizmalar kürtçe hakkında en ufak bir bilgi bilmedikleri gibi türkiye'yi de bilmiyorlar.

Kürt edebiyatı, halk edebiyatı ve yazılı edebiyat olarak ikiye ayrılır. Sözlü edebiyat, yani halk edebiyatı, yaklaşık bin yıl öncesine kadar dayanan yazılı edebiyata göre çok daha eskidir. Hemadani Baba Tahir (935-1010), Kürt edebiyatının ilk yazılı örneğini, bin yıl önce iran'da Arap alfabesiyle yazmıştır.
Kürtçe'nin edebi ürünlere sahip önemli bir lehçesi Kurmanci'dir. Kurmanci lehçesinin 15. yüzyılda yazılmış olan bazı edebi eserler günümüze kadar ulaşmıştır. Bu lehçeyle yazan Kürt şairleri arasında ilk akla gelenler Elîyê Herîrî (1425-1495), Feqîyê Teyran (1590-1660), Melayê Cizîrî (1570-1640) ve Ahmed-i Hani (1650-1707)'tir. Ahmed-i Hani'in Mem û Zîn adlı ünlü eseri birçok kez yayımlandı. Türkçe'ye ilk kez 1930'da çevrilen Mem û Zîn, daha sonra M. Emin Bozarslan tarafından tekrar çevrilmiştir.
Bunlara Kürtçe şiir yazdığı belirtilen Abdussamed Babek (ölüm tarihi: 1019 veya 1020) ile Diyarbakırlı kadın şair Sırrı Hanım (1814-1877) eklenebilir. Kimi yazarlar Osmanlı edebiyatının ünlü isimlerinden Nef'i (1572-1655) ve Nabi (1642-1712)'nin de Kürtçe şiirlerinin bulunduğunu belirtmektedir.[kaynak belirtilmeli]
Prof. Qenatê Kurdo'nun belirttiğine göre 1911'de Viyana'da yayınlanan Yezidilerin kutsal kitabı Kitab el Celve, Kürtçenin Güney lehçesiyledir. Ona göre bu kitap 11-12. yüzyıllarda, O. L. Vilçevski'ye göre ise 17. yüzyılda yazılmıştır.

bugün kürtçe güney kürdistan'nın resmi dilli akademik olarak onlarca üniversitede eğitim dilidir.

bir iki bir şey okuyun be cahil türkçü kardeşlerim bu kadar cehallet olmaz.
ben de türkçe-fransızca-arapça-farsça dillerinden kelimeleri toplayayım ''bakardicolaca'' diye bir dil yapayım, bakardicolaca romanlar şiirler yapayım ve buna gramer densin, ne güzel istanbul beee. gramerin roman-şiir yazmak olduğunu sanan, dil bilgisi olduğunu bilmeyen, cahil cühela takımına tekrar hatırlatmakta fayda vardır ki kürtçe diye bir dil yoktur ki eğitimi olsun. dil bilgisi dersinde ne öğreteceksiniz çok merak ediyorum. öğretecek birşey yok ki. kürtçe eğitim dersinde toplama kelimelerden yazılmış mem ü zin okutur durursunuz sabah akşam. kısaca; saçmalamakta son noktadır.
doğuda türkçe bilmeyen yüzbinlerce bebeyi eğitebilmenin tek yoludur.

bugün kürt bir abinin ağzından
bu konuyu
hiç göremediğim bir açıdan görmemi sağlayan şeyler dinledim sözlük.
bu abi istanbul galata'da
işini layığıyla yapan
40larında bir esnaf.
diyor ki:
"bizler döneceğiz yaşlanınca köylerimize istanbuldan; ama bizim çocuklarımız dönmeyecek... hani nasıl türkler de almanya'ya gitti... şimdi yaşlılar dönüyor da gençler kalıyor. işte aynı o hesap..."

buyur burdan yak sözlük:

"ilkokula başlıyorlar tek kelime türkçe bilmeden. evde konuşulmuyor, komşuda konuşulmuyor. evde türkçe bilen yok, türkçe öğretebilecek yok. okul türkçe. kimse bir şey anlamıyor, kimse öğrenemiyor. çocuk kürtçeyi zor öğrenmiş... kürtçe öğret ne öğreteceksen. hangi dilde öğretirsen öğret. yeter ki öğret. akıllı olur, bir şeyler öğrenir. matematik öğrenir. biyoloji öğrenir..."

ulan biz işin nerelerinden bakıyormuşuz da hakikati kaçırıyormuşuz be canım sözlük.
yarrağım ile başlıyorum cümleme sen hayatında kürtçe üzerine araştırma yaptın mı ? hiç görmediğim bi şeyi inkar etmekten başka ne yapabilirsin ...bakardicola'ya
türkiye'de talep olan yerlerde başlatılmalıdır. Iran'daki azeri soydaşlarımız da azerice eğitim görüyorlar. Iran bölünüyor mu? Hayır.