bugün

sizi azarlayan, aniden sinirlenen, bazen yanlış yapan sevgiliyi "psikolojisi bozuk bu aralar; alttan almak, zor günlerini birlikte aşmak lazım." diye düşünerek, daha bir iyi davranmak ve hataları görmezden gelmeye çalışmak durumudur.

peşin not: yoğun analiz ve duygu yüklüdür.

ilişkiye yeni başlamışsınızdır. onun yeni ameliyat olduğunu, stres ve depresyon içinde olduğunu, bazı ilaçlar kullandığını görür ve zamanla onu savunmasız, korumaya muhtaç olarak görmeye başlamaktan kendinizi alamazsınız. bunu o da istiyordur çünkü, her öfke patlaması ve yanlışında sakinleşince gelip sizden defalarca kez özür diler, affettiğinizde dünyadaki en yakınının siz olduğunu söyleyip daha bir sıkı sarılır size. siz de içinizden daha çok yanında olup daha çok şeye göğüs germek için kendinize söz verirsiniz her seferinde gururla. ne de olsa eninde sonunda bu zor zamanları atlatacaktır. yaptığı hiçbir şeyden onu sorumlu tutmazsınız, anlamaya çalışır ve sonunda en olmadık şeylere bile göz yumarsınız. zaman geçtikçe hem o zor günlerini atlatacak, hem sizi daha iyi anlayacak ve birbirinize benzemeye başlayacaksınızdır ne de olsa...

aylar geçer, yıllar geçer... sizi sinirlenince yerden yere vurup hain ilan etmeye devam eder, kötü olarak nitelendirdiği insanları bile size sonuna kadar savunmaya devam eder. ona zararı dokunduğunu düşündüğünüz insanlardan uzak durmak bir yana dursun daha da yakın olmaya başlar. onu dünyanın en saf, en temiz ve en korumasız canlısı olarak gördüğünüz için çevresindeki art niyetli insanları ona yine sakin sakin konuşup, neden kötü insanlar olduklarını anlatmaya çalışırsınız. farkında değilsinizdir ama yorulmaya başlamışsınızdır çoktan. her olayda başa sarmaktan, verilen sözlerin her seferinde yok sayılmasından, bir adım ileri gidip iki adım geriye gitmekten ruhunuz tükenmeye; sizin de psikolojiniz bozulmaya başlamıştır. olsundur, bozulsundur. o da sizin psikolojiniz bozulunca sizin yanınızda olacaktır ne de olsa, siz bir bütünsünüzdür. böyle düşünür yine de tüm gücünüzle ikiniz için, en çok da onun için daha iyi, daha zeki, daha sakin bir insan olmaya çalışarak devam edersiniz.

aylar geçer, yıllar geçer... sizin psikolojiniz de çökmüştür. mantıksız olayların saf bir insan tarafından nasıl yapılabileceğini düşünmekten polyanna olmuş, yine de birçok olaya hala açıklama getirememekten nefes alamaz hale gelmişsinizdir. bu mantıkla cinayet işleyen insanı da, yankesiciyi de, kocasını aldatan kadını da anlayabildiğinizi görüp kafanız iyice gitmeye başlamıştır. "seri katil bile bu mantıkla haklı bulunabiliyor, en azından psikolojisinin bozuk olduğunu düşünürsek onun suçsuz olduğu noktasına varıyoruz." düşüncesi beyninizi kemirmeye başlar. "acaba ben bir bataklığa mı saplanıyorum, gerçekleri görme yetimi kaybedip bir hayal üzerine mi yaşıyorum?" diye düşünür durursunuz. onunla olan sorunlar bir çığ gibi büyüyerek devam eder. alttan aldığınız ve suçlu ilan edildiğiniz her tartışma hala onun beyninde size en nefret yüklü şekliyle duruyordur, her tartışmada bunlardan bahis açıp rencide eder çünkü. "günün birinde beni anlayacak, o zaman beni çok sevip bana çok teşekkür edecek." diye düşünür susarsınız. zira ara sıra hala en zor günlerini sizinle 'atlattığını' söyleyip sizi yere göğe sığdıramamaktadır.

aylar geçer, yıllar geçer... siz yerinizde saymak bir yana dursun iyice geriye gittiğinizi, saflığın yok olduğunu görüyorsunuzdur artık. karşıdan gelen yalanların, dalaverelerin, gizli saklı işlerin ve tartışmalardaki hakaretlerin bini bir paradır. tükenmişsinizdir. işin kötü yanı sizin en zor anlarınızı düşündüğünüzde onun yanınızda olmak bir yana dursun ortalarda bile olmadığı gerçeğidir. artık olmayacağınızı anlamaya başlamışsınızdır. "üç sene çabaladık, biraz daha bekleyelim belki düzelir." diye düşünüp eski verdiğiniz tavizleri vermeden, olaylara dışarıdan bir göz gibi bakarak ilişkiye devam etme kararı alırsınız. görürsünüz ki o tavizler olmadan gitgide o sizi terk etme noktasına geliyordur. terk ediyordur. daha önce onlarca kez etmiştir haklı haksız yere, her seferinde gidip kapısında yatıp gönlünü almışsınızdır. "bu sefer o eksikliğimi görsün." diyerek aramama kararı almışsınızdır. hala içinizde "seni çok özledim, seni şimdi daha iyi anlıyorum." diye en azından "biz bunu haketmiyoruz." diye döneceğine dair bir umut ışığı vardır.

günler geçer, haftalar geçer... bakarsınız ki aramak bir yana dursun, o kötü insanlarla sarmaş dolaş fotoğraflar paylaşılmaya başlanmıştır. her tartışmanızda ona yanaşmaya kalkan ve onu hep uyardığınız tiplerle de iyice samimileşmeye başlanılmıştır. yaslanır arkanıza kimseyi sevmemeyi düşünürsünüz. "artık biraz da kimse neden benim kimseyi sevmediğimi anlamaya çalışsın, ben çok yoruldum." der, susarsınız...
Okumadım ama haklısın.
Kafasızlıktır.

Bilmem kaç yıldır beraberiz diyerek öküz sevgilisinden ayrılamayan hatta evlenip hayatını karartan tonla insan var.

Az basiretli olun.