bugün

ingilizleri perişan ettiğimiz zafer. pek bahsetmezler.
Bu zaferin uzun yıllar rafa kaldırılmasını eleştirmek yerine, bu gün bu zaferi ülkeye tekrar hatırlatan kişiler veya kurumların doğru olmadığını düşündüğünüz gerekçesiyle,ingiliz ordusunu bozguna uğratan muzaffer ordumuzu anmamak yada önemsememek taassubtur, yanlıştır. Hakîkat kimin ağzından çıkarsa çıksın, hakîkattir.

görsel

görsel

görsel
29 Nisan 1916...Türkiye'nin NATO'ya üye olduğu 1952 yılına kadar, bu tarih Silahlı kuvvetlerde 'KUT bayramı' olarak kutlanmaktaydı. Çünkü bu tarihte Irak /Kutül Amare'de Halil paşa komutasındaki Osmanlı kuvvetleri ingilizleri perişan etmiş ve Çanakkale zaferinin hemen ardından kazanılan bu zaferle düşmana büyük bir darbe daha vurulmuştu. ingiliz ordusunun generali Towshend dahil 13 bin ingiliz askerinin esir alındığı ve onbinlercesinin öldürüldüğü bu bayramın bugün yıl dönümü

KUTUL AMARE NEDiR?

Tarih 29 Nisan 1916’dır. Unutulan bugün tıpkı Çanakkale gibi diline, ırkına, memleketine bakılmaksızın Müslüman Osmanlı Ordusunun Irak’ın Kut bölgesinde ingilizlere karşı kazandığı büyük bir zaferidir.

Kutul Amare’de 13 bin 300 ingiliz askeri ile 13 general 481 subay esir alınıyor ve 40 bini aşkın ingiliz askeri öldürülüyordu. ingilizlerin müttefiki olan tüm ülkeler ve tabi ingilizler bu zafer karşısında şaşkınlık gösteriyordu

Büyük kuvvetlerle Çanakkale’ye saldıran ingilizler, aynı tarihlerde de diğer Osmanlı topraklarında adım adım ilerliyorlardı. Çanakkale yenilgisinden sonra ağırlıklı olarak Ortadoğu,Kuzey Afrika ve Irak Cephelerine kuvvet kaydıran ingilizler bölgenin kalbi Bağdat’ı ele geçirmek istiyorlardı.

General Tawshend komutasındaki birlikleri 24 Temmuz 1915 günü Bağdat’a doğru hücuma geçti. Bu ilerleyiş karşısında Irak Umum Kumandanı Nurettin Bey komutasındaki birlikler 28 Eylül 1915 tarihinde ingilizler karşısında Kut’ül Amare’den çekildi ve ingilizler burayı işgal etti.

22 Ekim günü ise ingiliz birlikleri Bağdat üzerine iki koldan yürümeye başladılar. Bu birlikler Selman Pakt’ta Nurettin Bey komutasındaki birlikler tarafından 22 Kasım günü durduruldu. ingilizler tekrar Kut’ül Amare’ye geri çekilmek zorunda kaldılar. 23 Kasım günü de Osmanlı birlikleri hücuma kalktı. Birçok yerde çok çetin çatışmalar oldu. Zaman zaman Müslüman birlikleri geri çekilse de Müslüman Osmanlı askerinin genel saldırısını ingiliz kuvvetleri durdurmadı.

5 Aralık günü Osmanlı birlikleri, Kut’ül Amare önlerine geldiler. Aralık ayı boyunca Kut’ül Amare’de sıkışan ingiliz birlikleriyle çok çetin çatışmalar oldu ve ingilizler kuşatıldı.

Osmanlı ordusu Kut’ül Amare’de ingilizleri tam manasıyla kuşatmış ve bir çember içine almışlardı. Bunu yarmak için ingiliz birlikleri zaman zaman takviye aldıysa da başarılı olamadı. Mart ayına kadar süren bu kuşatma sırasında ingilizler içinde büyük kayıplar oluyordu. Nehirlerden yapılan cephane ve yiyecek yardımı yeterli olmuyordu. Bu yarma sırasında Sabis bölgesinde Ali ihsan Bey komutasındaki birliklerle de başarılı çarpışmalar oluyordu. Sabis Meydan Muharebesi olarak da tarihe geçen bu çatışmalarda Müslüman Osmanlı Askeri büyük başarılar elde ediyordu.

10 Mart 1916 günü zor durumda bulunan ingiliz birliklerine, Halil Paşa, tarafından teslim olma önerisi verildi. ingilizler buna olumlu cevap vermedi. ingilizler 6 Nisan günü büyük bir saldırıya geçerek yarma harekâtına giriştiler, ancak başarılı olamadılar ve çok büyük kayıplar verdiler.

9 Nisan günü ingiliz Generali Tawshend’e, Kut’ül Amare Kahramanı Halil Paşa’nın "teslim ol" çağrısı gitti. General buna, "Türkler, muharebe sahasında daima iyi asker ve necip insandırlar; fakat ben henüz teslim olmayı düşünmüyorum" cevabını verdi.

22 Nisan günü ingiliz birlikleri General Tawshend komutasında 5 bin kişilik bir birlikle hücuma geçtiler. Bundan da sonuç alamadılar. 3 bin ölü vererek geri çekildiler. Arada Hali Paşa’ya rüşvet teklif ederek kuşatmanın kaldırılmasını istediler.

Hali Paşa da bu tarihî teklife şu anlamlı cevabı verdi: "Baltacı devirleri geride kaldı!"

29 Nisan günü ingilizler, Osmanlı ordusuna teslim oldular. Bu tarihi zafer üzerine Altıncı Ordu Komutanı Mirliva Halil Paşa, ordusuna şu mesajı çekiyordu:

"Bugüne ‘Kut Bayramı’ namını veriyorum."

Bu zafer Avrupa’yı tam manasıyla şok etti. Bütün gazeteler Osmanlının zaferini yazmak zorunda kalırken, ingilizler için de "Çanakkale’den sonra en büyük hezimete uğradı" değerlendirmesini yaptılar.

Bir süre sonra buradaki Osmanlı birlikleri, Almanya’nın etkisiyle, iran cephesine gönderildi ve zayıf kalan bu cepheye ingilizler 1917 yılı başında büyük kuvvetler yığarak bekledikleri güce ulaştı ve 11 Mart 1917’de Bağdat’ı geri aldılar. Daha sonra da Musul’a doğru ilerlediler. Petrol yatakları Musul’u, Müslüman Osmanlının direnişi karşısında alamadılar.

Ancak bu zaferlerin bu direnişlerin seyri Mondros Mütarekesi’yle değişti. Mondros Mütarekesi’nden üç gün sonra Irak ve iran Cephelerinde savunulan Müslüman toprakları işgal edildiler.

Kut’ül Amare ve çevresindeki bölgelerde görev yapan ve adlarını iki büyük zafere attıran Ali ihsan ve Halil Paşalar yıllar sonra soy ismi olarak bu bölgenin isimlerini aldılar. Sabis ve Kut.
Kut’ül Amare’de Osmanlı ordusu bizim bugün bu topraklarda bir Müslüman olarak yaşamamız için 25 bin şehid verdi.

Halil paşa kut zaferi üzerine 29 nisan 1916 tarihli günlük ordu emrinde şu tarihi notları düşüyordu:

“ORDUMA

Arslanlar!..
- Bugün Türkler’e şerefü şan, ingilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın müşemmes semasında sühedamızın ruhları şadü handan pervaz ederken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum.

- Bize ikiyüz seneden beri tarihimizde okunmayan bir vakayı kaydettiren Cenab-ı Allah’a hamdü şükür eylerim. Allah’ın azametine bakınız ki, binbeşyüz senelik ingiliz Devleti’nin tarihine bu vakayı ilk defa yazdıran Türk süngüsü oldu. iki senedir devam eden Cihan harbi böyle parlak bir vaka daha göstermemiştir.

- işte Türk sebatının ingiliz inadını kırdığı birinci vakayı Çanakkale’de, ikinci vakayı burada görüyoruz.

- Bugüne KUT BAYRAMI namını veriyorum. Ordumun her ferdi, her sene bu günü tesit ederken şehitlerimize yasinler, tebarekeler, fatihalar okusunlar. Sühedamız, hayatı ulviyatta, semevatta kızıl kanlarla uçuşurken, gazilerimiz de gelecekteki zaferlerimize gözcü olsunlar.”

Mirliva Halil
Altıncı Ordu Komutanı
29 / nisan / 1916- Bağdat

Onları rahmet ve minnetle anıyoruz.
Çanakkale’yi hatırlıyoruz da neden Kût’ül-Amâre’den söz edilmiyor? Bu zaferi bize neden unutturdular?

Ne zaman Kût’ül-Amâre’nin yıl dönümü gelse bu soruları duymaya başlarsınız. Çünkü bazı sözde tarihçiler, bu tür soruları ortaya atarak iyi niyetli role bürünüp çeşitli algılar yapmaya çalışmaktadırlar.

Mustafa Armağan, “Kût’ül-Amâre bize unutturuldu, çünkü bu zaferi Mustafa Kemal ya da onun ekibinden biri değil de tarihten silinmek istenen Enver Paşa’nın amcası kazanmıştır “diyerek hem olayı manipule etmiş hem de görevi olan operasyonel tarihçiliği icra etmiştir.

Mesele aslında Kût’ül-Amâre ya da Çanakkale değildir. Asıl mesele Mustafa Kemal’e çamur atmaya çalışmaktır. Bu zaferi anlatırken bazı araştırmacıların Araplara da paye vermesi acaba ingilizlerle işbirliği yapan ve arkamızdan vuran Arapların ihaneti gölgelenmek mi isteniyor? sorusunu da akla getirmektedir.

1914 sonlarında Basra’ya yerleşen ve 1915 sonbaharında Bağdat’ı almak için harekete geçen ingilizler, Bağdat’a 160 km uzaklıktaki Kût’ül-Amâre’ye kadar ilerleyerek şehri ele geçirdiler. Bu arada Nurettin Paşa komutasındaki Osmanlı kuvvetleri, General Townshend’in yönettiği ingiliz birliklerini kuşattılar.[1] Daha sonra Osmanlı Kuvvetleri’nin başına Halil Paşa getirildi. ingilizler zor durumdaydı, yiyecekleri bittiği için atlarını kesip yemeye başlamışlardı. Açlıktan, iskorpit ve dizanteri gibi hastalılarla ölenlerin sayısı artınca teslim olmaya karar verdiler. 29 Nisan 1916’da şehri Halil Paşa’ya teslim ettiler. Türk tarafı 300’den fazla subay, 10 bin kayıp verdi, ancak ingilizler adeta biçilmişti. 5 general, 481 subay ve 13.300 er esir alındı. ingilizlerin toplam kaybı 30 bin civarındaydı.[2]

Halil Paşa bu zaferden sonra yaptığı konuşmada zaferin “kut bayramı” ilan edilerek bundan sonra orduda kutlamasını istedi. Türk Silahlı Kuvvetleri de bunu bir gelenek haline getirdi. Kutlamalar 1952’ye kadar sürdü. Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı’nda şube müdürlüğü yapmış Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran, katıldığı bir tarih programında Türkiye, NATO’ya üye olduktan sonra ingilizlerin bu kutlamalardan rahatsız olduğunu ve bu tarihten itibaren “Kut Bayramı”nın unutulduğunu belirtmiştir.[3] Unutulan veya birilerinin söylemiyle UNUTTURULAN tarih, Adnan Menderes yönetimindeki Demokrat Parti iktidarına denk gelir.

Çanakkale Savaşları’na baktığımızda sonuçları itibariyle ulusal ve uluslararası etkiler bıraktığını görmekteyiz. Rusya’da Ekim Devrimi yaşanmış, Bulgaristan ittifak Devletleri’nin yanında savaşa girmiştir. Çanakkale ile öldürücü darbeyi vurmak isteyen itilaf grubu büyük hayal kırıklığı yaşamış, kesin bitecek denilen savaş 1918’ kadar uzamıştır. Mustafa Kemal’in burada gösterdiği başarılar onun yurt genelinde tanınmasını sağlamış ve bu da Milli Mücadele safhasında halkın onun etrafında toplanmasında etkili olmuştur. Bu sebeple etkileri ve sonuçları Kût’ül-Amâre’den farklıdır. ikisini kıyaslamak, bunun üzerinden tartışma yaratmak çok yanlıştır. Sonuçta her iki yerde de verilen mücadele ingiliz emperyalizmine karşı verilmiştir, her iki yerde de şehit olanlar Türk askerleridir.[4]

Mustafa Kemal Paşa da Halil Paşa da ellerinden gelenin en iyisini yapmış vatansever paşalardır, ancak tarihteki görevleri ve üstlendikleri roller tabi ki çok farklıdır. Keza Halil Paşa’ya başarısından dolayı Kut soyadını veren de Mustafa Kemal Paşa’dır. Mustafa Kemal’in ne Enver paşa’yı ne de kardeşi Halil Paşayı tarihten silmek gibi bir amacı yoktur. Ancak unutulmasın ki aynı Enver paşa, Çanakkale harp sahasına yaptığı ziyarette bütün grup cephelerini ve kumandanlarını teftiş ve ziyaret eder ancak en önemli cephe olan Anafartalar’a ve buranın kumandanı Albay Mustafa Kemal’in yanına uğramaz. Harbiye Nezareti’nin çıkarttığı Harp Mecmuası’nın kapağına Çanakkale kahramanı olarak Mustafa Kemal’in resmi konur, dergi tam basılacağı sırada Enver Paşa’nın emriyle değişiklik yapılır.“Başarı askerindir, şahsi sivrilmelere gerek yok” diyen Enver Paşa, Mustafa Kemal’in resmini kaldırtır yerine kendisinden bir yaş küçük amcası Kut Kahramanı Halil Paşa’nın resmini bastırtır.[5]

Her ne kadar Osmanlı Devleti Irak Cephesi’nde başarısız da olsa Kût’ül-Amâre’de kazanılan zafer önemlidir. ingilizleri prestij kaybına uğratan ve emperyalizme karşı kazanılan bir mücadeledir.

Yine de Kût’ül-Amâre’yi kim unutturdu? diye ısrarla soranlara şimdi biz soruyoruz! 1952 yılında Nato’ya üye olununca ingilizler rahatsız olmasın diye KUT bayramını kaldıran hangi iktidardı?

Meliha Kallimci ...

https://tarihtarih.com/20...ul-amareyi-kim-unutturdu/
Hiçbir kazanımı olmayan sözde zaferdir.
Zaferden sonra ırak bizim mi olmuştur? Yoo.
Elalem için 10000 mehmetçik ölmüş. Ama biz de 23000 ingiliz öldürmüşüz. Vay be. Bu şeref bize tbmm'nin açılışını, egemenliğin türk ulusuna geçişini unutturmaya yeter yani.
Geberin.
1952 yılında ingilizleri hoşnut tutmak için "demokrasi şehidi" "milletin adamı" tarafından kutlanılması kaldırılmış bir zaferdir.
1952'de zaferinin kutlanması kaldırılmıştır.
bugün 100.yıl dönümü olan, 13.000 küsür ingiliz askerinin ve 13 generalin osmanlı ordusu tarafından esir alındığı zaferin kazanıldığı yerdir. buna ikinci bir çanakkale zaferi de denebilir.

23 kasım 1914 günü basra'daki fav bölgesine çıkarma yapan ingilizlerin amacı sırasıyla nasıriye, ammare, kut'ül ammare, aziziye, selman-ı pak ve bağdat'ı ele geçirerek petrol bölgelerine hakim olmaktı. osmanlı'nın bölgedeki asker sayısı çıkartmanın ilk günlerinde yeterli değildi (8.000 kadar. ancak kut'ül amare muharebesine kadar bu sayı süleyman askerî'nin bölge halkını örgütlemesiyle birlikte 20.000'e kadar artacaktır). ingilizler fav'ı aldıktan sonra kuzeye doğru ilerledi ve nasıriye, ammare ve gelen takviye ile birlikte kut'ül ammare'yi de alınca osmanlı ordusu selman-ı pak'a çekilmek durumunda kaldı (temmuz 1915). ingilizlerin bu ilerleyişi 22-23 kasım 1915 tarihindeki selman-ı pak muharebesinde durdu. burada nureddin paşa komutasında ciddi bir savunma yaparak ingilizleri geri püskürten osmanlı ordusu, aziziye'yi de geri aldı ve 7 aralık günü kut'ül amare'yi kuşattı. halil paşa kuşatmayı sürdürürken, nureddin ibrahim paşa da bölgeye gelen ingiliz desteklerini geri püskürttü. 14 ve 17 aralık'ta ingilizlerin kuşatmayı yarma operasyonlarının başarısız olması ve 7-8 ocakta ingiliz takviyesinin şiddetli çarpışmalar sonucu kut'ül amare'ye ulaşmayı başaramaması sonucu ingilizler 29 nisan'da osmanlı ordusuna teslim oldu.

bu nureddin ibrahim paşamız: görsel
halil paşamız: görsel

başta nureddin ibrahim paşa, halil paşa, ali ihsan sabis ve süleyman askerî olmak üzere tüm kahramanlarımızın mekanı cennet olsun.
1914 yılında basra'ya çıkan ingilizlerin osmanlı askerleri tarafından yenilgiye uğratıldığı bölgenin adıdır.
demokrat parti zamanında menderes tarafından yasaklanmış kutlanması.

müslüman menderes diye zırlayan akepelilere kapak olsun .
Sadece bu konu hakkında yüzlerce makale yazılabilir.
Unutulmuş olması ne acı. Tarihimizden, aklımızdan silinmesi trajikomik.
Halil Paşa, Kut-ul Amare zaferinden sonra emrindeki birliklere hitab ediyor: Osmanlı sözü bile yok, TÜRK var artık TÜRK!

görsel
böyle önemli olayların olayları hatırlamak önemli.
Atatürk döneminde de bayram olarak kutlanan zaferdir

Zaten kazandığımız 2 cephe var biri bu diğeri çanakkale niye üzeri örtülsün kardeşim örtülünce ne faydasi olacak.
kpss 2016 da soru muhtemel soru beklenen ırak zaferidir.
ne var ne yok ezberledim.