bugün

olm kurbandan kurbana et gören milletiz. bi sittirin lütfen ya, başka yerde duyar kasın. 10 gün kaldı, gelsin kavurmalar, gitsin cigerler!
milletin büyük çoğunluğu kasaptan et alamaz durumdayken, eti fakir fukaraya dağıtılmak üzere kesilen kurbana neden karşı çıkılır anlamış değilim amk. cebinizden doyurun o zaman fakirleri!?
ayrıca büyük çoğunluğun b12 eksikliği çektiği memlekette tek çare et yemektir. kasaptan 50-60 liraya et alamayacak olan vatandaş b*k mu yesin? tuzu kuru olanlar, sofrasında pirzola biftek eksik olmayanlar konuşuyor tabi, yokluk ne bilmiyor ki ibinalar.
şimdi olay farklı bakış açılarından değerlendiriliyor ve konuşanlar düşüncelerini yanlış anlaşılacak şekilde ifade ediyorlar farkında değiller.

hadisleri savunanlar, kuran da eksik olan konular var denek istemiyorlar ama yanlış ifadeler kullandıklarından öyle de anlaşılabiliyor.

kuran yeter diyenler, peygamberimizin sözlerini dinlemeyelim demiyorlar ama gene yanlış ifadeler kullandıklarından öyle anlaşılıyor.

olayın özü şu. peygamberimizin sözleri elbet doğrudur ve yapılması gerekir ama malumunuz pek çok söz, peygamber sözüdür diye yalan söyleniyor ve bu ayrımı yapmak çok zor. aradan yıllar geçmiş.

ve de inananlar için kesin olarak kuran da herhangi bir eksik yoktur.

iki durumu birleştirirsek peygamberimizin sözleri ve uygulamalarında herkesin hemfikir olduğu namaz, hac, kurban gibi konularda tartışma yapıp "kuran da anlatılmıyor peki nasıl uygulayacaksın" demek anlamsızdır.
kurban kesmek vaciptir. yani farza yakındır. sebebi ise kevser süresindeki, " o halde rabbin için namaz kıl, kurban kes". ayetindeki 'kurban kes' olarak çevrilen kelime, şu an hatırlamadığım eşsesli başka bir anlama daha gelmektedir. diğer anlama gelme ihtimaline karşın kurban kesmenin vacip olması gerekliliği savunulmuştur.
Kurana.
bakınız, ayetler.

not: bu ayet meallerinin(çevirilerinin) doğruluğu veya yanlışlığı üzerimde bir yük değildir. hangi sûrenin hangi ayeti oldukları bellidir. isteyen istediği kaynaktan karşılaştırabilir.

“Haccı ve umreyi Allah için tam yapın. Eğer (bunlardan) alıkonursanız kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa, oruç veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir. (Hac yolculuğu için) emin olduğunuz vakit kim hac günlerine kadar umre ile faydalanmak isterse, kolayına gelen bir kurban kesmek gerekir. Kurban kesmeyen kimse hac günlerinde üç, memleketine döndüğü zaman yedi olmak üzere oruç tutar ki, hepsi tam on gündür. Bu söylenenler, ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayanlar içindir. Allah’tan korkun. Biliniz ki Allah’ın vereceği ceza ağırdır.” (Bakara 2/196)

“Onlara, Adem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), ‘And olsun seni öldüreceğim.’ dedi. Diğeri de ‘Allah ancak takva sahiplerinden kabul eder.’ dedi…” (Mâide 5/27)

“De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (En’ âm 6/162)

“Biz, her ümmete -(Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allah’ın adını ansınlar diye- kurban kesmeyi gerekli kıldık. imdi, ilahınız, bir tek ilah’tır. Öyle ise, O’na teslim olun. (Ey Muhammed!) O ihlaslı ve mütevazı insanları müjdele!” (Hac 22/34)

“Biz, büyükbaş hayvanları da sizin için Allah’ın (dininin) işaretlerinden (kurban) kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır. Şu hâlde onlar, ayakları üzerine dururken üzerlerine Allah’ın ismini anınız (ve kurban ediniz). Yan üstü yere düştüklerinde ise, artık (canı çıktığında) onlardan hem kendiniz yiyin hem de ihtiyacını gizleyen/gizlemeyen fakirlere yedirin. işte bu hayvanları biz, şükredesiniz diye sizin istifadenize verdik.” (Hac 22/36)

“Kendilerine ait birtakım yararlara tanık olsunlar. Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah’ın adını ansınlar. işte bunlardan yiyin, sıkıntı içindeki fakiri de doyurun”. (Hac 22/28)

“Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes.” (Kevser 108/2)

“Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik.” (Sâffât 37/107)lidir