bugün

hesabı kitabı bilmeyen biri olduğu açık.1 2 kredi kartını anladık da 28 ne lan!. neyine güvenip alıyorsun denir bu tarz salak insanlara.
burnuna yaptırdığı estetiğin parasını kredi kartıyla ödeyen sonra da ne yapağğ yağğ kocayı mı boşayağğğ diye böğüren andavaldır. hamuha goim. *
Kadının ruh sağlığı kesinlikle yerinde değil, saÇma sapan hareketler iÇinde. Bankaların faizleri yüksek olabilir ama suÇun tamamının da bankalara atılması cok sacma. 28 tane kredi kartı ney lan. Madem sen basvuru yapmadan kart geldi kullanmadan iptal ettir ya da kullanma, cebinden nakit cıkmadan habire kullanmak iyi geliyor, ödeyemeyince bari bankalara şarkı yapıp haberlere Çıkıyım da ünlü olur öderim, kafası. Kadının mağduriyetini anlıyorum ama bu tamamen bilinÇsiz kart kullanımı,kendi hatası.
sanki biz harcadık amına koyim.
kusura bakma hanım abla. ayayığını yorganına göre uzatacaktın.

(bkz: işini bilmeyen çavuşlar döner daşşağını avuçlar)
kredi kartı borcu için kitap yazan bir kadın harry potterı sıçtığından gelecek vaad eden kadındır.
beyinsizdir. suçlu olan banka mı 28 kredi kartıyla 200 bin lira harcama yapan aptallarda mı?
herhalde ebru yaşar ın seslendirdiği abla.
500 Tl kart borcum var bu ay bir aksilik dolayısıyla ancak asgarisini ödeyebildim. inanın psikolojik olarak çöküntü hali oluştu. 200 bin tl lik kart borcu, bilmiyorum ama rehavet ötesi rahatlıktır.
Yaptigi sacma sarki zerre ilginc gelmedi ama 28 kredi kartini nasil alip, 220 milyar borcu nasil yaptigiysa cok enteresan geldi.
worldpuan'larla, bonus'larla kendini tatil köylerinde taglerken de şarkı yapması halinde samimi olacak kadındır.

bankacılık gerçekten de pis, fena pis bir sektör. yakaladı mı anasını sikiyor banka, müşterinin.

nakit paraya ihtiyacınız oluyor, kredi çekmeye kalkışıyorsunuz ve hop kredi çekerken "hayat sigortası", "kredi kartı", "kredili mevduat hesabı", "fatura ödeme talimatı" geçiriveriyorlar. hatta bazı bankacılar işin uyanıklığına kaçıp da karşısındakini biraz saf görünce "mecbur" diyerek yapıştırıyor tüm bu ürünleri, onlara da hak veriyorum zira "hedef baskısı" gibi lanet bir durumla karşı karşıyalar.

"şube müdürü" dediğinin eskiden bir ağırlığı olurdu misal. şimdi bakkal ziyaret ediyor. yanlış olmasın, bakkalı küçümsediğim için demiyorum bunu(kaldı ki baba mesleğidir kısmen) ama banka şube müdürünün yeri odasıdır arkadaş. müdür bir çıkıyor ziyarete, o gün müdür onayı bekleyen bütün işlemler ertesi güne kalıyor vesaire...

nereden nereye demeden toplayalım hemen konuyu. 2 adet kredi, 5 adet kredi kartı, 3 adet kredili mevduat hesabı(eksi hesap) kullanan ve aktifteki kullanılabilir kkb riski 30 bin türk lirası olan bir adam olarak söylüyorum ki bütün harcamalarımı kendim yapıyor, bankaların bana sunduğu imkânları kendi hesabım, kitabım doğrultusunda kullanıyorum.

kredi ürünleri üzerine brokerlık gibi bir mesleğe sahip olduğum için bankalarda dönen piçlikleri de biliyor ve elimden geldiğince de buna göre hareket ediyorum. he yeri gelip de benim de zorlandığım oluyor ama öyle 220 bin liralık kredi kartı borcu biraz eşşeğin bazı organlarını kuyuya çevirmektir.

muhasebe dediğimiz şey işte bu yüzden hayatidir hayatlarımızda...
sanki banka zorla para harcatmış üstüne bir de 12 taksit yaptırmıştır bu kadına.

son zamanlarda bir banka furyasıdır almış başını gitmiş durumda. siz biraz başka şeylere isyan etsenize.

thy'nin aldığı biletleme servisi ücretine neden karşı çıkmıyorsunuz? biletine o kadar para verip sonra valizin ağırlığı 15 kg'dan fazla geldiğinde ekstra bagaj ücreti talep eden anadolu jet'e neden karşı çıkmıyorsunuz? aktarma verip aktarma almayan bir zihniyet ürünü olan metrobüs'ün işletimindeki hayasızlığa neden karşı çıkmıyorsunuz? benzine bu kadar zam yapılmasına rağmen ülkedeki vergi sistemine neden karşı çıkmıyorsunuz?

tabi bankalar zaten kapitalist. herkes yükleniyor. başbakanından olayla alakası olmayan bakanına, sokaktaki adamından şarkı yazan kadınına kadar. yüklenin yüklenin. banka o kredi kartını atm kartını alsın da paraları cebinde sakla. hatta pardon olmayan parayı nasıl saklayacaksın ki? hee paran mı yok ödeyemiyor musun? o zaman kullanma. kullanmayı bilmediğin şeyi kullanma. kendi yanlışını başkasına yükleme. banka o parayı senden tahsil edecek. taksitle tatile giderken düşünecektin onu. 900 lira maaşın olmasına rağmen 2000 liralık telefon alırken düşünecektin onu. markafoni'den limango'dan alışveriş yaparken düşünecektin onu.

not: bankalar sütten çıkma ak kaşık değil ama biraz da kendimizde suçu arasak?