bugün

bunların istanbul şubesi de istiklal caddesindeki yapı kredi binasının önüdür. ankaradakileri bilmem ama burdakiler çok kirli be abi. hayata 5 - 0 mağlup başlamış bir halleri var. konuyla alakalı olabilir;

(bkz: 17 yaşında depresyona girmek)

ya da;

(bkz: girecek depresyon aramak)
tanıdık tanımadık gecen herkesden para isteyen, siyah giyimli, kız olanları çok şirin bulduğum topluluk.
(bkz: akmar pasajı nda çürüyen tipler)
çoğunun hayattan hiç bir beklentileri yoktur. modern dilenciler * de vardır aralarında. duman, kurban falan dinleyip çok pis metal dinlerim ben modundadır çoğu. hepsi gençtir, asidir, metalcidir, evden kaçmıştır (en azından bir kere yeltenmiştir), babasıyla kavgalıdır, annesiyle sorunları vardır, hayatın yükü (!) altında ezilirler.

kendilerine burdan sesleniyorum:

ey gençlik! ne işin var sokakta! git adam gibi dersini çalış! en azından bir diploman olur!
Siyah giyinirler başta, sonra dama mama eklerler cins yaratıklardır. Metal müzik dinleyicisi değil serseri olurlar genelde. Yani * * * *
Acınası...
birinin elinde hayali bir baget vardır, sağa sola sallar, ergenlik kilosu almış yanakları dolmuş, sivilcelerinin daha çıkmadığı dönemdeki bir insandır. allah belasını versindir.
alayı toptur. finlandiyadaki metalci gençlik özentisidirler. ortalık yerde geğirmeyi, osurmayı, bağırıp çağırmayı, yerlere serilip euuvv meaavvv diye ağızlarını yayarak konuşmayı bohem bir tavır sanırlar. yanıyor türkiyenin gençleri dedirtirler insana. imgenin ve mülkiyeliler birliğinin önüne uzanıyorlar bi de. sığır sopasıylan, modulunan iktiza eder ise kemerinen dövmek lazımdır bunları.
kız olanlar evo takılırlar.
çoğunlukla lise öğrencisidir bu gençler. üniversiteye kapağı attıkları vakit, gotik barlara** terfi ederler.
karanfil sokakta daha çok bulunmaktadır bu çeşit insanlarda. orasında burasında piyırsing, yüzünde beş kilo makyaj ve gözlerinde hayatı çözmüş aristo bakışı ile dikilirler. amerikan emperyalizmine karşıdır çoğu ama hepsi konvers giyer. komiktir lan bunlar, bak bak eğlen. dostun önüne azıcık kuş yemi serp hemen gelip çöreklensinler.
mülkiyeliler birliği ya da imge kitabevi nin önüne kamp kurmuş insancıklardır. *
(bkz: konur sokak nerde lan)
geçen günlerde tam önümüzde yürüyen ve bu arkadaşlara tacizkar bakışlarla bakan iki vatandaşın diyalogları aynen şöyleydi:

a kişisi: abi bunların amacı ne?
b kişisi: onların amacını s.yim.
eskişehir'de turuncu cafe veya old store önünde tüneyen çocuklarla aynı türdedirler. farklı olayım derken hepsi aynı olmuştur. nasıl bir aykırılık çeşididir bilinmez.
geçen gün gördüğüm bir monoloğa malzeme olmuş depresif insanlardır.
adamın teki konur sokakta önümüzden geçmektedir. birden bire stop eder telefon açar:
+alo, abi nasılsın? abi senin oğlan var ya... yerde sürünen serserilerle beraber abi. he sakaryanın başında, üstünde de siyah pis bişey var. * tamam bekliyorum abi burda.
ankaraya uzun zamandan sonra ilk kez gelen arkadaşımı şaşırtan, konur sokağı pek kullanmayan anneannemi ise korkutan, gözlerini pörtleten özenti ve boş güruh.
tek bir höd demeniz ile dağılmaları muhtemel kayıp gençlerdir. tam bir zıtlık abidesidirler. cradle of filth tshirtü giyet vega dinlerler. sert görünmeye çalışırlar ama tırsaktırlar. 5 parasız gibi gezerler ama götlerindeki cüzdan para doludur. ama yani itiraf edeyim insanın her görüşünde şöyle bi aralarına dalıp gözünü kapatıp yumruk sallayası geliyor. anaları babaları yok mu bu bebelerin diye düşünmeden edemiyor insan. bizde de saç sakal var ama hiç böyle olmadık anasını satayım. ayrıca gotik değil de daha bir emo gibidirler.
iclerinden bir tanesinin bile parasi yoktur genelde is cikislarini beklerler, ankara memur kenti oldugu icin bu saatlerde mesaisini bitirmis memurlarin yorgunluklarindan istifade paralarini sömürmeye ve koparabildikleri parayla, konurun devamindaki üstgecidin merdiveninde oturup icmek suretiyle bira almaya calisirlar. genelde koloni halinde köprünün merdivenlerinde otururlar ve sadece bir yada iki kutu bira alabildiklerinden herkese birer yada ikiser yudum bira düsmektedir. haliyle bu da kafayi buldurmaz ancak bunun cok büyük bir eglence oldugunu düsünürler. büyük ihtimalle ilerde cocuklarina veya torunlarina bunun ani olarak anlatabileceklerini sanarlar. genelde 89-90-91 dogumlu olduklarindan kayip olan gencligin ilk temsilcilerindendirler. komplikasyon olarak, bunlari gören orta yas kusagi, " genclik nereye gidiyor" sorusunu birkac sefer sorarlar kendilerine...
sorsak, gotikliğin 12. yüzyılda latin sanatına tepki olarak ortaya çıktığından bile haberi olmayan siyah giyince oldum sanan çöpe dökülesi insanlardır. evde yediği aile baskısı dışarıda patlama yapar elinde birayla gezer gotik oldum der.