bugün

sahipsiz ölülerin ve kimliği tesbit edilemeyen cesetlerin gömüldüğü mezarlık.
mozart sefalet içinde ölmüştür. cenazesine sadece 6 kişi katılmıştır, katılanlar da o aşırı yağmurlu günde sırılsıklam olmuştur. 35 yaşında hayata gözlerini yuman bu dahi adam 5 kimsesizle birlikte açılan bir kimsesizler mezarlığına gömülmüştür.
(bkz: yalnızlar rıhtımı)
istanbul'da beykoz'da, ankara'da sincan'dadır bu mezarlıklar, pek çok ilde daha var tabii...
faili devlet cinayetlerin gömüldüğü mezarlıktır.
arada bir, bir elham yollamak gereken mezarlıktır...
bu mezarlıklarda toplu gömme işlemi de yapılmaktadır. ayrıca defnin üstünden beş yıl geçince, yer sıkıntısını aşmak için eski mezarlar açılarak kemikler çıkarılmakta ve yeni definler yapılmaktadır.

kimi kimsesi ve parası olmayan insanların cenazesi bile kıymetsiz, toprakta bile rahat değiller diye düşünüdürür bu mezarlar.
(bkz: hasan ocak)
hani ölünce birdik ...
benide alır mı ki orası diyenlerin ilgilendiği alan.
bazılarının çok çocuk yapmaktan ilgilenmeye vakit bulamadığı ama kızcağızın başına gelen bir felaket neticesinde, onu öldürerek

temizlediklerini düşündükleri namuslarının, aslında namussuzluk abidesi olarak kalacak katledilmiş bedenleri sessizce defnettikleri yer.
içinde yatanlar farkı anlamazlar, önemli değildir.
vasiyetimdir, beni buraya gömecekler!
bir insanı milyonlarca yıl boyunca var eden herkes, anne babası, akrabaları, hatta evlatları bile kalmaması sonucunda yolunun sonlandığı mekan. bazen düşünüyorum. nasıl lan, nasıl olur da bi insanı tanıyan hiç kimse kalmaz? hem de yaşarken. ailesi olmamasını anlıyorum bir yere kadar ama hiç akrabası da mı olmaz?
görsel
çalınan cesetler tıp fakülterinin anatomi/kadavra derslerinde bulunur.
burada yatanların hemen hemen tümü toplumdan dışlanmış olanlardır. uyuşturucu bağımlıları, evsizler, sahipsizler, hayat kadınları, sokak çocukları, kayıplar, alkolikler, akli dengesi yerinde olmayanlar, mülteciler, istenmeyen çocuklar, evden atılan yaşlılardır. mezar taşları bile yoktur. ne bayramda ne seyranda elinde çiçeklerle gelen ve mezarına su döken ziyaretçileri de yoktur. ismini kimsesiz koymuşlar, kimseleri olmasına rağmen o kimseleri kayıp olmuştur. ondan kimsesiz olmuşlardır. bir dönem 90'lı yıllarda kayıp çocuklarını arayan cumartesi anneleri denilen yaşlı anaların çocuklarını aradıkları yer olarak da akıllarda kalmıştır.
benim de vasiyetim var. ölürsem (ki elbet günün birinde öleceğim er ya da geç) beni kimsesizler mezarlığına defnedin diye. ne mezar taşım olsun, ne de başka bir şey. yoldan geçen birisi dua ederse eder yoksa o da yok yani. yaşarken sahip çıkan olmadıktan sonra çevrende kimse olmadıktan sonra, ölmüşüm mezarıma gelmişler ne fayda.
bu konuyu bilmiyorum valla.
ister kimsesizler mezarlığına ister boğaz manzaralı Aşiyan mezarlığına gömsünler. Ölen kişi için farkeden bişi yok. Beni isterse denize atsınlar, balıklara yem olayım.
görsel