bugün

hedeflerinin yüzde 50' sini gerçekleştirdiği an.
PANTOLON KABARIR.
(bkz: babanı ya da anneni kaybettiğin an)
çünkü anne giderse yalnız kalırsın, seni sarıp sarmayalan olmaz.
babayı kaybettiğinde sığındığın çınarı kaybetmiş olursun.

"o yüzden ben bir kez büyüdüm; babam ölmüştü...
sonra hep büyüktüm.
çocukluğum bile çalıştığım sanayi de geçti"

dizeleri ile anlatmıştır şair...
artık hiç yalan söylemeye ihtiyaç duymadığı anlardır.
bakın bu çok önemli.
para kazanma derdine düştüğünü farkettiğini anladığın andır.
Yalnizken de gayet mutlu oldugunu anladığı andır.. Kendi kendine yettiğini anladığin andir.
Bir zamanlar bana yemek yapmayı ögreten annemin yemek yaparken her şeyi bana danıştığı an.
önceden ilgisini çeken şeylerin artık ilgisini çekmediğini fark etmesi ve içinde tarzını değiştirmek için güçlü bir his hissetmesiyle beraber bir kişi büyüdüğünü anlar.
ben küçükken çok kar yağardı. hatta bir keresinde 2 hafta okul tatil olmuştu.

karlı bir gecenin sabahına kalktığımda oturduğumuz 4. kata kadar kar yağmış olmasını dilerdim hep.
sonra balkondan kendimi yumusacık karlara bırakacaktım.. olmadı tabi ki. ben düşleri büyüyememiş bir çocuktum. düşüşleri bitmemis bir çocuktum. dizlerim hep kanardı yara bere icinde. annem ellerimi yıkardı.

bir gun annem çocukların duası kabul olur dedi bana. işte o zaman büyüdüğümü fark ettim. çünkü annemin saçlarında beyazlar vardı ve benim dualarim o günden sonra hiç kabul olmadı.
Annemi kaybettiğim gün anlamıştım büyüdüğümü.
dört bi yandan yüklenen sorumluluklar.
Gece düşünmekten uyuyamadığı zaman.
Benim haLen daha farkına varamadığım durumdur.
Misafirlerle aynı masada yemek yediğim o kutsal an.
Her insanın farklı yaşlarında hissedebileceği durumdur. Kimisine göre artık oyuncaklarına olan ilgisinin kaybolması, kimisine göre de hayatın ağır yükü altına girmiş olmasıdır.
götümde bir ağrı hissettiğim an.
Anne veya babanın hayata gözlerini yumduğu gündür. Sadece büyümez, yaşlanırsın da. Umarım kimse genç yaşta bu zorlukla karşılaşmaz.
Üvey evladın asla öz evlat gibi sevilmeyeceğini anladığı an.
Artık götünü dayıcak kimsenin kalmadığı, nasıl olsa bu var diyemediğin an sanırım.
insan ne zaman hayatının bütün maddi manevi sorumluluklarını üzerine alıyor, işte o zaman büyümüş oluyo galiba.
imla*
kendinden 10 yaş küçüklerle dil kursuna gitmesi.
bencillik etmeyip ailesini de düşünebildiği an.
Hastalandığım da kalkıp tek başıma doktora gittiğim zaman anladım.
etrafına verdiği değeri kendisine vermesi gerektiğini anladığı andır.
Sevdiklerime, aile bireylerine kişisel sorunlarımdan, gündelik problemlerden, can sıkıcı detaylardan onların canını sıkmamak adına bahsetmemeye başladığım an olabilir. Sadece pozitif şeyler hakkında konuşup, onları mutlu etmenin herşeyden önemli olduğunu farkettiğim an. Aldığım kararların sonuçlarıyla tek başıma yüzleşeceğimin farkına vardığım an büyüdüğümü de idrak etmeye başladım. Berabarinde gelen özgürlük hissi ile beklentilerin altından kalkmaya çabalamak ve daha az şaşırmaya başlamak, daha da yalnızlaşmak.
başınızın sıkıştığı bir an da "acaba bir büyükten yardım mı istesem" diye düşünürken tek başınıza olduğunuz ve kararı sizin vermeniz gerektiği söylenen o çaresizlik anıdır.