bugün

bir süreden sonra bırakılan eylem.

kendini anlatmak zor. insanı saçmalatır.
aşırı derece şaçmalatır.en iyisi sakinleştirici alıp uyuduktan sonra yağmurlu bir günde gökyüzüne bakıp bütün felaketi kalbinizde hissetmenizdir.çünki başkaları sizi anlamaz, anlasa dahi sıkılırlar sizden.bunu sevgilide yapar ki psikologlarda bunun için diploma almışlardır.
çoğu zaman anlaşılamamakla ya da yanlış anlaşılmakla sonuçlanan eylemdir.yine de susmaktan iyidir.
bazen olunanla, olmak istenileni karıştırıp da aktarmaktır.. niyeti olunan şeyler vardır bazen de.. yapılmayan ama niyet edilen. niyette iken fiilde gibi anlatmak da vardır.
kişinin kendini anlattığı şahıs baz alınıyorsa, karşıdakinin ne kadar anlamak istediğine bağlıdır. eğer kişi kendini bütün doğru ve yanlışlarıyla anlatıyor ve anlaşılmayı beklemiyorsa problem yoktur.
gereksizdir. bırak başkası anlatsın seni, mevzu mu yok koduğumun dünyasında?
(bkz: mülakat)
anlayan olduğu sürece yapılması zevkli bir eylemdir.
cemal sureya der ki;
"kimseye kendinizi anlatmak icin ugrasmayin,
herkes sizi kendi isine geldigi gibi gorur."
devir bencillik devri bizim jenerasyon bu bencilliğinden çok çekecek..
anlatıyoruz da anlamayı geçtim dinlemiyorlar bile.
Insan kendisini her şekil anlatır, hareketleriyle, gözleriyle, ve tabi sözleri ile. Yeter ki anlayan dinleyen olsun.
birine anlatmaya calistim kendimi anlamadi. ondan sonra da kimseye anlatmak gelmedi icimden...
bir anda herşeyi anlatırsanız sıkarsınız. 1 güne değilde 1 yıla yayarak yapılması gerekilen eylemdir.
Küçüklüğünden beri hep sadece bir arkadaş grubu olan ve sosyalliği hiç yaşamamış, pessimistim, sürekli ağlamaklı, bu devrin adamı olmadığını düşünen bir insanım gibi şeylerdir.
"kallavi sözler yurdu doğu'dan değilim veya kan kusturan batı'dan. gün geçirmek gayesiyle hayata başlamış, kendi savaşlarının gazisi bir kadınım."