bugün

affedilmez hatalar üstüne hata yapan bir insanın aynaya baktığında hissettigidir.
baskalarının nefret etmesinden daha kötüdür. sığınacağın bir sen yoktur artık ortada. kendine yabancisindir.
insana öyle koyan bir durumdur ki çıkmazlara sürükler götürür.atsan atılmaz satsan satılmaz.kahrolur durursunuz.ama iş işten geçmiştir artık.ya bir daha kendinden nefret etme imkanını kendinize vermezsiniz yada ömür boyu bu iğrenç hisle yaşayıp durursunuz.
yaptıklarınızla, hem kendinize hemde çevrenizdekilere verdiğiniz onarılamaz zararlar sonucu kişinin kendisinde oluşan his.
çok fazla değer verdiğim üç farklı insana üç farklı zaman içerisinde bok gibi davranmam neticesindeki ruh halimin tasviridir. insan kendinden bıkar mıymış diye soranın ayaklı cevabıyım.
saçmasapan idealler ve hayaller uğruna hayatını çıkmaz bir yola soktuğunu anladığın, 'neden yaşıyorum' sorusuna verecek bir cevap bırakmadığın ve bunların hepsinin sadece senin suçun olmasının ardından gelen ruh halidir. çıldırtır.
(bkz: yavaş yavaş delirdim kimse farketmedi)
gizli bi' merhamet içerdiğinden uzun sürmeyecek olan durumdur.
aynı anda kendinden nefret edip o bedenin içinde o ruhla yaşamak zorunda olmak, başka bir seçim şansının olmaması, gerçekten olabilecek en boktan durum heralde şu hayatta. ölmekten beter.
bir kadını ağlattığım an.
kiminin suç işlediğinde, kiminin bir şey çaldığında, kiminin not için hocaya yavşadığında, kiminin mastürbasyon yaptığında kendine beslediği duygudur.
kişinin zaman zaman yaşadığı depresif moda girme eğilimi.
insanın kendiyle iç hesaplaşması sonucu ortaya çıkan olağanüstü hal.
özgüven, onur, gurur bu kavramların hiçe sayıldığı andır. insanın kendiyle içsel çatışmasının yarattığı sonuçtur.

--spoiler--
bazen de kendisinden nefret ettirmek için, onca sebep vermiş insanı özleyip, kendinden iyice nefret etmene sebep olursun.
--spoiler--
uzun süreli yalnızlık ve başarısızlıkların sonunda olan durumdur. ya da tek düzelik nedeniyle. herkesin zaman zaman başına gelir kanımca.
çok fazla alkol tüketildiği zaman ertesi sabah ortaya çıkabilecek durum.
Bunu böyle açıklaya bilirim ancak ;
Her uyandığımda sevgi dolu pozitif bir insan oluyorum , ama uyurken ise tam tersi bilmiyorum sadece bana mı oluyor? yoksa herkes mi böyle ?. . . o yüzden hiç uyumak istemiyorum çünkü uyandığım zaman beynim kendini yeniden başlatacak ve yine sevgi dolu bir insan olacağım şimdi anlıyorum öğrencilik yıllarımda bir hocam bir önemli bilim adamının hikayesini anlatmıştı benim çok ilgimi çekmişti . şöyle ki ;
newton uyumak istediği zaman eline yere düşünce ses çıkaracak bir top gibi cisim alırmış uykuya dalacağı zaman eli topu kavrayamaz top düşer ses çıkarır uyanır top tekrar alır ve böyle dört yada beş kere tekrarlar bu onun uykusu olurmuş .
bunun amacı newtonun çalışmalarına kaldığı yerden aynı düşünce yapısıyla devam edebilmesini sağlamak , çok iyi bir fikir .
bende işte böyle her günü tekrardan yaşamamak ve yaptığım çoğu şeyin gereksiz olduğunun farkında yaşamak istiyorum , kendimden nefret etmek istiyorum . . .
o aşamaya gelmek kolay değildir. insan tabiatı gereği ego denilen bir zırhla kaplanmıştır. tehlikeli olduğu düşünülen bu zırh onu kendinden korur. düşününce size gayet çirkin gelen onun yerinde olsanız asla evden adım atmam dediğiniz tipte bir insan güzel giyinmeye aynaya bakmaya saçını düzeltmeye birilerinden hoşlanmaya yani hayatını idame ettirmeye çalışmaktadır. kendini sevmeye sevmese bile hoşlanmaya mecburdur. ego denilen tılsım kendine başkasının gözünden bakabilmeyi engelleyen perde gibidir. insanların hayatta kalması ve dibe vurup intihara sürüklenmememesi için gereklidir.kendinden nefret eden bünyelerde ego asgari miktara inmiş ve perde aralanmış demektir.
modern bir durumdur, herkes öle düşünür.
(bkz: ben)
karşı koyamadıklarımız karşısında duyduğumuz acziyet hissi.
bazen hiç yaşamamış olmayı dilemektir.
Hayatı işkence haline getiren duygudur. intiharın temel sebebidir.
kendi kendine değil de bir başkasına verdiğiniz zararlar sonrasında ortaya çıkan durumdur.

öyle hemen, her başkasına verdiğin zararla ortaya çıkmaz tabii ki... bu duyguyu deneyimlemenin en kestirme yolu, en sevdiklerinize zarar vermekteden geçer. sevgilinize, oğlunuza ya da bilemedim şimdi. en sevdiklerim listem de oldukça kısaymış.

sık sık yaşanması halinde serebral uyuşma, kronik utanç, lokal değersizlik hisselerini doğurması kaçınılmazdır.

kendinden nefret etme duygusunun ortaya çıkmasına neden olan davranışlardan kaçınmak esastır. Fakat, unutulmaması gereken şey; size bu duyguyu hissettiren olay, kim bilir karşınızdakine neler hissettirmiştir? vay anasını bunları tahmin etmek bile yeterince can sıkıcıymış.

neyse, dikkat edin yani!
aptal iyi olamama endişeleri kökenliyse eğer saçmadır. olmak istediğin kişi değilsen, sen olmadığın gibi görünmekteysen, diğer herkesçe öyle algılanmaktaysan, olduğun konumlar, etiketlerin sana ait değilse sahiden yaşarsın. ve o kadar acıdır ki hayatta bundan daha iğrencini yaşamak mümkün olamaz. çok ağır bir yük olduğundan çok şey öğretir. şartlar olmak istemediğin kişi yapmıştır seni, ve her şey sıradan bir hikayedir; asla düzeltemeyeceğin bir çok aşağılayıcı leke taşırsın ama senin dışında bu farkındalığa sahip kimse yoktur. acizlikleri olsun olmasın insanlar, bütün o aşağılık var oluşlarıyla memnunken sen bütün kusurları irdelersin, gerçeğe körmüşçesine bakıp göremeyen, tezeğe bulanmış zihinler, muhakeme eksikliği çevrendeki herşeyi yutmuştur. ancak sen seni etkilemesine izin vermeyip, direnmelisin. yaradılışından, kaderden nefret edip tanrıdan intikam almalısın, onu aşağılarcasına sana uygun görülenleri daha iyileriyle değiştirip, düşünmeyi unutmamalısın, kendi seçimlerinle cehenneme ağır adımlarla yol almalı, tanrıdan daha üstün olduğunu, onun vasıflarıyla kanıtlamalısın, geleceğe, umuda dönüşmelisin yıkım getirmelisin yanlış ve pisliklerden yapılma olanlara...
hayatı 4 duvar arasında görmektir.
kişiye herhangi bir faydası olmayan eylemdir. nithekim yine kendinle berabersin. aksine kendini sevip, hayranlık duymalısın. kimse sen değilsindir.
futbol maçlarında filan olaylar oluyor birileri ölüyor hani. seviniyorum lan. elimde değil yani. affet.