bugün

"ibrahim peygamber" değil de, "mahmut allah dedi diye oğlu rüstem'i kesecekken gökten hayvan inmiş" deseniz muhtemelen "bi' git işine kodumun delisi!" derler ki bunun ahlaktan öte saçma sadomazoşist bir kurban etme ayini, ritüeli olduğu kabak gibi ortada. islam dinine de hristiyan ve yahudi kaynaklarından geçmiştir.
çocukların psikolojisini bozmak için birebir. avrupa'da bunu çocuğuna anlatan ailelerin olduğunu zannetmiyorum, ama türkiye'de çok. beni alakadar da etmez.
ibrahim'in daha sonra eski bir köle olan hanımını ve oğlunu çölün ortasında terk etmesi vardır ki içler acısıdır. Adamı zorla ateist yapar.

Tövbe lan!?
hep ibrahim konuşulur halbuki canını kaybedecek olan çocuktur ve söz hakkı bile yoktur ne ilginç...( allah tövbe tövbe)
bir robot gibi çocuğunu sırtlayıp kesmeye götüren baba figürü ne kötü bir figürdür...

ben milletlerin babası abraham ı "hayır, bana bin can ver hepsini sana feda edeyim ama benden bunu isteme yüce rab" diyebilse daha çok severdim.

sanırım doğru cevap ta buydu zaten, rab "ola ki ibrahim coşkun çıkabilir" diye arkasında bir kurbanlık koç saklayarak "hadi beni seviyorsan çocuğunu kes bakalım" demiş olsa gerek. sonra da muzipce "lan dur lan coşkun seni, al bunu kes" diyerek kurbanlık koçu ona vermiştir.
Dünyadaki herkesin Yüce Allah tarafından bir imtihana tabii tutulacağını gösterir. ibrahim peygamber sınavını ogluyla vermiştir.
eşitlik yanlısı olan ve ayrımcılığa zerre yer vermeyen islam dininde ayrımcılığın, eşitsizliğin ve zalimce düşünmenin ağa babası kıvamında bir mevzu.

eşitlik... çocuk sırf oğlan olarak doğdu diye söz hakkı yok ve babası kurban edecek kendisini!
ayrımcılık... neden bir "kız" yerine erkek çocuk arzusu!
zalimlik... tanrıya olan sevgi kan çıkartmadan olmuyor herhalde!

oldukça ilginç ve abes bir mevzu.
eskiden beri anlatılan her şey doğru olarak algılanmak zorunda demek bu topraklarda.
teistler anlatacaklarmış o efsanedeki "ahlak dersini" ama değmezmişiz! ey cahil sürüsü, sizlerin ne diyeceğini, demeden önce bilecek kadar iyi tanıyoruz sizleri...

diyeceksiniz ki "gerçek bir inananın allah'a teslimiyetinin derecesini gösteren bir olay, sağlam bir sınamadır". Tabi bunu böyle kısaca değil, bir sürü laf salatasına boğarak anlatacaksınız ki ciddi bir şey dediğiniz sanılsın!.. Oysa söz konusu efsanede anlatılan olayın vahameti bir yana (bir çok deliye çocuğunu kesmesi için ilham kaynağı olmuştur), "sınama" ve "teslimiyet" inançlarınız bile son derece arızalı. fakat ben de zahmet edip neden arızalı olduğunu izah etmeyeceğim.

önemli olan aradaki farktır. biz sizlerin ne düşündüğünüzü biliyoruz, fakat siz bizlerin ne düşündüğümüzü tahmin etmekten bile acizsiniz... zira o seviyeye varırsanız, zaten inançlarınızı sorgulayacak bilinç düzeyine ulaşmışsınız demektir ki sizi aşar...
semavi olduğu iddia edilen dinlerin kitaplarında geçen hikayedir. çocuk sahibi olanlar daha iyi bilir, bir insanın çocuğunu kesmeye çalışması hiç bir ahlak anlayışıyla bağdaşmaz. dolayısıyla bu durum, ahlak dışıdır.

teslimiyet ve emirleri uygulama kısmı ise ayrı bir mevzudur, denilenin yapılması o işin ahlaklı bir iş olduğunu göstermez. kaldı ki şizofreni ve temporal lob epilepsisi vs hastalarının gördüğü sanrıları gerçek zannetmeleri ve koşulsuz bir itaat ile emirleri uygulamaları muhtemeldir. ayrıca, sonrasında pişmanlık ta duymazlar. örneklerini zaten görüyoruz.

düşünürken, koşulsuz itaat ve ahlak kavramlarını birbirinden ayrı şekilde zihin terazisinde tartmak gerekir. tekrar söylüyorum; koşulsuz itaat ile bir eylemi gerçekleştirmek, o eylemi ahlaki kılmaz.
Öncelikle Oğlunu kaybetmek pahasına allah'a verdiği sözden dönmeyen ibrahim peygamberin allah'a güvenen kimsenin mağdur olmayacağını kanıtlar nitelikte yaşadığı mucize ve ahlak dersi olacak.

Sonralıkla Aynı mevzu yunan mitolojisinde de var. Bir yarıtanrı olan minos, atina'da hükümdar olduktan sonra saygınlığını arttırmak ve tanrılarla olan ilişkisini kanıtlamak için poseidon'dan herkesin gözü önünde denizden bir boğa çıkarmasını istiyor. Poseidon da sonradan boğanın kendisine kurban edilmesi şartı koşuyor. Minos bu şartı kabul ediyor ve bir anlaşmaya varılıyor. Sonra denizden boğa çıkıyor, herkes minos'a inanıyor falan fişman, Sıra kurban etmeye geliyor. Ama minos napıyor? Boğanın güzelliğine kıyamıyor. Kurban etmekten vazgeçip onu sürüsüne katıyor. Poseidon napıyor? Minosun karısının boğaya aşık olmasını sağlıyor. Karısı napıyor? Boğayla cinsel ilişkiye girip boğa başlı insan vücutlu, aynı zamanda yine mitolojik bir simge olan minostauros'a hamile kalıyor. Sonra doğuruyor, ona bakir ve bakireler kurban ediyorlar derken işler iyice çirkinleşiyor.

Gerçek ahlak bu deyil arkadaşlar, gerçek ahlak bu deyil.
bıçağın prospektüsünü okumamıştır hz.ibrahim..
okusaydı öyle olmazdı..
yani mucidi bıçağı bu amaçla yapmadı.. eminim..
Evvelden çok da şeyapmazdım ama geçen, kurban bayramı sabahı oğlan sordu, nerden geliyor bu bayram diye. Anlatamadim ya lan!
Şimdi çocuk düşünmez mi, babam müslüman allah'a inanıyor. Eğer bir gün allah ondan beni kesmesini isterse, düşünmeden boğazıma bıçağı dayar ve beni keser! Abi hakkaten kötü bir hadise. Hepimiz olayı ıbrahim'in gözüyle görüp onunla empati kurarken, asıl dramı yaşayan ısmail'i umursamiyoruz.
Çocuğa anlatırsaniz eğer, çocuk din ahlakını değil, bizzat kelle isteyen allah'ın ahlakını sorgular.
kardeş Niye Sürekli asmak,kesmek kelle uçurmak, gazab verip Helak etmek ana fikirli olaylar oluyor bu dinlerde ?
El-cevab : şüphesiz ki ibret alın diye.
El-cevaba-cevab: Yoğamına, Böyle ibret mi Olur! Bu bildiğin, benden gibi olmayan yaşamasın fikriyle yazılmış.
Çocuk kesmek nedir ya. Bunun mantıklı bir açıklaması olabilir mi? Tanrı sadist mi?
Keske hz. ibrahimin itaati ve hz. ismailin teslimiyetinin zerresi kadar onurunuz olsa.
kurban meselesi bir imtihan meselesidir.
herkesin ismailleri vardır, kim ismaillerini allah(c.c)ın emri gereği feda edebilirse, ibrahim(a.s) gibi "o" na dost olmuş olur.
iman sırası geldiğinde herşeyinden vazgeçebilmektir.
canından, evladından, sevdiklerinden, malından, yurdundan...

http://www.sorularlaislam...le-bir-sey-gecebilir.html
Ibrahimin tanrisi tabii ki tek tanri olan Allahtir.. Yine bir hikaye.. Yine bir imtihan.. Mesele Allaha sadakat mefhumu.. Sonrasin da bu buyuk sevgi karsisin da Allahin magfireti..
Tum manalarin kendisinden ibaret olduğunu sandigimiz dunya gozlemlenebilir basitligi sebebiyle acik gozlerle hissedilir ve biz buna gerçeklik deriz. Gerçeklik, hakikat ile karıştırilan dünyevi bir kavramdır. Hakikat gözler kapalıyken, dünyaya karşı âmâ olmayı tercih etmekle ulaşılabilen münzevi bir huzursuzluktur. Hz. Ibrahim gozlerini gercege kapattigi icin hakikati gorebilecegi bir düş gormustu. Oglunu kesiyordu ruyasinda. Bunu ogluna anlatti ve yorumlamasini istedi. Oglu ( yahudi ve hiristiyan kaynaklarda ishak, bizde ismail) kisa ve net bir emir cumlesiyle " emrolundugun seyi yap" dedi. Biri oglunu, digeri tereddut etmeden canini feda etmeyi hakikat namina vazife telakki etmis ve bir ayriligi bir yakinlasmaya tekabul ettirecek anlam kurgusuyla soy yakinligini inanc yakinligina donusturecek bir devrime imza atmaktaydi. Bir düşü vardı ibrahim'in ve gordugunu icra etmeyi, duste canına kıyılan oğlu telkin ediyordu. Oğulun " beni sabredenlerden bulacaksin" seklindeki teskini, sadece gozu acik olanlarin idrak etmekte güçlük cekecekleri bir ahlak dersi olabilir.