bugün

ne olduğunu anlayamadığımız veya bilmediğimiz maddedir.
bu uydurma nasıl bi uydurmadır aminyum asitto.
ışık içinden geçerken kırlıyor ama asrtonot uzayda elini kolnu sallaya sallaya, hiç bir direnç görmeden yürüyor.
madde dedğinin özgül ağırlığı olur. ve ağılığı elimizle şöyle bir itince hissederiz.

demişerl ki evrenin hesaplanan kütlesi, yarraam evrenin özgül ağırlığını, biliyormusun da kütlesini hesaplıyorsun.

valla bu bilim, sümer din safsatalarını bile geçiyor, bezen.
yok ama var ben biliyorum bana itaat edin demeye getiriyor.

bunu yazan. bilime sonuna kadar uyacak biri. bilimin bazı konularda yanlışlanabilir olması onun kötü olduğunu göstermez ama eleştirmeden de ilerleme olmaz.
bu minvalde bakın. yadıklarıma.
karanlık madde, evrenin %23'ünü oluşturan ancak gözle görülemeyen bir tür madde çeşididir. atomlardan oluşmaz ve elektromanyetik radyasyon, örneğin ışık ile etkileşime girmez. dolayısıyla, gözle görülemeyen ve ışığı yansıtmayan bir madde türüdür. varlığı yalnız diğer maddeler üzerindeki kütleçekimsel etkisi ile belirlenebilen maddelere denir. bilim insanları, karanlık maddeyi daha iyi anlamak için çeşitli gözlemler ve deneyler yapmaktadır, ancak hala gizemini koruyan bir konudur.
CERN: Büyük Hadron Çarpıştırıcısı karanlık maddeyi bulma hedefiyle yeniden çalıştırılıyor.
Evrenin en büyük sırlarından biri olan karanlık maddenin gizemi, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nın (LHC) yarın yeniden faaliyete geçmesiyle çözülebilir.

Bu madde, evrendeki maddenin dörtte üçünden fazlasını oluşturuyor ama bilim insanları hâlâ bunun ne olduğunu bilmiyor.

isviçre'deki Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'nde (CERN) bulunan ve dünyanın en büyük parçacık hızlandırıcısı olan LHC'nin kapasitesi, karanlık madde araştırması için yükseltildi.

CERN'deki bilim insanları bundan 10 yıl önce 21'nci yüzyılın en büyük buluşlarından biri kabul edilen Higgs bozonunu bulmuştu.

Uzmanlara göre, bu parçacık ve bağlantılı alanı olmasaydı bugün bildiğimiz haliyle evrendeki hiçbir şey var olmayacaktı.

görsel

Dr. Nellist, "Karanlık madde, evrenimizdeki maddenin yüzde 80-85'ini oluşturuyor. Karanlık madde denmesinin sebebi ışıkla etkileşiminin olmaması. Bu yüzden onu göremiyoruz. Daha da ilginci, ne olduğunu da bilmememiz" diyor.

Şimdiye kadar bilim insanları karanlık maddeye ilişkin sadece dolaylı kanıtları gözlemleyebildi. Karanlık madde parçacıkları doğrudan tespit edilemedi.

Bu parçacığın ne olduğuna ilişkin farklı teoriler var.

Bilim insanları arasında en fazla rağbet gören teorilerden biri bunun WIMP ya da Zayıf Etkileşimli Büyük Kütleli Parçacık olduğu yönünde.
ds^2 = g(µν).dx^µ.dx^v

Gibi aslında iki uzay lokasyonu arasındaki uzaklığı hesaplayan basit bir formülden kanıtı yapılabilen bir maddedir. Biraz basit fizik ve matematik bilgisiyle kanıtları gözlemlenebilir

(Not: Kanıtın bir yerinden sonra işin içine kuantum fonksiyonları falan giriyor oraya kadar da değil tabii.)

Sonuçta bu formülü aça aça ve içine bir şeyler ekleye ekleye, iki uzay lokasyonunun arasında bir açısal momentum sıkıntısı (eğer bunlar birbiri etrafında dönüyorsa), eğer dönmüyorsa da, aradaki kütle çekim'in aslında sanıldığından farklı çıkması gibi sonuçlara ulaşılabilir.

Λ şekli, karanlık madde matematiğinde çok kullanılır. Bir uzay zaman fonksiyonu sabitidir. Lokasyona göre değişiklik gösterip göstermediğini ben de hatırlamıyorum. Fakat metrik tensöre çevirildiğinde yukarıdaki işlem, formüle bir de bu katılır.

Karanlık madde hiç bir şekilde görülemez, dokunulamaz, hiç bir şey yapılamaz. Sadece yerçekimsel etkisi vardır. Varlığının kanıtı galaksinin merkezinden uzaklığımızla onun etrafında dönme hızımızın sağlaması yapılırken fark edilmiştir. Bir bakmışlar ki bizim dönmemiz değil çoktan yörüngeden çıkıp gitmemiz gerekmektedir. Adamlar da demiş e biz çıkıp gitmiyoruz o zaman muhtemelen bizim göremediğimiz başka bir şey var bu arada

Çok da mantıklıdır, çünkü kara madde yerçekimsel etki yapar.

Lakin olay tıpkı Einstein'in kuramlarının kuantumda işlevsiz kalması veya kuantum'un klasik mekaniğe uymaması gibi, sadece bizim çok önceden yaptığımız bir formül hatası olabilir. Normal boyutlarda işe yarayan şeyler her zaman galaktik boyutlarda işe yaramak zorunda değildir. Belki sıkıntı budur?

Fakat karanlık madde bu soruna çözüm getiren en iyi açıklamadır günümüzde.
evrenin mafya babasidir. karanlik güçler olarak bilinen birkac da has adami vardir. evrende raconu bunlar keser. uymayani siker atarlar.
zira vaktiyle kendini birsey sanip bas kaldiran yildizlari ibreti alem olsun diye nebula yapmislardir. izleri hala diger yildizlar ve biz zavalli insanlar tarafindan gorulebilir boyutlardadir.
karanlik madde adamin amina kor olm. kaçamazsin!!
evrendeki tüm boşluğu dolduran maddedir de aynı zamanda. zira evren boşluk kabul etmez. ışıkla etkileşime girmediği için onu anlamak için çevresine yaptıklarına bakmak gerekir. falan filan iyidir ama.
evrenin madde toplamının %84 nün (yaklaşık) karanlık madde olduğu düşünülmekte ama ne olduğu ise teoriden ileriye gidemedi.
yine sıkıcı yine gudubet bir konu... içeriğini ve işleyişini bir kenara bırakırsak çok basit bir tanımı olan şey. ancak bu konuyu anlamayanlar ya da yanlış anlayanlar olabiliyor. örneğin karanlık madde bir nevi bir "bilimsel tanrı" veya ona benzer bir şey olarak dinsel inancın karşısındaki tanrı kavramının karşısında yer alabiliyor. ancak kimse karanlık maddeye tapmıyor. kısacası "görülmeyen bir şeye inanmak" düşüncesiyle yola çıkılarak karanlık madde tanrı kavramına benzetilerek aralarında bir karşılaştırılmaya gidilebiliyor ancak bu yanlış bir düşünce. bilim-kurgusal ya da romantik düşüncelerle böyle şeyler düşünülebilir elbette. yani bu yönde düşünürsek bence anka kuşları da var. hatta daha başka neler var neler.

öncelikle bu görülemeyen şeye neden böyle bir isim verildiği konusuna değinelim. bilim insanları, evrende var olan kütle hesaplamalarına rağmen evrenin genişlemesini durdurmadığını görmüşlerdir. bu kesin kanıtları olan bir gözlemdir. ancak bu aynı zamanda da bir problemdir. çünkü evrendeki kütle miktarında tamamen bir uyuşmazlık söz konusudur. ikinci olarak da bilim insanları galaksilerin dağılmadan ve şu an bulundukları şekildeki gibi dönmeleri için etraflarında onu sarmalayan hale benzeri görünmez bir yapının bulunması gerektiğini ileri sürmüşlerdir. çünkü bu hale dedikleri yapıyı ortadan kaldırdıklarında galaksi paramparça olup dağılıyor. galaksilerin dönme hızı madde eksikliği falan filan matematiksel hesaplamalar var burada. peki hesaplamalarda yanılamazlar mı? hayır.

"uçsuz bucaksız bir evrende gidip tek tek saymadan kütle miktarını nasıl hesaplıyor bu adamlar" diye bir soruya da yer vermeden hemen onu da söyleyelim: fizik, matematik ve mühendislik sayesinde. evet. sonrasında bu az önce bahsettiğimiz problem öylece durmayacak elbette. onun hakkında ileri bir tez atmanız gerekir. yoksa sizi kimse ciddiye almaz. dolayısıyla bilim insanları da evrendeki kütle eksikliğinin karanlık madde ismini koydukları görünmez bir kütleden kaynaklandığını ileri sürmüşlerdir. tabii evren durmadan ve artan bir hızla da genişlediğinden bunun sebebini de karanlık enerjiye bağlanmışlardır ki o da ayrı bir başlığın konusudur.

bu durum başlangıçta mantık dışı gibi gözükebilir çünkü onu gözleyemiyorsunuz, bilemiyorsunuz ve dolayısıyla da kanıtlayamıyorsunuz fakat bilim budur. bilim bu şekilde ilerlemek zorundadır. yani bu şeyi daha iyi açıklayan bir teori gelene kadar eldeki teori ne ise en iyi teori odur. bundan sonra ise o teoriyi kanıtlamaya yönelik araştırmalara başlarsınız. kanıt bulunursa zaten sorun yoktur ancak kanıt bulunamazsa teorinin yerini başka teorilere bırakması gerekir. bilimde yanlış olduğu kanıtlanmış ancak yanlış olduğu kanıtlanana kadar üzerinde yıllarca araştırmalar yapılmış tonla teoriler olmuştur. şunu da eklemek gerekir ki bilimi inançlardan ayıran en önemli nokta, ortaya atılan teorinin cevabını aradığınız bir soruna getirmeye çalıştığı çözümdür ve bu çözüm inançlardan farklı olarak zamanla değişebilir. bu durum, teori bilimsel anlamda tartışmaya mahal vermeyecek şekilde evrensel olarak kabul edilene kadar sürer. şu da çok önemlidir ki; her teori, ne olursa olsun yanlışlanabilme ihtimaline sahiptir ve bu durum mutlak bir biçimde orada bir yerde durur. bu da demektir ki daha iyi bir teoriye her zaman bir açık kapı bırakılmıştır.

şimdi gelelim karanlık madde kavramına. nedir bu karanlık madde? bundan 13.7 milyar yıl önce, yani evrenin en başlarında onun yaklaşık yüzde 63'ünü oluşturan, şu an ki gözlemlenebilir evrenin ise yaklaşık yüzde 23'ünü oluşturan ve ışık da dahil bildiğimiz herhangi bir madde ile interaksiyona girmeyen bir şey/madde. verdiğim yüzde bilim insanları tarafından "100 kişiye sorduk ve halkın nabzını tuttuk" mantığıyla yapılan bir takım anketler gibi hesaplanmıyor elbette. gözlemlenebilir evrendeki karanlık maddenin haritasını çıkartıkları bazı yöntemler var. bunlardan biri ve en önemlisi de kütleçekimsel merceklenme yöntemidir. madem onu doğrudan ışıkla göremiyoruz ve bu şey üzerine gelen ışığı büküyorsa, o halde bu bükülmelerden faydalanıp dolaylı olarak onların koordinatlarını tespit edebiliriz demişler. böylece bilim insanları ışığın uzay boşluğunda yol alırkenki bükülmeleri ve belirli açılar oluşturarak ilerlemelerinden yola çıkarak gözlemlenebilir evrendeki karanlık maddenin üç boyutlu haritasının çıkarılmasına katkıda bulunmuşlardır.

görselde de görülebileceği üzere uzak bir galaksiden gelen ışık ortadaki karanlık madde yüzünden bükülerek dünya'ya ulaşıyor ve bu da asıl galaksiyi değil de onun iki tane sanal görüntüsünü görmemize neden oluyor:
http://www.naturalhistory.../07/lensing_jpg_83751.jpg

peki karanlık madde nasıl bir şeydir? bu öyle bir maddedir ki elektronmanyetik dalgayı yani ışığı bile büküp uzaydaki yolunu değiştirir. aslında dünya da ışığı büküyor ancak bu kütleçekimsel etki ya da daha doğrusu uzay-zaman bükülmesi çok çok küçük açılarda bir bükme/bükülme olduğu için fark edilemiyor. yani kısacası, 3 uzay + 1 zaman boyutunda yaşayan varlıklar olarak biz insanlar, karanlık maddeyi elektromanyetik dalgaların hiçbiriyle algılayamayıp nasıl bir görüntüye sahip olduğunu bilemiyoruz, çünkü içinde yaşadığımız bu 3+1 boyutta ışık ve benzeri herhangi bir elektromanyetik dalga ile etkileşmediği için onu göremiyoruz. zaten insanlar olarak elektromanyetik tayfı baştan sona görebilseydik evren gözümüze şu an göründüğünden çok başka bir şekilde gözükecekti ve belki de gerçeklik anlayışımız daha farklı olacaktı.

şu da bir gerçektir ki bu şey bir bilgi taşıyor. peki bilgi de ne ola ki? şudur: evrende bilgi taşıyan her şey var, var olan her şey de bilgi taşıyor demektir. sen ben o karanlık madde ve herşey bir bilgi yığınından başka bir şey değildir. en önemlisi de bildiğimiz fizik yasalarına göre evrende bulunan bilgi yok olamaz, sadece değişime uğrayabilir. mesela gözlemlenebilir evrenin ötesinde de evrenin devamı olduğunu biliyoruz ancak evren ışık hızından hızlı bir şekilde genişlediği ve bu yüzden de ışık henüz bize gözlemlenebilir evrenin ötesindeki bilgileri ulaştıramadığı için özellikle evreni tanımlarken ayrıca bir "gözlemlenebilir evren" tanımını kulanıyoruz. her geçen saniye ise gözlemlenebilir evrenin çapı daha da artmakta ve oralardaki ışığın bize ulaşmasıyla yeni bilgiler almaktayız. kozmoloji anlamındaki bilgi konusu da kısaca budur.

sözün özü, biz sadece şu an dolaylı yollardan o karanlık maddedeki var olduğunu bildiğimiz bilgiyi onunla ışık ve benzeri maddeler yardımıyla etkileşime giremeyip direkt bir şekilde kendimize aktaramadığımız için yine onun hakkında da bilgi sahibi olamıyoruz. eğer bir gün bu konuda büyük bir bilgi sahibi olursak ve o gün uludağ sözlük hala hayatta olursa şimdiden rezerved ne kadar mantıklıdır bilmiyorum ama buraların bayağı bir şenleneceği kesindir diyebiliriz.
ışığı bükebilme ve saptırabilme gücü olan madde.
aslında hiç öyle bilinmez metafizik bir şey değildir. kısaca bi bok bilmiyoruz demiyorlar o kadar. etkisi var ama kendisi yoksa siz orada bir şey olduğunu bilirsiniz ama o şeyin ne olduğunu bilmezsiniz.

sıkıntı burada, etkisi var ama kendisi yok. aklı var fikri yok gibi de olabilir.
Bir nevi bilimsel tanrı. Evrenin her yerinde var olan, yuzde bilmem kaçını kaplayan, galaksileri bir arada tutan ama herhangi bi izi bulunamayan madde.
Arkadaşlar

(for dummies)

dünyayı örnek farzedelim
yer yüzünü biliyoruz, karaları biliyoruz ancak okyanusların olduğu yerde ne olduğuna dair hiçbir fikrimiz yok.

işte karanlık madde konusunda bulunduğunuz yer.

Bilim ne kadar da ilerledi.

Gerçi kaldı ki mevcut bildiğimiz, gözle gördüğümüz okyanusların dahi derinliğe oranlarsak ancak %5ine vakıfız gerisini görmedik bile.

Poh da çıkabilir.
karanlık tarafta olanların maddesi. madem aydınlık illuminate anlamına geliyor ben de karanlık tarafa geçtim.
bulunması durumunda görünmezlikten ışınlanmaya kadar herşeyi gerçekleştirebilecekmişiz.
evrendeki kütlenin yaklaşık olarak %84,5’ini oluşturan ancak dolaylı yollar haricinde (etkileri) henüz gözlemleyemedimiz ve karanlık madde olarak isimlendirdiğimiz hipotez madde, antimadde değildir.
mevcudiyeti yanlız uzayda ki maddelere uyguladığı küresel çekim etkisiyle anlaşılır. galaksiler üzerinde büyük bir etki sağlar. karanlık madde olmasaydı evrendeki galaksilerin, hızları hareketleri ve yerleri tamamen farklı olurdu. karanlık maddenin yapısı hakkında günümüz bilimi çok az bilgi sahibi. zira karanlık madde henüz varsayımsal boyutları aşabilmiş değil. dünyaya ait bilinen fizik yasaları galaksilerin var olan hareketlerini hızlarını ve konumlarınına ters düştüğü için karanlık madde tezi dışında herhangi bir görüş galaksilerin bu olağan dışı durumlarını açıklaya bilmiş değildir.
karanlık madde ile antimaddeyi birbirine karıştıran insanlar görüyorum burda. milletin burda fiyat biçtiği şey antimaddedir.
gramı hakkında fiyat dahi biçilen madde. lan insanoğlu olarak en yüzeysel kısmını biliyoruz mevzunun ama gram fiyatını ve yıllık üreteceği birim enerjiyi dahi biliyoruz, hesaplıyor ve de söylüyoruz..
her okuduğuna inanan en mal bir topluluk bu olsa gerek!
(bkz: kara delik)
tam olarak ne olduğunu bilmek güç.. zaten, adına karanlık denmesi bile, konu hakkında cehaletimizi ortaya koyuyor. yani, isminde bilinçli bir gizem söz konusu.

gerçekten de tüyler ürpertici. zira, bilinen hiçbir maddeden bir araya gelmemesi gibi, evrenin büyük bir bölümünü kaplıyor.. kosmosun karanlık yüzü bir bakıma.. cern'deki deney dahilinde, yanıtı bulunmaya çalışılan çetrefilli sorunlardan başlıcasıydı.
1 gramı 62 milyon $ civarında olan madde. cern'ün kuruluş amacı.
1 gramı istanbulun yıllık enerjisini karşılayacak güçtedir.
1 gramı trilyon dolar eden madde.
dark matter olarak da bilinir. Evrenin kütlesinin %90ını oluşturmasına rağmen hala bilinmezliğini koruyan 1933 yılında keşfedilmiştir. Işıksız olduğu için görünemez olduklarından sadece yer çekim alanlarıyla tespit edilebilmektedir.

http://galeri3.uludagsozl...karanlik-madde_254494.jpg
şekildeki şemadan da görüleceği gibi bilim adamları tarafından labaratuvar ortamında gözlenmemiş olsa bile evrenin %25 ini oluşturduğu tahmin edilen maddedir. işte şema; görsel