bugün

bol güneşli bol eğlenceli bir yazın tadı damakta kalmışken acaba yarın sabah güneş yüzümüzü okşayacak mı? diye düşünürken sabah perde aralanıp bakıldığında etrafın bembeyaz olduğunu görüp içten içe bir hasiktir çekip, kar tanelerini izleyip duygulanma durumudur.
beş seneye yakın süredir gurbettesiniz, yanlızsınız, adam akıllı bi arkadaşınız yok, ev-iş-okul üçgeni arasına sıkışıp kalmışsınız; dokunsalar hüzünleneceksiniz zaten. eee karda güzel bi bahane yani. *
beyazlığın bir insanı bu kadar duygulandırabilmesine şaşırılan olaydır. gayet insanidir, aynı duyguları paylaşan insanların yalnız olmadıklarını düşünmeleri gereken durumdur.
"kar yağıyorken milyon bekerel hüzün yağıyordur
derim ki kar ve hüzün bir aşkın seyir defteridir..."

ahmet telli

(bkz: karda izler)
(bkz: pencereden kar geliyor).
(bkz: karlar düşer düşer düşer ağlarım)
yağan karın her tarafı bembeyaz ve tertemiz imiş gibi yapmasıyla hüzünlenen, ancak insanların çoğunun içlerinin hala simsiyah olduğunu hatırlayarak üzülen, bendenizin içine düştüğü durumdur.
çoğu zaman üşümekten ileri gelir. hele ki çok uzak bir kentte iseniz.
abuk subuk bir olaydır.

bir insan kar yağarken neden hüzünlenirki. benim bildiğim bir insanın herhangi bir olay karşısında hüzünlenmesi için söz konusu olayın kendisi için bir önemi neyin olması gerekir.

misal adamın birisinin karda kayıp düştüğünü görürsün, o an, yıllar önce hastası olduğun manitanın yanında karda kayıp düştüğün bu arada donununda düştüğü ve hatuna rezil olduğun gelir hüzünlenirsin. bak bu oldu işte, gayet normaldir. ama kar yaparken hüzünlenmek olmaz arkadaşım. bırakacaksn bu işleri hatta devlet su işleri.*
neyse efenim sonuç olarak mantıksız bir davranış.

şimdi kar yağarken sıçmak diye bir durum olur mu, olur, yani kar yağarken kakan gelirse gider sıçarsın ama bunun kar yapması ile bir alakası var mıdır? kanımca yoktur, olmaması gerek en azından. o zaman kar yağarken hüzünleniyor olmanında kar yapması ile bir ilgisi olmaması gerek diye düşünüyorum, diğer yanda da sabah sabah ben neler saçmalıyorum diye pis pis merak ediyorum.
(bkz: çocukluğunu özlemek)
birlikte izlenecek bir sevgilinin olmaması durumudur.

(bkz: ankara da yalnız olmak zor iki gözüm)
lisede çağında ve tek derdi ertesi gün okula gitmemek olan hayvan öğrenci için asla geçerli olmayacak durumdur. hatta camdan ayrılmaz da bu hasta ruh, "olm böyle yağarsa tutar lan. ah be yerler kuru olsaydı" şeklinde hayıflanır. memnun olmaz. o okula da gider mi? %90 gider.
Çünkü kar yağıyordu belki sevgiliden ayrıldığımız gün, ya da karlıydı hava babamızı toprağa verirken, karlı bir günde vazgeçtik artık çocuk olmaktan, büyüdüğümüzü hissettik. kar, bize eldivenlerimizi takıp, yollarda hiç ayak basılmamış yerleri arayıp orada ilk ayak izini oluşturma sevinci vermiyor artık. kar bize hüzün veriyor, belki sevinç verecek ama...istemiyoruz. o meşhur şarkılar geliyor aklımıza, hani kar yağarken yazılmış ve yazın bile dinlesek içimizi donduran şarkılar. o bile kesmiyor, tam da hüzün aradığımız şey, niye şarkı söyleyip keyfe gelelim ki şimdi..belki bizden ümidini kesmemiş, gelmemizi bekleyenler var uzun zamandır aramadığımız, kar belki onun saçları, belki az sonra çalışmayacak endişesiyle kontağını çevireceğimiz bir arabamız var, çalışacak aslında ama hüzün lazım şimdi, çalışsa bile üzeri karla kaplı, ellerimiz donacak, ne hüzünlü. belki çocuğumuz var karda oynamak isteyen ama ateşi otuzdokuz derece. kimbilir belki o var, şimdi n'apıyor diye düşündüğümüz. belki de yalnızız, yapayalnızız, yalpalayan yalnızlarız, düşen her kartanesiyle.