bugün
- sözlüğün en götü güzel kızı12
- anın görüntüsü10
- kocamsunun hazırladığı sürpriz14
- insana kendini kötü hissettiren şeyler18
- mustafa sandal'ın 1 mayıs paylaşımı8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler12
- uludağ sözlüğün bitmiş olması18
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız11
- japonyada düşen insana yardım edenler12
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge42
- güne bir şarkı bırak12
- tilki ailesi10
- bik bik'in balona binmesi18
- hamas bir terör örgütüdür24
- oksijensizsu13
- suriyeliler suriye'ye dönsün8
- sel felaketinin nedeni cehapedir9
- cumaya gidenlerin çok azalması15
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim24
- düşün ki o bunu okuyor14
- sözlük erkeğinden damat olmaz30
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar14
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı26
- çabuk vazgeçen insan10
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız8
- fatih terim'in yuhalanması16
- ayça tilki10
- icardi190520
- memesi küçük olmak14
- adolf hitler9
- ben bu davanın savcısıyım8
- ideal duş alma sıklığı8
- sözlük kızından gelin olmaz23
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- vatandaşlık farkı alan otel15
- nazar değdi sözlük12
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- icardi1905 silik olsun kampanyası8
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim14
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- bir kadının yemek ısmarlaması8
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- aleyna tilki10
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
solcular fraksiyonlara ayrılırken biraz kan dökmüşler gibi duruyor olay.
Failleri halen bulunamamıştır ve ne yazık ki bulunmayacaktır.
evde oturduğu yerden " taksim'de ne işiniz var" diyenlere cevap niteliğindedir.
--spoiler--
dev, bir gövde gösterisi yapma kararı aldı. disk ülkedeki sol gruplara haber saldı. bu gelişme havayı birdenbire değiştiriverdi. gerilim arttı. o kadar ki milliyetçi basını dahi halka o gün sokağa çıkmama çağrısı yaptı. etrafa garip bir korku çöktü. sanki bir şeyler oluverecekmiş havası yayıldı.
korku duyan sadece sağ basın değildi. disk'te korkuyordu. istanbul'da izmir'de 2 kişinin öldürülmesi gerilimi iyice artırmıştı. bu gruplar taksim'de kozlarını paylaşabilirlerdi. disk bu kaygıyla 20 bin sopalı işçiyi düzeni sağlamakla görevlendirdi. hangi grubun nerede, nasıl duracağı önceden kararlaştırıldı.
ancak asıl dikkatleri çekmeyen sabahın alaca karanlığında aynı meydanın farklı noktalarına kimsenin tanımadığı bazı kişilerin yerleşmeye başlamasıydı. bunların bir bölümü taksim'in göbeğindeki intercontinental oteli'nde 213, 510 ve 713 numaralı odalarına yerleşti. diğer bir grup ise sheraton otel'in çatısında mevzilendi. bazıları ise sular idaresi'nin çatısına çıktı. artık sahne hazırdı.
saat 13.00'dan itibaren gruplar dalga dalga taksim'e doğru iki koldan yürüyüşe geçtiler. bayraklar açılmış, sloganlar atılıyor, şarkılar, türküler söyleniyor. işçisiyle, öğrencisiyle sol akın akın meydanı dolduruyordu. hiç biri birazdan nelerle karşılaşacağını bilemezdi. beklenmedik bir katılım vardı. bir bölümden beşiktaş'tan geliyor, diğerleri saraçhane ve tarlabaşı yolunu kullanıyordu. oluk oluk insan akıyordu. kortejlerin ucu bucağı görünmüyordu. meydanda adım atacak yer kalmamıştı. alana sokulmak istenmeyen devgençliler 50 bin kişilik bir grupla güvenlik kordonunu yardılar ve alana girdiler. çin yanlıları da alana sokulmak istenmedi. tarlabaşı'nda durduruldular. işte böyle bir ortamda birkaç saatlik gecikmeyle konuşmaya başlayan disk genel başkanı kemal türker sözlerini bitirmek üzeriydi ki tarlabaşı'nda gruplarda garip bir itişme başladı. önce bir el silah sesi duyuldu. ardından ikinci el daha ateş edildi. ve ne olduysa oldu. binlerce insan aniden panikledi. kimse silahın nereden patladığını anlamadı. kim ateş ediyordu? kime ateş edilmişti? gruplar arasında bir çatışma mı başlamıştı? yüzbinlerce insan canını kurtaracak bir yer arıyordu. ölümcül bir panik başlamıştı. yere düşen eziliyor, bir daha kalkamıyordu. ilk iki silah sesi adeta bir sinyaldi. ilk iki ateşten hemen sonra dört taraftan yaylım ateşi başladı. ilk anda sular idaresi'nin üstünden gelen kurşun yağmuru paniği daha da arttırdı. yoğun ateşe birdenbire intercontinental otelindekilerde başladı. disk genel başkanların bulunduğu kürsüye ateşi yoğunlaştırdılar. inanılmaz bir manzara yaşanıyordu. çoluk çocuk, genci, işçisi, öğrencisi yaşlısı, kadını, erkeği napacağını şaşırmıştı. kimse olanlara anlam veremiyordu. tam bu kargaşa içerisinde meydana nereden çıktığı anlam verilemeyen renault araba meydana ateş ederek girdi. (ateş eden kişi sonra emniyet müdürü olmuştur.) sanki bunlarda yetmiyormuş gibi sahneye panzerler girdi. paniği artıracak şekilde su sıkıyorlardı, ateş ediyorlardı. taksim artık tanınmayacak duruma girmişti. panzerlerden biri o hızla bir kadını göz göre göre çiğnedi. panzerler altında insanlar can vermeye başladı. kurşunlardan çok insanlar panzerler altında kalıyordu. panzerler, kıyma makinesi gibiydi. topluluk birbirini ezerek kazancı yokuşu'na doğru kaçıştı. aynı anda yine beklenmedik durumla karşılaştılar. kazancı yokuşu zaten dar bir sokaktı. bir de yokuşun ortalarına doğru yolu kapatacak şekilde kamyon konulmuştu. bu bir ölüm tuzağıydı. sıkıştılar, kaçamadılar.
bu korkunç olay aslında 15-20 dakikayı aşmadı. sesler kesildiğinde taksim, sihirli bir el tarafından boşaltılıvermişti, koskoca meydan savaş alanı gibiydi. bayraklar, slogan dolu pankartlar, bu insanların bırakıp kaçtığı eşyalar, etrafa dağılmış, alan ölüm sessizliğine bürünmüştü. geriye 34 ölü, yüzlerce yaralı kalmıştı. ölenlerin cesetleri bir araya toplandı, kimlikleri belirlendi. ve sessizce kaldırıldılar. kanlı 1 mayıs bitmişti.
perde bitti, ışıklar söndü.
--spoiler--
--spoiler--
dev, bir gövde gösterisi yapma kararı aldı. disk ülkedeki sol gruplara haber saldı. bu gelişme havayı birdenbire değiştiriverdi. gerilim arttı. o kadar ki milliyetçi basını dahi halka o gün sokağa çıkmama çağrısı yaptı. etrafa garip bir korku çöktü. sanki bir şeyler oluverecekmiş havası yayıldı.
korku duyan sadece sağ basın değildi. disk'te korkuyordu. istanbul'da izmir'de 2 kişinin öldürülmesi gerilimi iyice artırmıştı. bu gruplar taksim'de kozlarını paylaşabilirlerdi. disk bu kaygıyla 20 bin sopalı işçiyi düzeni sağlamakla görevlendirdi. hangi grubun nerede, nasıl duracağı önceden kararlaştırıldı.
ancak asıl dikkatleri çekmeyen sabahın alaca karanlığında aynı meydanın farklı noktalarına kimsenin tanımadığı bazı kişilerin yerleşmeye başlamasıydı. bunların bir bölümü taksim'in göbeğindeki intercontinental oteli'nde 213, 510 ve 713 numaralı odalarına yerleşti. diğer bir grup ise sheraton otel'in çatısında mevzilendi. bazıları ise sular idaresi'nin çatısına çıktı. artık sahne hazırdı.
saat 13.00'dan itibaren gruplar dalga dalga taksim'e doğru iki koldan yürüyüşe geçtiler. bayraklar açılmış, sloganlar atılıyor, şarkılar, türküler söyleniyor. işçisiyle, öğrencisiyle sol akın akın meydanı dolduruyordu. hiç biri birazdan nelerle karşılaşacağını bilemezdi. beklenmedik bir katılım vardı. bir bölümden beşiktaş'tan geliyor, diğerleri saraçhane ve tarlabaşı yolunu kullanıyordu. oluk oluk insan akıyordu. kortejlerin ucu bucağı görünmüyordu. meydanda adım atacak yer kalmamıştı. alana sokulmak istenmeyen devgençliler 50 bin kişilik bir grupla güvenlik kordonunu yardılar ve alana girdiler. çin yanlıları da alana sokulmak istenmedi. tarlabaşı'nda durduruldular. işte böyle bir ortamda birkaç saatlik gecikmeyle konuşmaya başlayan disk genel başkanı kemal türker sözlerini bitirmek üzeriydi ki tarlabaşı'nda gruplarda garip bir itişme başladı. önce bir el silah sesi duyuldu. ardından ikinci el daha ateş edildi. ve ne olduysa oldu. binlerce insan aniden panikledi. kimse silahın nereden patladığını anlamadı. kim ateş ediyordu? kime ateş edilmişti? gruplar arasında bir çatışma mı başlamıştı? yüzbinlerce insan canını kurtaracak bir yer arıyordu. ölümcül bir panik başlamıştı. yere düşen eziliyor, bir daha kalkamıyordu. ilk iki silah sesi adeta bir sinyaldi. ilk iki ateşten hemen sonra dört taraftan yaylım ateşi başladı. ilk anda sular idaresi'nin üstünden gelen kurşun yağmuru paniği daha da arttırdı. yoğun ateşe birdenbire intercontinental otelindekilerde başladı. disk genel başkanların bulunduğu kürsüye ateşi yoğunlaştırdılar. inanılmaz bir manzara yaşanıyordu. çoluk çocuk, genci, işçisi, öğrencisi yaşlısı, kadını, erkeği napacağını şaşırmıştı. kimse olanlara anlam veremiyordu. tam bu kargaşa içerisinde meydana nereden çıktığı anlam verilemeyen renault araba meydana ateş ederek girdi. (ateş eden kişi sonra emniyet müdürü olmuştur.) sanki bunlarda yetmiyormuş gibi sahneye panzerler girdi. paniği artıracak şekilde su sıkıyorlardı, ateş ediyorlardı. taksim artık tanınmayacak duruma girmişti. panzerlerden biri o hızla bir kadını göz göre göre çiğnedi. panzerler altında insanlar can vermeye başladı. kurşunlardan çok insanlar panzerler altında kalıyordu. panzerler, kıyma makinesi gibiydi. topluluk birbirini ezerek kazancı yokuşu'na doğru kaçıştı. aynı anda yine beklenmedik durumla karşılaştılar. kazancı yokuşu zaten dar bir sokaktı. bir de yokuşun ortalarına doğru yolu kapatacak şekilde kamyon konulmuştu. bu bir ölüm tuzağıydı. sıkıştılar, kaçamadılar.
bu korkunç olay aslında 15-20 dakikayı aşmadı. sesler kesildiğinde taksim, sihirli bir el tarafından boşaltılıvermişti, koskoca meydan savaş alanı gibiydi. bayraklar, slogan dolu pankartlar, bu insanların bırakıp kaçtığı eşyalar, etrafa dağılmış, alan ölüm sessizliğine bürünmüştü. geriye 34 ölü, yüzlerce yaralı kalmıştı. ölenlerin cesetleri bir araya toplandı, kimlikleri belirlendi. ve sessizce kaldırıldılar. kanlı 1 mayıs bitmişti.
perde bitti, ışıklar söndü.
--spoiler--
1 Mayıs 1977 işçi bayramında 34 kişinin hayatını kaybettiği 136 kişinin yaralandığı olaydır.
türkün bayram günü.
güncel Önemli Başlıklar