bugün
- türkiyede bütün yiyecek fiyatları aşırı fahiştir11
- 18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı21
- ebbırı top gibi sektirme yarışması15
- altıncı filoya karşı namaz kılmak8
- anın görüntüsü16
- sokakta kadın döven araplar11
- sexting haram mıdır8
- sözlükteki fosiller24
- netflix'in pkk lıyı başrol yaptığı dizi11
- 56 yıldır hiçbir kadınla iletişim kurmayan adam12
- arda güler14
- nervio'nun kedileri sokağa salmak10
- ekonomi kötü diye güzellikleri yok saymak11
- artık kızlara bakmıyoruz kampanyası25
- kitaplarda geçen can alıcı cümleler8
- mastır çeşitleri8
- flörtlerinizin ortak özellikleri10
- 17 nisan 2024 manchester city real madrid maçı11
- icardi1905 silik olsun kampanyası14
- fatih ürek ile elti gelin görümce13
- fındıklı belediyesinin banyosu11
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur11
- selefi11
- mühendislerin memur olmayı düşünmemesi24
- başıboş köpek sorunu39
- evleneceği adama evi üzerime yapalım diyen kız11
- yazarların en rum özelliği14
- yeşil gözlü erkek22
- bir kadınla yakınlaşmak13
- türkiyenin artık sefalet listelerinde yer bulması39
- yakışıklı motorcu müzisyen sempatik karizmatik11
- bik bik pilavı13
- klarnet calan sarapci koala 610
- israil13
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması11
- hoşlanılan kıza mesaj atma bahaneleri12
- icardi190518
- camilerin ahır yapılması24
- uludağ sözlüğü geliştirme önerileri11
- 183 yapılı yeşil gözlü beyaz tenli dalgalı saçlı13
- bu günlerde baykar'a saldırılmasının nedeni8
- isviçreden anayasa italyadan ceza kanunu alan ülke9
- ölen amcasını kredi için bankaya getiren kadın12
- israil'deki atatürk büstü10
- kaybolan eşyayı bulma yöntemleri11
- uludağ sözlük yakıt tüketimi veritabanı8
- junkman10
- yeşil gözlü 180 üzeri kel olmayan erkek17
- sevişmek10
- türk erkeğinin seks konusunda rezalet olması16
türkün bayram günü.
1 Mayıs 1977 işçi bayramında 34 kişinin hayatını kaybettiği 136 kişinin yaralandığı olaydır.
evde oturduğu yerden " taksim'de ne işiniz var" diyenlere cevap niteliğindedir.
--spoiler--
dev, bir gövde gösterisi yapma kararı aldı. disk ülkedeki sol gruplara haber saldı. bu gelişme havayı birdenbire değiştiriverdi. gerilim arttı. o kadar ki milliyetçi basını dahi halka o gün sokağa çıkmama çağrısı yaptı. etrafa garip bir korku çöktü. sanki bir şeyler oluverecekmiş havası yayıldı.
korku duyan sadece sağ basın değildi. disk'te korkuyordu. istanbul'da izmir'de 2 kişinin öldürülmesi gerilimi iyice artırmıştı. bu gruplar taksim'de kozlarını paylaşabilirlerdi. disk bu kaygıyla 20 bin sopalı işçiyi düzeni sağlamakla görevlendirdi. hangi grubun nerede, nasıl duracağı önceden kararlaştırıldı.
ancak asıl dikkatleri çekmeyen sabahın alaca karanlığında aynı meydanın farklı noktalarına kimsenin tanımadığı bazı kişilerin yerleşmeye başlamasıydı. bunların bir bölümü taksim'in göbeğindeki intercontinental oteli'nde 213, 510 ve 713 numaralı odalarına yerleşti. diğer bir grup ise sheraton otel'in çatısında mevzilendi. bazıları ise sular idaresi'nin çatısına çıktı. artık sahne hazırdı.
saat 13.00'dan itibaren gruplar dalga dalga taksim'e doğru iki koldan yürüyüşe geçtiler. bayraklar açılmış, sloganlar atılıyor, şarkılar, türküler söyleniyor. işçisiyle, öğrencisiyle sol akın akın meydanı dolduruyordu. hiç biri birazdan nelerle karşılaşacağını bilemezdi. beklenmedik bir katılım vardı. bir bölümden beşiktaş'tan geliyor, diğerleri saraçhane ve tarlabaşı yolunu kullanıyordu. oluk oluk insan akıyordu. kortejlerin ucu bucağı görünmüyordu. meydanda adım atacak yer kalmamıştı. alana sokulmak istenmeyen devgençliler 50 bin kişilik bir grupla güvenlik kordonunu yardılar ve alana girdiler. çin yanlıları da alana sokulmak istenmedi. tarlabaşı'nda durduruldular. işte böyle bir ortamda birkaç saatlik gecikmeyle konuşmaya başlayan disk genel başkanı kemal türker sözlerini bitirmek üzeriydi ki tarlabaşı'nda gruplarda garip bir itişme başladı. önce bir el silah sesi duyuldu. ardından ikinci el daha ateş edildi. ve ne olduysa oldu. binlerce insan aniden panikledi. kimse silahın nereden patladığını anlamadı. kim ateş ediyordu? kime ateş edilmişti? gruplar arasında bir çatışma mı başlamıştı? yüzbinlerce insan canını kurtaracak bir yer arıyordu. ölümcül bir panik başlamıştı. yere düşen eziliyor, bir daha kalkamıyordu. ilk iki silah sesi adeta bir sinyaldi. ilk iki ateşten hemen sonra dört taraftan yaylım ateşi başladı. ilk anda sular idaresi'nin üstünden gelen kurşun yağmuru paniği daha da arttırdı. yoğun ateşe birdenbire intercontinental otelindekilerde başladı. disk genel başkanların bulunduğu kürsüye ateşi yoğunlaştırdılar. inanılmaz bir manzara yaşanıyordu. çoluk çocuk, genci, işçisi, öğrencisi yaşlısı, kadını, erkeği napacağını şaşırmıştı. kimse olanlara anlam veremiyordu. tam bu kargaşa içerisinde meydana nereden çıktığı anlam verilemeyen renault araba meydana ateş ederek girdi. (ateş eden kişi sonra emniyet müdürü olmuştur.) sanki bunlarda yetmiyormuş gibi sahneye panzerler girdi. paniği artıracak şekilde su sıkıyorlardı, ateş ediyorlardı. taksim artık tanınmayacak duruma girmişti. panzerlerden biri o hızla bir kadını göz göre göre çiğnedi. panzerler altında insanlar can vermeye başladı. kurşunlardan çok insanlar panzerler altında kalıyordu. panzerler, kıyma makinesi gibiydi. topluluk birbirini ezerek kazancı yokuşu'na doğru kaçıştı. aynı anda yine beklenmedik durumla karşılaştılar. kazancı yokuşu zaten dar bir sokaktı. bir de yokuşun ortalarına doğru yolu kapatacak şekilde kamyon konulmuştu. bu bir ölüm tuzağıydı. sıkıştılar, kaçamadılar.
bu korkunç olay aslında 15-20 dakikayı aşmadı. sesler kesildiğinde taksim, sihirli bir el tarafından boşaltılıvermişti, koskoca meydan savaş alanı gibiydi. bayraklar, slogan dolu pankartlar, bu insanların bırakıp kaçtığı eşyalar, etrafa dağılmış, alan ölüm sessizliğine bürünmüştü. geriye 34 ölü, yüzlerce yaralı kalmıştı. ölenlerin cesetleri bir araya toplandı, kimlikleri belirlendi. ve sessizce kaldırıldılar. kanlı 1 mayıs bitmişti.
perde bitti, ışıklar söndü.
--spoiler--
--spoiler--
dev, bir gövde gösterisi yapma kararı aldı. disk ülkedeki sol gruplara haber saldı. bu gelişme havayı birdenbire değiştiriverdi. gerilim arttı. o kadar ki milliyetçi basını dahi halka o gün sokağa çıkmama çağrısı yaptı. etrafa garip bir korku çöktü. sanki bir şeyler oluverecekmiş havası yayıldı.
korku duyan sadece sağ basın değildi. disk'te korkuyordu. istanbul'da izmir'de 2 kişinin öldürülmesi gerilimi iyice artırmıştı. bu gruplar taksim'de kozlarını paylaşabilirlerdi. disk bu kaygıyla 20 bin sopalı işçiyi düzeni sağlamakla görevlendirdi. hangi grubun nerede, nasıl duracağı önceden kararlaştırıldı.
ancak asıl dikkatleri çekmeyen sabahın alaca karanlığında aynı meydanın farklı noktalarına kimsenin tanımadığı bazı kişilerin yerleşmeye başlamasıydı. bunların bir bölümü taksim'in göbeğindeki intercontinental oteli'nde 213, 510 ve 713 numaralı odalarına yerleşti. diğer bir grup ise sheraton otel'in çatısında mevzilendi. bazıları ise sular idaresi'nin çatısına çıktı. artık sahne hazırdı.
saat 13.00'dan itibaren gruplar dalga dalga taksim'e doğru iki koldan yürüyüşe geçtiler. bayraklar açılmış, sloganlar atılıyor, şarkılar, türküler söyleniyor. işçisiyle, öğrencisiyle sol akın akın meydanı dolduruyordu. hiç biri birazdan nelerle karşılaşacağını bilemezdi. beklenmedik bir katılım vardı. bir bölümden beşiktaş'tan geliyor, diğerleri saraçhane ve tarlabaşı yolunu kullanıyordu. oluk oluk insan akıyordu. kortejlerin ucu bucağı görünmüyordu. meydanda adım atacak yer kalmamıştı. alana sokulmak istenmeyen devgençliler 50 bin kişilik bir grupla güvenlik kordonunu yardılar ve alana girdiler. çin yanlıları da alana sokulmak istenmedi. tarlabaşı'nda durduruldular. işte böyle bir ortamda birkaç saatlik gecikmeyle konuşmaya başlayan disk genel başkanı kemal türker sözlerini bitirmek üzeriydi ki tarlabaşı'nda gruplarda garip bir itişme başladı. önce bir el silah sesi duyuldu. ardından ikinci el daha ateş edildi. ve ne olduysa oldu. binlerce insan aniden panikledi. kimse silahın nereden patladığını anlamadı. kim ateş ediyordu? kime ateş edilmişti? gruplar arasında bir çatışma mı başlamıştı? yüzbinlerce insan canını kurtaracak bir yer arıyordu. ölümcül bir panik başlamıştı. yere düşen eziliyor, bir daha kalkamıyordu. ilk iki silah sesi adeta bir sinyaldi. ilk iki ateşten hemen sonra dört taraftan yaylım ateşi başladı. ilk anda sular idaresi'nin üstünden gelen kurşun yağmuru paniği daha da arttırdı. yoğun ateşe birdenbire intercontinental otelindekilerde başladı. disk genel başkanların bulunduğu kürsüye ateşi yoğunlaştırdılar. inanılmaz bir manzara yaşanıyordu. çoluk çocuk, genci, işçisi, öğrencisi yaşlısı, kadını, erkeği napacağını şaşırmıştı. kimse olanlara anlam veremiyordu. tam bu kargaşa içerisinde meydana nereden çıktığı anlam verilemeyen renault araba meydana ateş ederek girdi. (ateş eden kişi sonra emniyet müdürü olmuştur.) sanki bunlarda yetmiyormuş gibi sahneye panzerler girdi. paniği artıracak şekilde su sıkıyorlardı, ateş ediyorlardı. taksim artık tanınmayacak duruma girmişti. panzerlerden biri o hızla bir kadını göz göre göre çiğnedi. panzerler altında insanlar can vermeye başladı. kurşunlardan çok insanlar panzerler altında kalıyordu. panzerler, kıyma makinesi gibiydi. topluluk birbirini ezerek kazancı yokuşu'na doğru kaçıştı. aynı anda yine beklenmedik durumla karşılaştılar. kazancı yokuşu zaten dar bir sokaktı. bir de yokuşun ortalarına doğru yolu kapatacak şekilde kamyon konulmuştu. bu bir ölüm tuzağıydı. sıkıştılar, kaçamadılar.
bu korkunç olay aslında 15-20 dakikayı aşmadı. sesler kesildiğinde taksim, sihirli bir el tarafından boşaltılıvermişti, koskoca meydan savaş alanı gibiydi. bayraklar, slogan dolu pankartlar, bu insanların bırakıp kaçtığı eşyalar, etrafa dağılmış, alan ölüm sessizliğine bürünmüştü. geriye 34 ölü, yüzlerce yaralı kalmıştı. ölenlerin cesetleri bir araya toplandı, kimlikleri belirlendi. ve sessizce kaldırıldılar. kanlı 1 mayıs bitmişti.
perde bitti, ışıklar söndü.
--spoiler--
Failleri halen bulunamamıştır ve ne yazık ki bulunmayacaktır.
solcular fraksiyonlara ayrılırken biraz kan dökmüşler gibi duruyor olay.
güncel Önemli Başlıklar