bugün

Bir kadın kocasına bağlı kalmadan kendi ayaklarının üzerinde durabilmeli. Ancak çocuklar düşünüldüğünde her çocuğa annesi bakmalı. Çetrefilli soru vallahi.
ikisi de. evinde çalışmalıdır.
nasıl mutlu olacaksa onu yapmalı ama en azından para kazanmıyorsa bile ilgi alanları olmalı ve nitelikli olmalı.
O ne istiyorsa tabi ki. Bi dunya eğitim alıp bir kisinin lafiyla bunlari çöpe atamaz.
Hem kim kopeksin ki karisiyorsun derler adama..
Ne isterse onu olmalıdır. Bırakın artık kadına rol biçmeyi.
çalışmalı. Yıl olmuş 2016 konuya bak
babanın evladına baktığı gibi, kocam bana baksın diyorsa evde oturabilir.

lakin bu durumda da kocasından baba gibi azar işitip, dayak yediğinde gidecek, sığınacak bir kapısı olmaz.

susar, oturur bir köşeye.

yok ben kendi ayaklarım üzerinde durayım, kendimi ezdirmeyeyim diyorsa çalışsın efendim.

eşitlik istiyorsan cefayı da sefayı da eşinle birlikte yaşayacaksın.

bebeler dünyaya geldiğinde bir süre ara vermeli elbette, elalemin bakıcısına güven olmaz.
Çalışmalıdır,
Kadınların çalışmaması demek iş gücünün aşırı azalması, sistemin çökmesi, eşitsizliğin başlaması, ve aşırı ekonomik kayıptan başka bir şey değildir.
Pamuk tarlasında da olsa hastane odasında da olsa kadınlar çalışmalı ve ülke içi gelişmişliğe imkân sağlanmalıdır.
çalışan fakat şuan ücretsiz izinde bebek büyüten bir anne olarak birseyler söylemek istiyorum.
kızım doğmadan önce, ise gidip gelmek daha rahatti. parami kazanıyorum, bütün gün evde boş boş durup eşimi beklemek yerine işe gidiyorum. hafta sonları da gezip alisverisimi yapıyorum.
buraya kadar her şey güzel ve çalışmak omuzlarıma kesinlikle yük değil.
amma velakin artık iş ve evlilik dışında koca bir sorumlulugum var. Kadın çalışmali ama iş hayatında personel veya memurdan çok anne olduğu göz önüne alınmalı. Şimdi çalışan erkekler linç etmeye başlamasin. çalışıyor diye bebek yapmaktan vazgeçmek gibi bir saçmalık yapacağımizi düşünmüyorsunuz heralde. mesela o gün geceden çocuk uyutmamis olabilir, ateşi olabilir aklı bütün gün evde kalabilir, bakıcı hastalanmis olabilir ise gelmeyebilir. Eğer bu konuda amirleri sıkıntı ve baskı yapmayacaksa kadın kesinlikle is hayatından uzak kalmamalı.
günlerdir makyaj yapmadığım oluyor, doğumdan beri manikür yaptırdığım yok, saçlarım tepede toplu devamli besleme stayla, evde kıyafetlerim sürekli kusmuk, topuklu ayakkabıları giyip, makyajımi yapıp, arabama atlayıp işe gideceğim günleri iple çekiyorum.
ama allahım şu Bebe geceleri uyusun biraz ne olur.
kadının fıtratında çalışmak yoktur. dinci, bağnaz, yobaz trollemeler adı altında konuşmuyorum.

evlilikte bir süre sonra problemlere yol açıyor.
erkekle olan çalışma ortamında bir süre sonra küfürler normal geliyor - kadında içinde bu durumun, aldatmalar normal geliyor - kadın çalıştığı için bu durum daha da kolaylaşıyor belki bunu kendinde normalleştirerek kendi bile yapıyor,
iş yerinde yoğun ve stresli akşamın sonunda eşler birbirini anlamak istemezcesine tartışıyor ya da kadın daha fazla maaş alıyorsa erkeği daha da agresif yapıyor,
çocuk varsa anneliğin verdiği duyguları akşamdan akşama yaşayarak çocuğunu istediği gibi yetiştiremiyor,
annelik yanı sıra kadınlık görevleri var, "hüsamettin kalk ütü yap" diyemiyor ataerkil bir topluma sahibiz, kadında bunun farkında.

bu şartlarda çalışmaması daha cazip kalırken bir de hayatın şartları söz konusu olunca maddi konuda güçlük çekmemek adına, kadınlar; çalışmak, hayata karşı dik durmak istiyor.

Türkiye de kız çocukları böyle yetiştirildi, dik dur, kocana ezilme, maddi gücün olsun, mesleğin olsun, yarın bir gün ayrılmak zorunda kalırsanız kendini idare edebilmelisin gibi... işin bu boyutundan bakınca da işler değişiyor.
Tabiki de çalışmalı, boşuna mı okuyor bu insanlar. Ama evinde sahip çıkmalı tabii.
toplumda sosyal statüsü olan ve toplum nezdinde genel olarak saygı gören bir mesleğe sahip olan bir kadın olarak -bu şekilde belirtmek istemezdim ama anlatacaklarıma önyargıyla yaklaşılmaması adına mecbur kaldım- bu soruya benim farklı bir bakış açım var.

şimdi...25 yaşıma gireceğim 4 ay sonra ve ben bu yaşıma kadar kapıyı anahtarla açtığımı hatırlamıyorum desem yeridir. ben yanımda ev anahtarını hiç taşımadım, kendime ait bir anahtarım da olmadı. annem beni ve diğer kardeşlerimi lisenin ilk gününe kadar okula hep getirdi ve almaya da geldi. okulda kapımızın önünde değildi bu arada...ben eve 4-5 gibi gittiğimde anahtarla kapıyı açsaydım, eve gittiğimde küçük yaşımda yemeğimi kendim ısıtsaydım ya da ekmek arası bir şeyler yaparak takılsaydım annem de en erken saat 8-9 gibi yorgun argın işten gelseydi ben şimdiki konumumda ol-maz-dım. evet, olmazdım. iyi ki diyorum, annem çalışmamış da bizleri gerçekten ama gerçekten iyi yetiştirmiş.

çalıştığım kurumda çocukların çantalarında hep anahtarları var. veli toplantısı oluyor; pazar günü dahi "işten 2 saatliğine izin aldım, ancak geldim" diyen kadın veliler var. üzülüyorum...çocuğunun durumunu sormaya gelen kadın veliye ilk olarak adını soruyorum, ardından "çalışıyor musunuz?" diye soru yöneltiyorum. kadın hemen başlıyor; "ay hocam, çocuklarım için mesaiye bile kalıyorum, haftanın 5 günü akşam 10 da eve ancak giriyorum, bazen 11 de eve girdiğim oluyor, o vakte kadar da ders çalışıyor mu bilmiyorum ki" ..."çocuklarım için" diyor ya ben de devreler hakikaten yanıyor o zaman...çocuk eve maksimum saat 4'te gidiyor, o saate kadar yemek yiyor mu ders çalışıyor mu dışarıda kiminle....kimi çocuklar okul çıkışında işe gidiyor ve çok garip aileleri bunu bile bilmiyor; çünkü çocuğun eve gelmesi gereken saatte anne-baba da evde değil. hadi baba neyse...anne de eve saat 10 da 11 de geliyor.

ben mesleğimi ifa edene kadar bunun farkında bile değildim. şimdi anneleri ev hanımı olanlarla çalışan anneye sahip çocuklar arasındaki akademik başarı farkını görebiliyorum.

ha bu arada...bahsettiğim kişiler ilkokul mezunu anneler...yani çalıştığı yerler konfeksiyon atölyeleri, fabrikalar vs. ya da temizlik görevlisi olarak çalışıyorlar. hiçbir kadın o toz, gübür altında çalışmaktan ve azar işitmekten memnun olmaz. mesaiye zaman zaman kalınması gereken yerler çoğunlukla. ve kabul edin ya da etmeyin çalıştıkları yerde güzel koşullarda altında çalışmıyorlar. gerçekten beden gücüyle çalışıyorlar. keşke çalışmak zorunda olmasa bu tür koşullarda çalışan kadınlar diyorum bazen. üzülüyorum gerçekten.

eğer ki kadın üniversite mezunuysa, saygı gördüğü bir yerde çalışıyorsa, erken saatlerde evine dönüp hafta sonları evinde vakit geçirebiliyorsa çalışmasına tabi ki söz olamaz. o zaman ailesiyle çocuğuyla da ilgilenebilir. ama gene de çalışmayan ve evde de tam olarak vazifelerini yapan ev hanımları kadar olamaz, bu da bir gerçek itiraf etmek gerekirse...

işte bu yüzden bazen evlilikten çok korkuyorum. mesleğimi çok seviyorum, benim bir parçam. aldığım paranın yarısını alsam gene yaparım; tüm kalbimle söylüyorum bunu. çalışma koşulları, çalışma saatleri, tatilleri, izinleri çok çok iyi. bu koşullarda dahi kendi annem gibi olamam diye korkuyorum; evlendiğimde ve çocuğum olduğunda onu her daim okula uğurlayabilecek miyim geldiğinde karşılayabilecek miyim bilmiyorum. çok korkuyorum, eksik bir anne olurum diye...

inşallah bahsettiğim durum iyi anlaşılır. kadınların çalışmasına karşı değilim. yeter ki iyi koşullarda çalışsınlar ve gelecek nesli de iyi yetiştirebilecek derecede çocuklarıyla ilgilenebilecek zamanları kalsın kendilerine. çocuklar pencerede zaman zaman buğulu gözlerle annesini beklemesin.
bir kadın ne istiyorsa onu yapmalı. artık herkes şöyle olmalı, millet böyle olsa daha iyi olurdu diye ağızları sikmek istiyorum ben, yeter artık yaf! insanların işlerine burnuzu sokmayın, herkes nasıl yaşamak istiyorsa öyle yaşasın. size bi giren çıkan mı var milleti yargılayıp irdeliyorsunuz?

bu arada not: kadın çalışmalı mı, ev hanımı mı olmalı bilmem ama, iyi ve uzun sevişmeli. 3 4 saatlik seanslar halinde. yani ben öyle istiyorum...
kocamın çok zengin yakışıklı bana aşık bir erkek olduğunu bilsem ev kadını olmak isterim ama böyle bir şeyin olma ihtimali çok az olduğu için kendim çalışacağım evlilik falan da istemiyorum.
bana göre çalışmalıdır. sosyal çevre açısından oldukça faydalı olur. fakat yeterli miktarda para kazanıyor olsa eşime çalışıp çalışmama veya istediği işle ilgilenebilme özgürlüğünü sunmak isterdim.
çalışmalıdır. hayatı boyunca bir yabancıya bağlı yaşamamalıdır.
Kadın ekonomik yönden hiçbir bireye bağımlı olmamalı. Bu nedenle çalışmalı.
Ev kadını olmalı. Biz atadan böyle gördük azizim.
tabi ki calismali.
kadinin gorevi cocuk dogurmak ve ev isi yapmak degildir.
kadın her daim çalışmalı.
çalışmamalıdır. kadın dediğin evinde oturur, bebe büyütür. çalışmak daha zeki olan erkeklerin işidir.
her insan çalışmalı. çalışmak ruh sağlığının sigortasıdır.
Ev kadını olarak kocalarının altında çalışmalı.
Biz bu tartismalari geceli yillar oldu ama geri kafali kalmak istiyorsaniz yine de siz bilirsiniz yani.
Kadının Kendi tercihidir fakat asla bi erkeğin parasına da muhtaç olmamalıdır.