görsel
Soundtrack'ı iyiyken sahnelerdeki yersiz ritim geçişlerini rahatsız edici bulduğum, 1 saat 43 dakikalık zeki demirkubuz filmi.
Bugün kadere inananlar ve inanmayanlar arasında ufak bir tartışma geçti sikerim kaderi diyip arka fondan kısık sesle söyledim "ben ne yaptım kader sana, mahkum ettin beni bana, her nefeste bir sitem var, şikayetim yaradana"
Bir zeki demirkubuz filmi. Bekirin platonik aşkını ve bu yolda başına gelenleri anlatıyor. izlemeyenlere şiddetle tavsiye edilir.
dinin afyon olarak nitelenmesinin en büyük sebebi olduğunu düşünüyorum.kader bir kavramdır.kendimiz iyice araştırıp anlamlandırabilsek yada din tüccarlarını değilde daha objektif bir yerden bakan insanları dinlesek yeterli olabilir.
Yaşamak, adam olmak derken gönlüne sığdıramadığın, ciğerini söken söylenecek çok şey var yanan yüreğinle. Ve sonrası yağın gerekmez aşıma diyerek şifa için ilaç istemeyecek hale gelmek.
Hayat memat suya yazılan yazgınla, ne zaman kader siler seni bilemezsin, hep araftasın bu fanide. Öyleyse tüm hakiki söylenecekler le beraber Hakk’a teslimiyetle susmak gerek, susup bu türküyü ara sıra dinlemek gerek Burcu Sarak’tan https://www.youtube.com/watch?v=SBDj5RQ82xA
Başıma gelenleri düşündüm. Herkes kader falan dedi ama ben uzun süredir kadere inanmayı bıraktığımı farkettim.

inançlı biriyim ya güya zorluyorum kendimi ama yine de kadere inanamıyorum. Hayat işte diyorum başımıza sürekli kötü bir şeyler gelecek. Hiçbir zaman daha iyi olmayacak.

iyi şeylerin olması sadece bize bağlı. Zorla mutlu olmaya çalışmalı ve olmalıyız. Şu yasım bitsin başlayacağım sırf mutlu olmak için ekstra çaba sarfetmeye. Eskiden de böyleydim çünkü. Fakat şu aralar içimden hiçbir şey yapmak gelmiyor.
Düşünüyorum;

Eğer kaderimizi kendimiz çiziyorsak bok gibi çiziyorum ve bir insan bu kadar aptal olamaz diyorum ama yok önceden çizilmişse de gerçekten nasıl bu derece şanssız doğabiliyorum.
Inanışa göre, her insanın, ana rahmine düştüğü an, hayatına ait tüm detayların yazılıp çizildiğidir.

Gene inanışa göre, yaşadığımız talihsizliklerin, olumsuzlukların aslında engelleyebilmemizin pek de mümkün olmadığı gerçeği.

Durum buysa, onca zahmet, emek, çaba neden?!

Kader, mutlak değişmez midir yoksa kaderini değiştirmek olgusu mümkün müdür?

Işte engin, lebiderya, salon salomanje bir konu!
" Gözümü bi' açtım karşıdan karlı dağlar geçiyor. Bi' daha açtım başımda bi' çocuk, kalk abi diyor, Kars’a geldik. Otobüsten indim yürümeye başladım. Dedim Allah’ım neredeyim ben, burası neresi? Sonra güç bela burayı buldum..."

"... Kapının önünde durup düşündüm, dedim Bekir bu kapı ahiret kapısı, burası sırat köprüsü. Bu sefer de geçersen bi' daha geri dönemezsin, iyi düşün."

"... Ama olmadı, dönemedim. Sonra bak oğlum, dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok kaderin böyle. Yol belli, ey başını usul usul yürü şimdi! ”

görsel
Boğuk, kasvetli havası olan güzel bir film. Bu hava bakımından "ali'nin sekiz günü" adlı filme çok benziyor. Orada da ufuk bayraktar oynamıştı zaten.
bazen suçlanan bazen ise yüceltilen soyutsal kavram.
rastgele bir repliğini görüp izlediğim ufuk bayraktar vildan ataseverin başrol oynadığı drama filmi. uğur' a aşık olan bekiri anlatan, bazı kızdığın ama o replikleriyle kendini affettiren garip bir yapım sabahın bu saatinde niye izledim bilmiyorum tek bildiğim aşk böyle bişey sanırım diyebildiğim, naparsan yap bir şekilde ayaklarına dolanıyor.
Yaratıcının ne yapacağınızı bildiği için, genellikle en çok yanlış anlaşılan anlamı içinde barındıran tanımdır.

- la Allah madem biliyor, niye beni yarattı.

- la madem ben kötüyüm, neden beni imam yapmadı. Niye Mehmet imam cennete gidecek, ben Ahmet, içiyorum neden o'nu seçti;

Gibi, garip diyalogları içinde barındırır.

Kader sadece kişinin belirlediği bir çizgidir. Bu çizgiyi yaratıcı şekillendirmez, kişi belirler.
inançsal açıdan ziyade, değişken olasılıklar penceresinden baktığım kavram.

Senaryo vari baştan sona belli bir çizgi olduğunu varsaymak neye inanırsanız inanın aptallıktır bana kalırsa.

Geriye sadece seçimler kalıyor ve bu seçimlerin sonuçlarına katlanacak sorumlulukları yüklenmeye.

Bu Tanrı"nın kelamında da var, bilimin anlatısında da. Robot yığınları değiliz. Evet sonuç yokoluş ama yolunuzu seçmek ve yolda neler ile ilgileneceğiniz size kalmış. Bence gayet adil bir anlaşma.
Zaman kavramını bilmeden asla anlaşılamayacak olgu.Materyalistlerin anlamadıkları için inkar ettikleri dindarların anlayamadıkları için bilinçsizce kabullendikleri gerçek şu video bunu güzel anlatıyor https://youtu.be/BXx9xLFzAjY
(bkz: #40418795)
Kişinin yönlendirdiği bazen de ilahi gücün varlığını hissetttirdiği durum.Sevdiğim bir insan şey için abartısız dağları delecek biriyken onun için hiçbir şey yapmadım.Şimdi baktığımda bunun allah tarafından olduğuna inanıyorum.Normalde çok gözükara biriyimdir.Bir engel çıkıyorsa Allah’ın bir bildiği vardır.Mevlana nın dediği gibi istediğin şey olmuyorsa ya olmaması gerekiyor ya daha iyisi vardır.O yüzden kendimi üzmüyorum çünkü yapmadım deyip sonrasında elimden geleni yaptım.
Ağlarını kendi mi örüyor yoksa biz mi seçimlerimizle ona yön veriyoruz bilemiyorum.Ama Allah ın bizi yönlendirdiğini düşünüyorum.
Kaderde yoksa hürriyet, o kadere sıçılsın.
‘herkesin inandığı bir şeyi var şu amına kodumun hayatında , benimki de sensin‘

Diyerek beni benden alan zeki Demirkubuz filmidir. Yaralar.
imanın şartlarından olmayan.

kader takdir, ölçü demektir. allah her şeyi bir kaderle yaratmıştır demek allah her şeyi bir ölçü(nizam-yasa) ile yaratmıştır demektir.
Sanılanın aksine basit bi tiyatro senaryosu değil anlaşılmayacak kadar karmaşık bi kavramdır.
ipler bizim elimizde.
bir çöldedir insan; tanrı tarafından çöle atılmıştır, daha doğrusu çöle atılıp atılmaması kendi istencine tabi değildir, ama yolu kendisi alacaktır nasıl gideceğini kendi belirleyecektir.
kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. bu sebepten,”ne yapalım, kaderimiz böyle” deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. öyleyse ne hayatının hakimisin,ne de hayat karşısında çaresizsin.
bilindik bir örnek ama ay takvim yaprağında yazdığı için mi tutulur, tabi ki hayır, tutulacağı için yazılmıştır. insan bile sınırlı ilmi ile bu kadar ilerileri görebiliyorsa sınırsız ve evrendeki her zerrenin bilgisine sahip olan Allah senin ne yapacağını önceden görüp yazamaz mı?...
atanamamış öğretmen ismi açık ve net.