bugün

tıp doktorları mesleğe başlamadan önce kadavra üzerinde teşhis ve tedavi çalışmaları yapıyor. özellikle de cerrahlar. hastalardan, yani bizlerden önce cansız beden üzerinde çalışıyor hekimler.
ölümden 2 saat sonra şah damarından kan miktarına eşit formal vücuda verilir. Vücudun çabucak sertleşmesini sağlayacak bu bileşim; 2 litre su, 2 litre formal, 2 litre alkol şeklindedir. Bir sonraki adım ise bedenin formal havuzuna yatırılmasıdır. Havuzda minimum 6 ay bekletilir. Bu süre sonunda ölü beden kadavra olarak kullanılmak için hazır hale gelmektedir. Organ ve doku alınışı, nakli ve saklanması ile ilgili 2238 sayılı kanunun hükümlerince ilerlenir. Yataklı tedavi merkezlerinde ölen veya bunların morglarına getirilen ve kimsenin sahip çıkmadığı ve adli kovuşturma altında olmayan cesetler, aksine bir vasiyet bulunmadığı takdirde 6 aya kadar muhafaza edilmek ve bilimsel araştırma için kullanılmak üzere ilgili yüksek öğretim kurumlarına verilebilirler.
bu hafta yapacagim eylem. toprakta bosu bosuna curuyecegime cesedim bilimsel arastirma ve egitime verilsin daha iyi.
Tıp fakültelerinin, mutlak ihtiyacı olan òlü beden.
Zaman zaman kimsesizlerin ya da vasiyet edenlerin bu şekilde kullanıldığını okumuştum..
Her ne kadar korkutucu gibi gelse de, bilime fayda açısından, mantıklı harekettir.
Benim için, hiçbir sakıncası yok.
bu aralar olmayı düşündüğüm şeydir. dirimiz bir boka yaramıyor, bari ölümüz yarasın.
Yukarıdaki gibi değildir, derisi ve yağları yüzülmüş ve hafif kararmış olur.
Diploma teslimi için kendisiyle asgari uç fotoğrafınizin olmasi gereken materyal. Retricayi kabul etmiyorlar bu arada.
Doktor adaylarının acaba kadın cesedi gelirse kalkar mı diye düşündükleri şeydir.
afiyetle yiyenleri vardir. igrenctirler.
Ceset; diseksiyon (parçalara ayırmak, kesmek) için kullanılan cansız insan vücudu. Daha çok, hekimlik öğretiminde kullanılmak için hazırlanmış ceset manasındadır.
iki saat önce haşır neşir olduğum saygı duyulası ölü insanlar. saygı duyulası diyorum çünkü hakkaten saygı duyulması gerekir. bunu vurguluyorum çünkü etraf kadavra parmaklamaya çalışan, kadavranın orasına burasına sırf geyik olsun diye dokunan, çekiştiren dagalaklarla dolu. çoğu kimsesizlerden oluşsa da, belkide o saygı duyulası varlıklar bir zamanlar sizi düşünerek kendini kadavra olarak bağışlamışta olabilir. eminim böyle muamele göreceklerini bilseler ölüsünü asla tıbbiyelilerin kucağına vermezlerdi.

tıbbiyeden herşey çıkar, arada bir doktor çıkar, hep demişlerdir bende diyorum sözlük.
15 bin dolar değerindedir.
iyi filmdir. kanal d de yeni yayınlanmaya başladı. izleyin ama aslında sansürsüz bulun izleyin.
okulumun tip labaratuarinda askida duran seydir. adida hansmis. ilk gordugum gun eti istahla yememe sebep oldu.
kanal d de baslayan film.
görsel
sigara - alkol içenlerden ve kadınlardan kadavra olmuyormuş.
Kadavra: Az bulunur bir tıbbi eğitim malzemesi... Kadavra için Viyana'ya düzenlenen seferlerin hikayesidir - Bakınız: http://galeri.uludagsozluk.com/r/kadavra-254592/ Milliyet.
tıp öğrencilerinin kesip biçtiği insan cesetleri.
veterinerler de kesiyorlar. ama onlar hayvan kesiyor. (*)

bundan bir şeyler öğrenmek, ne kadar garip ve bir o kadar da gerekli. şahsen dokunamam.
ereksiyon halinde falan da olabiliyorlarmış. *
şiddetli baş ağrısına sebep olur. ağrı büyük ihtimal formaldehittendir ama genç doktor adayları ölümün soğukluğuyla belki ilk defa yüzleştiğinden ağrır başları. yaşam üzerine ciddi olarak düşünmeye başlar insan. ve bazı doktor adayı hayvanların küçük düşürücü hareketleri meslekten soğutabilir. kadavralar ilk hastalarımız sonuçta.
çok güzel isimler takılır bunlara. * * *
ilk buluşmamızda bire karşı on iki kişiydik. üç ablamız ikişer adım uzak duruyordu. artık formaldehit kokusundan mı, yoksa ölü olmasından mıydı bilmiyorum. hiçbir şey hissetmedim. ilk hamlem göğüs kafesini açmak olmuştu. salondaki üç kadavradan en eski olanıydı bize düşen. alt ekstremiteler tamamen, üst ekstremiteler de kısmen eksikti, yüzü tanınmaz haldeydi ve iç organları yoktu. haliyle çok az kası görebiliyordunuz. ilk çektiğim kas deltoid'di. niyeyse hiçbir şey hissetmemiştim - pür bir heyecandan başka. öyle ayılan bayılan da olmadı. sonra gruplar döndü ve biz daha yeni bir kadavraya geçtik. bu defa önümüzde bir et yığını değil tam bir insan vardı. işte bu noktada bazıları rahatsız olduklarını idrak ettiler. ben yine umursamadım. nedense kadavrayla uğraşmak, onu keşfetmeye çalışmak hoşuma gidiyor. zerre rahatsızlık hissetmedim, hissetmiyorum da.

çıkışta da burger king'te triple whopper yemiştim. hatta iğrenç bir ketçap damlası pembe family guy t-shirt üme, tam da stewie'nin götüne damlamıştı. o güne dair beni rahatsız eden tek anı bu.
bir çoğu akıl hastanesinden gelenlerdir . üzerlerinde dayak izleri rahatlıkla belli olur. muhtemelen o dayakla ölmüşlerdir.

ama ruhsuz puşt tıpçılar durumu savcılığa bildirmez.
Leonardo Vinci'nin en önemli tablolarına materyal olan, yaradılış mucizesi...
"midesi olan izlesin" denilecek bir filmdir. tuhaftır, sıradışıdır, ama her şeye rağmen izlenilebilir.
güncel Önemli Başlıklar