bugün
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- uzağı göremeyen insan10
- istanbul suriyenin başkentidir9
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel10
- anın görüntüsü18
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım11
- boşuna yaşıyorum hissi19
- icardi1905 silik olsun kampanyası38
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı36
- kekeme olan biri doktor olurmu8
- türkiyede çok abartılan arabalar16
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler19
- sözlük kızlarının don renkleri20
- kanınıza rengini verir misiniz15
- aristoteles'in orta yolu10
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz12
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri15
- patiswiss14
- integralin müfredettan kaldırılması12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı18
- akrep burcu9
- bik bik moderatör olsun15
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız25
- kent lokantası niye bedava değil demek22
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır19
- evlilik17
- ali erbaş9
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu28
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- gina carano9
- icardi19059
- türkiye işçi partisi9
- ellerim bos gonlum hos9
Uyuşturucu çıkmazı...
"Basketbol Günlüğü / Basketball Diaries" - Yönetmen: Scott Kalvert / Görüntü: David Philips / Senaryo: Bryan Glouboff / Müzik: Graeme Revell / Oyuncular: Leonardo Di Caprio (Jim Carroll), Mark Wahlberg (Mickey), Patrick McGaw (Neutron), James Madio (Pedro), Bruno Kirby (Swifty), Ernie Hudson (Reggie).
"TRAINSPOTTING" işsizlik, yoksulluk ve uyuşturucu bağımlılığı temalarını ele alış biçimiyle sinema dünyasını sarsmıştı. MTV yönetmenlerinden Scott Kalvert, "Trainspotting"in izinden giderek çekmiş "Basketbol Günlüğü"nü.
Bugün New York'ta tanınmış bir şair, yazar ve müzisyen olan Jim Carroll'ın 1963 - 66 yılları arasında tuttuğu günlüğünden uyarlandı, bu film. Jim Carroll'ı New York'ta yoksul bir çevrede, baskı altında büyüyen, bir arkadaş grubuna sahip olmakla birlikte içe dönük bir çocuk olarak tanırız Carroll'ı. Annesi bir otelde çalışır. Devam ettiği Katolik okulunda "dayak cennetten çıkma" sayılır. Neutron, Pedro ve Mickey adında üç yakın arkadaşıyla geçirir tüm zamanını. Yaşamı keşfetmeye ve ondan yetişkinlere özgü tatları almaya henüz başlayan delikanlılar için bir tür hayvanat bahçesi bu çevre. Küçük hırsızlıklar yaparak, avarelik ederek, tiner koklayarak itilmişliklerini, çıkışsızlıklarını unutmaya çalışırlar.
Kafeste tek eğlenceleri ve onlara gelecek umudu veren tek şey basketbol. Ama Jim'in bir de yazma tutkusu var. içinden geçenleri döktüğü bir günlük tutar, şiir yazar. Gerçekten bir şeyler paylaştığı dostu uzun süren tedavisine karşın kan kanserinden ölünce yalnızlığı iyice artar Jim'in. Uyuşturucu kullanmaya başlar. Sonunda eroinman olur. Arkadaşları da aynı yolun yolcusudur...
Film boyunca, oldukça karamsar bir atmosfer içinde uyuşuturucu alabilmek için suç işleyen, evlerinden, okullarından, basketboldan, git gide birbirlerinden kopan delikanlıların titreyip acı çekmelerini izleriz.
Karanlık bir tablo çizse de fazlasıyla didaktik olduğu için izleyeni dehşete düşürmeyen, belli belirsiz bir acıma duygusuyla sıkan bir film "Basketbol Günlüğü". Uyuşturucu kullanımından caydırma propagandası olarak tasarlanmış, ama güçlü ve çarpıcı değil. Uyuşturucu etkisi altındaki Jim Carroll'ın sanrıları inandırıcılıktan uzak. Kimi sahneler fazla uzun. Finalde Jim'in annesinin kapısında ağlaması izleyiciyi üzeceği yerde sıkıyor.
Bu arada, filmin çekildiği tarihte henüz ilahlaşmamış olan Leonardo Di Caprio'nun kasılmadığı zaman hiç de fena bir oyuncu olmadığı gözleniyor.
alıntıdır: http://www.milliyet.com.t...998/09/11/sanat/san1.html
"Basketbol Günlüğü / Basketball Diaries" - Yönetmen: Scott Kalvert / Görüntü: David Philips / Senaryo: Bryan Glouboff / Müzik: Graeme Revell / Oyuncular: Leonardo Di Caprio (Jim Carroll), Mark Wahlberg (Mickey), Patrick McGaw (Neutron), James Madio (Pedro), Bruno Kirby (Swifty), Ernie Hudson (Reggie).
"TRAINSPOTTING" işsizlik, yoksulluk ve uyuşturucu bağımlılığı temalarını ele alış biçimiyle sinema dünyasını sarsmıştı. MTV yönetmenlerinden Scott Kalvert, "Trainspotting"in izinden giderek çekmiş "Basketbol Günlüğü"nü.
Bugün New York'ta tanınmış bir şair, yazar ve müzisyen olan Jim Carroll'ın 1963 - 66 yılları arasında tuttuğu günlüğünden uyarlandı, bu film. Jim Carroll'ı New York'ta yoksul bir çevrede, baskı altında büyüyen, bir arkadaş grubuna sahip olmakla birlikte içe dönük bir çocuk olarak tanırız Carroll'ı. Annesi bir otelde çalışır. Devam ettiği Katolik okulunda "dayak cennetten çıkma" sayılır. Neutron, Pedro ve Mickey adında üç yakın arkadaşıyla geçirir tüm zamanını. Yaşamı keşfetmeye ve ondan yetişkinlere özgü tatları almaya henüz başlayan delikanlılar için bir tür hayvanat bahçesi bu çevre. Küçük hırsızlıklar yaparak, avarelik ederek, tiner koklayarak itilmişliklerini, çıkışsızlıklarını unutmaya çalışırlar.
Kafeste tek eğlenceleri ve onlara gelecek umudu veren tek şey basketbol. Ama Jim'in bir de yazma tutkusu var. içinden geçenleri döktüğü bir günlük tutar, şiir yazar. Gerçekten bir şeyler paylaştığı dostu uzun süren tedavisine karşın kan kanserinden ölünce yalnızlığı iyice artar Jim'in. Uyuşturucu kullanmaya başlar. Sonunda eroinman olur. Arkadaşları da aynı yolun yolcusudur...
Film boyunca, oldukça karamsar bir atmosfer içinde uyuşuturucu alabilmek için suç işleyen, evlerinden, okullarından, basketboldan, git gide birbirlerinden kopan delikanlıların titreyip acı çekmelerini izleriz.
Karanlık bir tablo çizse de fazlasıyla didaktik olduğu için izleyeni dehşete düşürmeyen, belli belirsiz bir acıma duygusuyla sıkan bir film "Basketbol Günlüğü". Uyuşturucu kullanımından caydırma propagandası olarak tasarlanmış, ama güçlü ve çarpıcı değil. Uyuşturucu etkisi altındaki Jim Carroll'ın sanrıları inandırıcılıktan uzak. Kimi sahneler fazla uzun. Finalde Jim'in annesinin kapısında ağlaması izleyiciyi üzeceği yerde sıkıyor.
Bu arada, filmin çekildiği tarihte henüz ilahlaşmamış olan Leonardo Di Caprio'nun kasılmadığı zaman hiç de fena bir oyuncu olmadığı gözleniyor.
alıntıdır: http://www.milliyet.com.t...998/09/11/sanat/san1.html
(d. 1 Ağustos 1949, New York City; ö. 11 Eylül 2009, New York City) ABD'li yazar, otobiyograf, şair, müzisyen ve punk. Carroll en çok 1978 yılında yayımlanan The Basketball Diaries adlı otobiyografik eseri ile tanınır. 1995 yılında bu eser film olarak uyarlandı; başrol karakteri Carroll'u Leonardo DiCaprio canlandırdı.
11 Eylül 2009'da Carroll, 60 yaşında, Manhattan'da bulunan evinde kalp krizinden öldü.[1] Öldüğünde masasında çalıştığı bildirildi.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Jim_Carroll
11 Eylül 2009'da Carroll, 60 yaşında, Manhattan'da bulunan evinde kalp krizinden öldü.[1] Öldüğünde masasında çalıştığı bildirildi.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Jim_Carroll
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar