bugün

Ne zamandır kafama koyduğum proje. Şahsen tutacağını düşünüyorum. Döner gibi eşsiz bir lezzete hayır diyemeyeceklerdir. Kendi tatsız tuzsuz makarnaları, pişmemiş balıklı yemekleri, fabrikasyon fast-food ürünlerinin evrensel kalitesizliği yanında ilaç gibi gelecektir. Tatlı olarak da sadece künefe olacak böyle bol peynirli hatay usulü. Bırakacam bu memuriyeti. Yeminlen bak.
japonya da kırmızı et kültürü yaygın olmadığı için patlayabilecek projedir. ama desteklemem lazım değişiklik iyidir.
http://www.gazetevatan.co...a-turk-doneri-2131-yasam/ yapmışlar.Ama dene rekabet önemli

http://www.radikal.com.tr...nlar_doneri_sevdi-1011377
Düşün dostum, düşün ki sony fabrikasında öğlen arası vermiş bir japonsun. 11 dakikalık yemek molasında hemen çok ince tekerlekli bisikletine bindin. Suşi neyim bahalıdır zaar. Gene her zamanki gibi o ince çıbıklarla servis edilen sulu makarna yemeye gidiyorsun. Allah yarebbi derken ağzının suyunu akıtan çoğoş bir koku. Kafanı bir çeviriyorsun et yemekten gürbüzleşmiş bir adam anlamadığın bir dilde bağıra bağıra yarım somunu dönere basıyor. işte o an ayakların otomatik yöneliyor zaten dükkana. Hemen o eşsiz lezzet önüne geliyor. Döner de döner ama hani böyle fabrikasyon işlenmiş inek memesi filan değil. Harbi harbi bir gece öncesinden süte basılmış karadeniz usulü. Foştıdı foştıdı çalkalanan yayıktan duble ayran dolduruyor komi. O nasıl bir eşsiz lezzettir. Şahadet getiresi geliyor insanın. Şef garson geliyor akabinde, künefe verim abime diyor. Sağol diyor eleman. Akşam yengen çoluk çocuk kayınço fln geliriz o zaman artık diyor.

Olma mı genjler?
tek başına elin gavur memleketinde zor olur. yanında kafa dengi adam olması lazım.
Parlak fikirdir zira denizden çıkan- ahtapot, karides gibi- her şeyi yiyebilen bir toplumu adam edecektir. Hemen hemen Konya'daki alan kadar bile zor olan Japonya'nın içinde 100 milyon insan yaşadığını da anımsarsak o dükkanın sahipleri çok pis para kazanacaktır.