bugün

genetik bir manyaklıktır..
zaten bu uzak doğu halkının kafa bi garip abi.. müşteriye bozuk para çıkmayınca ekmek bıçağıyla harakiri yapan bakkallar, karıyı kızı kapıda geyşa edip, bi de zarif görünsünler diye kızcağızların ayaklarına nal çakan aristokratlar, piknik yaparken bunların ülkeye topumuz kaçmasın diye uzaydan görülen tek yapıyı erlerine ördüren imparatorlar, saçlarını civciv sarısına boyayıp maç sonrası görüşlerini soran gazeteciye ''o değil de ben ibneyim ha, vurduruyorum baya.. herkesin haberi olsun..'' diyen hidetoshi nakata'lar.. hep bu sülalenin büyükleri.. böyle aklıbozuklardan da normal psikoloji sahibi yönetmen ve senaristler beklemek makul olmaz zaten..

piyasada ne kadar korku filmi varsa (ayakta kal dahil), hepsinin seneryo bu çekiklerden aparma... çoğu da orjinalleri kadar ürkütücü olamıyor.. herifler n'apıyor, n'ediyorsa sicim sicim osurtuyorlar korkudan adamı valla.. bi de tipler de falso ya adamların.. damla gözlü, minicik çeneli falan.. ırkçılık gibi olmasın ama sıfatları zigana balığını andırıyor.. adamın öz be öz anneannesi olsa yine tırsar, bi de korku filminde görünce etkiyi dubleliyor..

lan ne alengirli, ne gizemli, ne korkulu hayatlarınız varmış sizin be japon halkı! gören de mistik yaratıksız, hayaletsiz günsüz geçmiyor sanır! evden işe, işten eve bisikletle giden tiplersiniz.. kafanıza şapka niyetine abajur takmanız dışında bizim gibi adamlarsınız lan! ne bu ruhani dünyaya olan özlem, paslar.. kandırmayalım birbirimizi.. adam gibi romantik komediye falan dönün, yeter götümüzü attırdığınız.. aa..

not: ''bi kerem çin seddi'ni japonlar yapmadı..'' diyecek adam.. sana muhteşem bir cevabım var, japonların kökeni ile ilgili.. bilgili kaynaklı.. bak aklın uçacak, bi mesajına bakar..

not2: bi de bu entryi 'japon', 'korku filmi' veya 'hidetoshi nakata' başlığına yazabilirdim.. hatta çok kassam 'başlıkları alt alta okumak' başlığına bile oturturdum bir şekilde.. lakin.. lakin.. oh adamım çok zor..
tehlike arz eden psikolojidir. zira sadece film değil, yaptıkları birçok korku oyunu da son derece rahatsız öğeler barındırır.
şimdi olay bizim bakış açımızla da ilgili olabilir diye düşünüyorum ben esasen. Şimdi sen sivaslı ismail i, efendime söyleyeyeyim manisalı turgay ı yıllarca gulyabaniyle, "üç harfliler" le falan korkut, derken bu elemanlar bu öğelerin yalan dolan olduğunu ilk çocukluk yıllarında çaksın, onları direk sktir etsin. sonra da daya hollywood yapımı korkuyu, ona da 3-4 yılda bağışıklık kazansın hatta korkudan kaba etinde çıban çıkartan kendisi değilmiş gibi "eki eki korku filmlerinde de ne klişeler var yaa" ayakları yapsın, sonra birdenbire bas yeni bir akımı beynine beynine, e nooldu peki? adamın beyninde "eaah bu da sıktı artık" diyebileceği yer kalmadı lan! türk tipi, avrupa tipi, hollywood tipi derken her şeye alıştırdın adamı, sonra elin çinlisi japonu bi özgün senaryo yazmaya başladı dudağa uçuk korkusundan sinemaya gidemez olduk mınakoyyim. ama bu durum da uzun sürmeyecektir diye tahmin ediyorum. 1-2 nesil sonra yavşak bir topluluk daha türeyip "fww: capon korku filmleri klişeleri eheheh" diye mail kutumuzu doldurmaya başlar. telaşa lüzum yok.
psikiyatristlerin, bu filmleri yapan yönetmen ve senaristlerin çocukluklarına inerek çözümlemesi gereken psikolojidir. bu çocukluğuna inme hadisesine de bayılıyorum yani. sanki her sorun çocukken yaşanıyor. *

fakat düşünüyorum da ben bu mazoşist halimden memnunum. japonlar olmasa adam akıllı bir korku filmi izleyemeyeceğiz vallahi. öpüyorum sizi tsubasalar. nande datte bayo! *
anlaşılamamış bir psikolojidir.

sinemaya garezi var bu japonların...
güncel Önemli Başlıklar