bugün

öyle bir devirde yaşıyoruz ki güvenebilmek olgusu sadece kelime itibariyle ele alınıp 12 tane türkçe harften başka bir şey ifade edemeyebiliyor insana. öyle mal gibi bakabiliyorsun yani olan bitene. aslında hep bunlar huzuru küçük mutluluklarda aramamaktan kaynaklanıyor. fakirdik ama mutluyduk, az olsun ama bizim olsun gibi tezahürlerle ifade edilebilir. güvenmeyin, sevmeyin, boşverin gibi karamsarlığa sürükleyen sözcüklerden sıyrılıp, kendinize çeki düzen vermekte fayda var diye düşünüyorum. kendinize derken burada ki söz size değil, bana da tabii ki. hep derdim mesela; hayata gelmeden önce şu yaşıma kadar yaşayacaklarımı, yapacaklarımı veya yapamayacaklarımı, göreceklerimi, duyacaklarımı bana bir ekranda izlettirip, işte bunlar bunlar olacak bunları yaşayacaksın deyip, hayata yine de gelmek istiyor musun diye sorma seçeneği olsaydı, yok ben almayayım, gelmeyeyim derdim diyordum. ama fena halde yanılmışım. yüce allahın gücüne gidermiş. çünkü yüce allahın mücadele, çaba göstermeyenleri sevmez olduğunu anlayabiliyorum. verdiği hidayetlerden nasiplenmek dileğiyle diyelim ve bitirelim çok uzattım farkındayım.
ekşide alacağım nicki sikeyim.
Heppinizin amk.
huyumdur ben uzun uzun yazarım.
içimden pek çok şey geçiyor ama öncelikle şunu söyleyeyim ki, beni takdir edenler var. yaşadığım hayatı, cesaretimi tebrik edenler. sizin düşündüğünüz gibi dere tepe dümdüz değil hiç bir şey. yalanlar söylediğim için özür dilerim. anlatamazdım. bi gün gerçekten delirip yolumu kesersem sizi de haksız çıkartmış olacağım kusura bakmayın. bunca yıllık sabrımın raf ömrü bu kadarmış.
eleştirenlere, kendilerine dert edinenlere gelince size ne? önce kendinize bakın hep söyledim ölsem de arkasındayım bu lafımın. yanlışsa da yanlış ben istedim ben yaptım. benim paşa gönlümden değerli değildi fikirleriniz. acısını da ben çektim. ruhunuz mu duydu? kendinize bakın, kendi hayatınıza kendi dertlerinize, kendi problemlerinize, ama hep kendinize...
bana gelince, hangi dala elimi atsam hangisine tutunsam düştüm açıkçası. aşktan ziyade hep güvenmeye ihtiyacım oldu. öyle çok öyle çok bitti ki güvenmek denen şey bende artık ab rh pozitif kan gibi aciliyetli hale geldi yani. bundandır gerçekten seven insanları görünce hem sevinip hem de burkulmam. ben de öyle sevilmek istedim hep. nicelik değil nitelikten bahsediyorum. ama hep sınırları oldu. hep çizgiler hep hep aşamadığım duvarlar. kalmasını istediğim kişi hep gitmek istedi. uyanıp bir kahvaltı yapmak benim lüksüm oldu, inanır mısınız? hep çekilmek zorunda oldum. suratımı assam azıcık fazla sarhoş olsam çekip gideceklerini bildim. hastalanıp yatsam kalmayacaklarını da bildim. hep kalsınlar diye bahaneler ürettim. olmadı ama. kimse ben kusarken saçımdan tutmadı, kimse yanağımdan öpmedi. boynuma bi el uzansa ben saçımı okşayacak sandım, ben onu hep aşktan sandım. ben öyle fena yanıldım ki. yıprandım. yoruldum. bıktım. tiksindim.
geçmişe küfür etmekten geleceğe umutla bakmaktan beklemekten bıktım. bir şeyler istemekten aynı döngüleri tekrar etmekten.. her şeyden. bir anda defterden silen arkadaşlarımdan, terk edip koşa koşa evlenen canım sevgilimden, kalbimi kıran yetmeyip üstünde tepinen bütün adamlardan, hesap soran hayatımı sorgulayan herkesten.
kurduğum bu düzende ben boğuldum. yemin ederim ben bırakıyorum ben çıkıyorum ya deyip gitmek istiyorum. adımı dahi unutmak istiyorum.
hiç kimseye güvenemiyorum. bu bana yetti.

bu kadar.
Hayvan gimi şeediyonuz la.
Olduğunuz yerde kendinize sımsıkı sarılın. Ben öyle yapıyorum..
Piercingler çirkin şeylermiş gibi davranmaktan, orta boy siyah saçlarım olması gerektiğini düşünmekten, burnumu yeterince minik ve güzel bulmamaktan, bir erkeği beğenmenin ve bunu beyan etmenin kalitesizlik olduğuna inanmaktan, ne olursa olsun vazgeçmemekten ve iyilik meleği gibi aptal enayice şeyler düşünmekten bıktım.

Saçlarımı kestim boyadım takılarımı çıkardım kendimi herkese kapadım tüm enayilikleri yaptım kendime ödeyemeyeceğim bir telefon borcu taktım yine de istediğim ufacık şeylere bile sahip olamadım. Oysa bunlarla hiçbir ilgisi yoktu.
Seninde yüreğin yansın..
Betalar evlenip alfaların çocuklarına bakıyor.
insan bazen haksız olmak ister. Yanildim demek ister. insan bazen herşeyin farkında olmamak ister. Bazen bilinçsiz yaşamak ister. Hayatı biz yaşıyoruz ama ipler başkalarının elinde sanki. Nereye cekerlerse oraya gidiyoruz. Gidiceksin çünkü elinden daha iyisi gelmiyor. Onların sana dayattığı bu hayatı yaşayacaksın. Bu hayatın sana hiçbir getirisi olmasa bile. Yaşayacaksın sana yazılan kaderi. Başkalarıyla kıyaslama kendini. Senin yol arkadasin göz altı morluklarin, gece yatağa yatınca ağrıyan ayakların, bütün gün çalışmaktan yorulmuş bedenin. Onlarınki ise bambaşka. Kıyaslama.. birgün buradaki hikaye de bitecek başka bir yerde başlayacaksin en baştan..yeniden..hiç sevmemiş gibi sev o zaman. Hiç yaşamamış gibi yaşa bu hayati. Yeniden. Tertemiz.
Çok yoruldum, Çocukluğumu özlüyorum gün geçtikçe..

Masumluğumu kaybettim, iyi yönlerimi kaybeden karakter olmaya başlıyorum.

Hayat insana çok şey öğretiyor da tecrübeyi yaşaması kötü..

Yeni Bi şehirde sıfırdan yeni umutlara merhaba demek istiyorum, çok yoruldum artık..
Her gece gizlice koklamıyorum üstüne başka çiçek,
Ama sen başka dudaklara deyip duruyorsun bu durum beni mahvedecek.

Hadi gel yanıma ve resmini çek,
Mary çek çek Mary çek Mary çek...

***

Bağımlısı olduk bu nedir yahu.
"Elde edilecek bir menfaati olduğu hâlde adaleti düşünen insan gerçekten mükemmel bir insandır."

Konfüçyüs.
Metroya son anda yetiştiğim günlerde kendimi çok şanslı hissediyorum.
gittiğim yerde bekliycem sizi....
iyi geceler sözlük.
insanlığa ve iyiye dair herzaman umudum olacak sözlük.
içinden geleni söyle,kalırsa yazık olur
Hayata küsüverirsin,hüzünler seni bulur
Birşeyler yapabilirsem güzel gözlerin için
Başından geçeni anlat, masaldır benim için
Pinhani xsarkisozleri.com
Hele bi gel, uzaklar sana gelir
Sen hele bi gel, bütün dertler bitiverir
Hep seni bulur, uzun zor sıkıcı günler
Yazık olur, hadi gel kurtar bizi
Pinhani xsarkisozleri.com
Hele bi gel, uzaklar sana gelir
Sen hele bi gel, bütün dertler bitiverir
Hep seni bulur, uzun zor sıkıcı günler
Yazık olur, hadi gel kurtar biziiii…
Yakın ve sevdiğim bir arkadaşımla tartıştık bugün. Onun istediği yere gitmek istemediğim için ve gitmediğim için. Benim istediğimi yapıp istemediğimi yapmamamın örneklerini verirken onda meydana getirdiği irritenin boyutları şu şekilde döküldü ağzından, “ sen istediğin zaman uyursun istemediğin zaman uyumazsın .” Arkadaşım normal değil mi? Buna bile takmışsın diğer rahatlıklarım kim bilir gözüne nasıl batmış? “Ben sana uyum sağlıyorum ne istiyorsan katılıyorum sana” diyor. Yani istemediği şeyi kimse yapmak zorunda değil bana uyum sağlamak zorunda da değil ve kırılmam buna kesinlikle. Bu zamana kadar ben keyfim ve kahyası yaşayıp gidiyoruz. Gelemiyorum böyle şeylere.
aralıksız 5 saat konuşup yüzde yüz yalansız bir konuşma gerçekleştirilecek kimse yok.
Hayat her şeye rağmen güzel.Şükür işim gücüm var sağlığım yerinde.Kimseye boyun eğecek de değilim.Belki seni benim gibi sevecek biriyle tanışamayacaksın ben de öyle.Beni duymayan şahıs sen bilirsin.Bana yaşattığın acıyı yalvarışı misliyle yaşa.Kimse bulunmaz hint kumaşı değil.Baki olan sevgidir kişiler değil.
Kelebek fotoğrafları çekmeyi seviyorum.
sessizlik çok sıkıcı geliyor bazen kalbime..
ve lanetli bir ruh ağır geliyor bedenime..
Yaklaşık son bir aydır resmen kuş gibiyim ne derdim var ne tasam teşekkürler türkiye .
cok dusundum ama hicbir sey gelmedi. o kadar bos, o kadar ekim in gitmesini bekliyor gibi.