bugün

şu noktaya bir daha bakın. işte bu. işte vatan. işte biz. üzerindeki herkesi seviyorsunuz, herkesi biliyorsunuz, herkes hakkında bir şey duymuşsunuz; her insan, kim olursa olsun, kendi hayatını yaşıyor. sevinçlermizin ve acılarımızın toplamı, türümüzün tarihindeki, kendinden emin binlerce din, ideoloji ve ekonomi doktrini, bütün avcı ve toplayıcılar, bütün kahramanlar ve korkaklar, uygarlığın bütün yaratıcıları ve yok edicileri, bütün krallar ve köylüler, bütün genç aşık çiftler, bütün anneler ve babalar, umut dolu çocuklar, mucitler ve kaşifler, bütün ahlak hocaları, bütün yozlaşmış siyasetçiler, bütün süperstarlar, bütün yüce liderler, bütün azizler ve günahkarlar orada - bir güneş ışığı hüzmesindeki asılı duran o toz zerresinde - yaşadı. takındığımız tavırlar, kendimize verdiğimiz hayali önem, evrende ayrıcalıklı bir konumumuzun olduğu kuruntusu bu soluk ışık noktasıyla sarsıldı.

carl sagan - soluk mavi nokta
“bir tanrıya inanmayı çok isterdim bay stevenson. insan bazen affedilmeyi çok istiyor."


Ece Temelkuran - muz Sesleri

Bu kadını sevmem ama cümleler güzel yapacak bir şey yok.
Söylediğimiz her yalanla gerçeğe borçlanırız. Er ya da geç o borç ödenir.

Çernobil
"insanları genel anlamda seviyorum ama kimseye tahammülüm yok."
(bkz:  tutunamayanlar)
"Yanan bendim sigara sandınız".

"tomorrow will come".

"ein glaubenfahren micht seight zum sheizen alles".
''Dünya, dünyeviliğini yitirmiş gibiydi. Zaptedilmiş, zincire vurulmuş canavar görmeye alışmıştık, ama orada hem canavarca, hem de özgür bir şeydi gördüğünüz. Dünya dışı bir şeydi, insanlar da ... hayır, insanlık dışı değildiler. En kötüsü de buydu, anlıyor musunuz: insanlık dışı olmadıkları kuşkusu. Yavaş yavaş geliyordu bu duygu insana. Çığlık atıyorlar, zıplıyorlar, oldukları yerde dönüyor, korkunç suratlar yapıyorlardı; ama insanlık/arını -sizinki gibi olan insanlıklarını- ve bu çılgın, coşkun cümbüşle olan uzak akrabalığınızı düşünmekti sizi heyecanlandıran.''

Joseph Conrad - Karanlığın yüreği.
"insanı savunuyorum, çünkü düştüğünü gördüm."
Albert Camus - Düşüş.
“Politik bilinci olmayan toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır.”

Böyle buyurdu, Nietzsche.
Ama gözler kör, yüreğiyle bakmalı insan.
-Küçük Prens
"sorarlarsa, 'ne iş yaptın bu dünyada?' diye, rahatça verebilirim yanıtını: yalnız kaldım. kalabildim! altı milyar insanın arasında doğdum. ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından..."
--- spoiler ---

hakan günday - kinyas ve kayra
--- spoiler ---
hayat benim için iki eli cebinde uydurulmuş bir masaldı.
seninle benim gibi kadınlara yalnızca bir, tek bir marifet gereklidir, o da zaten okulda öğretimez. yüzüme bak.  
meryem baktı.
sadece bir hüner. o da tahammül. sabretmek. katlanmak.
neye katlanmak, nana?
bak bu konuda hiç endişen olmasın, katlanılacak bir şey bulmakta hiç zorlanmayacaksın.
“içinizde kim günahsızsa ilk taşı o atsın!”

Muharref Yuhanna incili.
"hepsi özgürlüklerini güvence altına aldıklarını zannedip zincirlerine koştular. politik bu girişimin faydalarını görebilecek kadar akıllıydılar ama zararlarını görebilecek kadar tecrübeleri yoktu."

russo. toplum sözleşmesi. ezberden yazdım. küçük farklılıklar olabilir.
“popüler romancı olmak hem çok kolay hem de çok zordur.
çok kolaydır; çünkü hâdise örgüsü, üslub, psikoloji, ha­yatın işlenmesi, edebiyatın işlenmesi mevzuunda halkın ta­lepleri en zavallıca kapasitenin ve en işlenmemiş kafanın erişebileceği cinstendir.

çok zordur; çünkü sanatçı böylesi talepleri karşılamak için kendi mizacına ters düşmek, edebiyat zevkinden değil, yarı eğitimli insanların eğlencesi için yazmak, böyle­ce şahsiyetini kısıtlamak, kültürünü gözardı etmek, üs­lubunu yok etmek ve değerli bulduğu her şeyden vazgeç­mek zorunda kalacaktır.”

oscar wilde, sanatçı- estetik ve etik üzerine.
görsel
Aşk yarası ; kılıç yarası gibidir. Yara kapanır izi kalır.

Ahmet Altan - kılıç yarası gibi.
bütün mümkünlerin kıyısındayım...
"KARINCAYI BiLE iNCitmez" cümlesinde "bile" karıncayı incitir.
"bugün merdivenlerden çıkarken, orada olmayan bir adam gördüm. bugün de orada değildi. keşke, dedim. keşke gitse."
“aşkı seç, aşkı seç ki sen de seçilmiş bir insan olasın; sana en sağlam fikri aşk verir.”
Eski Başbakan Necmettin Erbakan''ın notları, ''Davam'' isimli eserde toplandı.
Eserde Erbakan, yerli otomobile karşı olanlar için şöyle diyor: ''Mesele, şeftali yerine, motor üretmek istememizdi.''
-Yeryüzünde ıstırap çekenlerin Allah'a en yakın olanlar olduğuna inanmışımdır.(Midak sokağı)
-Bir erkeğin hem üzülüp, hem de aleme gitmesi bir çelişki değildir.(şevk sarayı)
Necip mahfuz.
"Yaşarken başımızdan hiçbir şey geçmez. Dekorlar değişir, kişiler girer çıkar yalnız. Başlangıçlar da yoktur; günler anlamsız bir biçimde birbirine eklenir durur; sonu gelmez, tekdüze bir ekleniştir bu... Başlangıç olmadığı gibi, son da yoktur. Bir kadın, bir dost, bir kent, bir kerede terk edilemez. Hepsi birbirine benzer zaten."
" Belki de yüreksizlerin asıl cezası budur: gerçeği , iş işten geçtikten sonra, artık yapılabilecek hiçbir şey kalmadığında görmek, anlamak. "