bugün

sanirim hayatim boyunca sevdigim tek romanin su nacizane satirlari kitap okumayi sevmeyen su adamda iz birakmis: " cam kiriklari gibidir bazen kelimeler; agzina dolar insanin; sussan acitir, konussan kanatir."
oguz atay-tutunamayanlar

cok bilindik ama gercekten iz birakmistir.
Ama bir rüyanın büyüsüne kapılan, daha da önemlisi kapıldığı rüyaya tüm yüreğiyle inanan bir insana, yolunun hüsranlarla dolu bir geriye dönüşe de açık olabileceğini söylemezsiniz ki. Düşüncelerini söylemekle söylememek arasındaki o çizgiyi, bir sevgi, bir umarsızlık belirler biraz da sanki bu durumda. Sevdiklerinizin düşlerini, o düşlerle mutlu olduklarını gördükçe yıkmayı her zaman göze alabilir misiniz ?

Mario Levi-istanbul Bir Masaldı
'' ve jeff buckley çınlatıyor ortalığı.
artık hallelujah haklıylmışsın, yanılmamışsın, sürtünme seslerinin korosu geri vokalde nasıl bir titreme! ''

(bkz: cem akaş)
(bkz: gitmeyecekler için urbino)
"On iki yaşındayız. Bütün aşıklar on iki yaşındadır, yetişkinlerin öfkesi de bundan kaynaklanır. Onun gülüşü, benim gözümde diğer tüm gülüşlerden farklı olmaya başladı, şimdiye dek hiç kimsenin böyle güldüğünü duymadım, tek bir akışla, başın arkasından gelen bir gırtlak şelalesi adeta, sırttan, profilden, aşağıdan ve yukarıdan gelen bir gülüş, sebepsiz bir sevinç gülüşü, yalnızca var olmanın sebep olduğu bir gülüş, gerisinin canı cehenneme."
".. ben çoğu geceler içiyorum. bir çeşit umutsuzluktan kurtulmak için içiyorum. belki kendi kendimden. iki çeşit içen vardır. biri, benim gibi, kurtuluşu içkiden beklemenin utancıyla içer. bir de şu çevrendekilere bak. bunlar neden içiyorlar? toplum içinde yaşamanın baskısını, yükünü hafifletmek için. çekinmeden bağırmak, yüksek sesle gülmek için. dışarıda bağırmak, kahkaha atmak yasaktır. sokakta gülmemek için burda gülerler. böylesi az içer. ya ben? içiyorum da kurtulabiliyor muyum? belki yalnız baş ağrısından..."
kelimeler albayim, kelimeler...
bazi anlamlara gelmiyor.
ölü ozanlar derneği

"vakit varken tomurcukları topla, zaman hala uçup gidiyor. ve bugün gülümseyen bu çiçek, yarın ölüyor olabilir."
"sessiz faziletlerin heykeli dikilmiyor."
cezmi ersoz,sen benim şizofren aşkımsın,bense senin kanayan vicdanınım.affet beni
sizofren aska mektup kitabinindan herkese tavsiye edecegim super bir kitaptir.
"bir tatli kasigi seker ilave edin ve karistirin"

yemek kitabi.
birden kaldırımda taşan kalabalıkta onun da olabileceğini düşündü. içindeki sıkıntı eridi..
biliyorum bu yaptığım bencillik ama, kimsesiz kalıyorum o gidince.
vedat türkali - kayıp romanlar
"Bir gün uyandım ve pencereye bakarken ona aslında pencere dendiğini anımsayamadığımı fark ettim. Bu durumu önce uyku sersemliğime verdim ama mutfağa geçip de kahvaltı etmek istediğim halde kahvaltı kelimesini de hatırlayamadığımı fark edince bir sözlük alıp okumaya başladım. Unutmak istemiyorum. Hiçbir şeyi unutmak istemiyorum."
Kerem Işık - Toplum Böceği sf 82
cemil meriç'in "bu ülke" adlı kitabından iz bırakan cümleler:

"Hakikâti bulan, başkaları farklı düşünüyor diye onu haykırmaktan çekiniyorsa hem budala hem de alçaktır."

"imansız ve idealsiz nesiller türettik. Pusuda bekleyen yabancı ideolojiler setleri yıkılan ırmaklar gibi yayıldılar ülkeye."

"Bizler ki aynı kitaba baş eğmiş insanlarız, bizden âlâ akraba mı olur?"

"Gerici, ilerici. Düşünce hürriyeti, bu mülevves kelimelerin esaretinden kurtulmakla başlar, düşünce hürriyeti ve düşünce namusu."
insanların yaşam koşullarını belirleyen bilinçleri değil, tam tersine bilinçlerini belirleyen yaşam koşullarıdır.

ak sakallı, pos bıyıklı- ama geceleri rüyalara girip ahlak dersi vermeye çalışan stv-kanal 7 dedelerine benzemeyen- derviş.
masallar dinlemeden büyüyen çocukların,
masal gibi hayatları olur.
-bir apaçi masalı/angutyus.
insanın oturduğu toprakların altında ölüleri yoksa, o adam o toprağın insanı değildir.

yüzyıllk yalnızlık
budala - dostoyevski

insan değildir ama, insan olamayacak kadar insandır budala.
incecik bir gündüzsün sen/ salıyla çarşamba arası.
kelimeler albayım, kelimeler.. bazı anlamlara gelmiyor..
Gülümsüyordum. O gülümsediği için. Gülümseyerek konuştuğu için. Sakinleşiyordum. O sakin olduğu için. Artık korkmuyordum. O bana "korkma" dediği için. 'Üşüme! Diyen bir annenin sözünü dinler gibi. "olur, üşümem" diyordum. "Gerekirse donarak ölürüm ama üşümem!
Hakan Günday -Ziyan
"o kumraldı,ben aşıktım." Hakan Günday
"Sözcükler,şaraplar kadar ucuz ve kalitesizdi." Beyaz Zenciler
çılgınlıklar asla pişmanlık duyulmayan tek şeydir.
--spoiler--
mutluluk tanrının bir armağanı değil, insanın içindeki yaratıcılığın sağlamış olduğu başarıdır.
--spoiler--

alain - mutlu olma sanatı
Düşler, anılar, kutsal şeyler- hepsi de aynıdır, çünkü hiçbirine dokunamayız. Dokunabileceğimiz şeyden bir kez ayrıldık mı, artık o şey kutsallaşmıştır. Ulaşılamayanın güzelliğine, mucizesellik niteliği kazanır.

Bahar Karları/Yukio Mişima