bugün

''dönüp aynı yere gelmekten de usanmıştı artık; neredense
neredendi! Deli gibi sevdiği kadından da bıkıyordu insan
da yenisini arıyordu; olmuyor muydu? ya da eskisine dönüyordu
yeniden. yaşam buydu. bozulmuş gövdelerle didişmek yetmişti
artık. iyileştirdiklerin bir gün ölüp gidiyordu sonunda!
Karamsar bir dünya görüşüne kapılmaktı belki bu; ama öyleydi.
Niye karamsar olsundu? değişimdi bu; yaşamın da, doğanın da
temel kuralıydı.

(...)

Ne arıyordu ki? yaratıp ortaya yeni, kalıcı bir şey
koymanın mutluluğunu yaşamıyorsan ne anlamı vardı şu yeryüzünde
bir uğraş içinde çırpınıp durmanın.''

kayıp romanlar, vedat türkali, everest, sf. 55
(bkz: kayıp aranıyor - sait faik)
vedat türkali'nin bir gün tek başına kadar olmasa da iz bırakabilecek romanı. doktor nahit kotar ve esme'nin aşkını anlatır onca yaş farkına rağmen. ana konu budur ama içinde bambaşka güzellikler vardır. sonu çok can yakar.
kitapla ilgili bir inceleme yazısı için:

http://aylaklemur.blogspo...011/12/kayp-romanlar.html
vedat türkali'nin güven'den sonra okunması gereken kitabı. roman, güven üzerinden ilerliyor başlangıçta.
diğer kitaplarından farklı olarak karakterleri çok sevdirmiyor yazar. korhan'a aşık olduğunuz gibi doktor nahit'e aşık olmuyorsunuz mesela.
türk edebiyatının en iyi romanıdır.
istanbul betimlemeleri ile, aşkı ve cinselliği anlatış biçimi ile nereden bakarsanız bakın mükemmeldir.
Vedat türkalinin güven kitabıyla ilişkili bir kitap, lakin ben güven kitabını okumadım yine de kitabı anlamanıza engel değil, vedat türkalinin diğer kitapları gibi ağızda garip bir tat bırakıyor gözleriniz benzer kitaplar arıyor sürekli aynı tadı almak için.

"Beklemenin en iyi yolu beklediğini unutmaktır. Unutmanın en iyi yolu da kendini bir işe kaptırmak! Söyleyivermek de en kolayı!"