bugün

torino dan, arabayla alpleri yararak, çok uzun tünellerden geçerek, çokça otoban parası ödeyerek gidilebilecek, hakikaten huzurlu, içinde (bölgeye göre değişir, italyanca konuşulan yerler de var) genelde almanca ve fransızca konuşan anlayışlı, gün görmüş insanların bulunduğu, çokça lüks araçlarla karşılaştığım, belki de genel olarak biraz fazla sakin olan ülke.
2010 verilerine göre %4.3 ile işsizlik oranının dünyada en az olduğu ülkedir.
tipik bir avrupa ülkesi.
nüfusu 7.489.370 kişi olan ülke.
#13811337
isviçre'de yaşamak insana güven duygusu sağlar.
çocuklar okula başlayacaksa ya da okulu değişecekse, yaz tatilinde eve hangi okulda, hangi sınıfta olacağını belirten bir mektup alırlar.
öğrenciyken ihtiyaçları varsa kesin burs alırlar.
sokakta yürürken -saat kaç olursa olsun- tedirgin olunmaz.
bisikletle ulaşım sağlanırken üstünüze üstünüze arabalar gelmez, saygı vardır, yayaya, bisikletliye, arabalıya.
nispeten küçük bir yerleşim bölgesinde yaşıyorsanız, tanımadığınız insanlar geçerken size gülümseyerek selam verir.
üniversite öğrencisiyseniz, size büyük bir saygıyla yaklaşılır. ev tutarken, alışveriş yaparken, konuşurken.
kimseye mesleğine, maaşına, cinsiyetine göre tutum sergilenmez. marketteki kasiyer de, hastanedeki doktor da hak ettiği saygıyı görür.
kısacası insan, insan olduğu için değer görür. değer verilmeyenlerse ancak bu insanlığı sergileyemeyenlerdir.
bunların sebebiyse az nüfusla, kolay idare edilebilirlikle alakası yoktur. tamamen ailenin, okulun, hatta dışarıda karşılaşılan herhangi birinin verdiği eğitimle ve görmüşlükle ilgilidir.
bir tünelde meydana gelen kazada 28 kişi ölmüştür.
bugün babamın döndüğü yer. öyle bir anlattı ki adam gidip yaşamak geldi içimden. türkler hemen belli ediyormuş kendisini. bu arada çikolataları abartıldığı kadar iyi değil, ya da bizim peder ucuzunu getirdi.*
Yasamak istedigim ulke.

Avrupanin ortasinda ve avrupa birliginde degil. Tamamen ozgur, bagli bagimli degil. Tamamen tarafsiz, rengi belli olmayan ulke.

Yasamak istiyorum o yesillikte....
havası muhteşem. fransızcayı da kısmen farklılıklar olsa çok güzel konuşurlar. bir kanada fransızcası değil tabi. gidenler bilir : (bkz: euroairport)
bugün word uygulama dersinde seçtiğim metinde epey adı geçen ama beni ilgilendirmeyen avrupanın mütevazi ve en güzel şekilde yönetilen ülkesi.
havasi o kadar da güzel olmayan ülkedir. daglar disinda.
bankacılık, saatçilik ve çikolata üretiminde uzmanlaşmış ve geçimini burdan sağlayan ülke. ayrıca üç ayrı resmi dilleri vardır ve toplama bir ülke görünümüne sahiptir.

not:4 resmi dil varmış. munihyolcusu'na teşekkürler. bu arada 4. resmi dil rumansch'tır.
mcgyver vasıtası ile veletken tanıştığımız çakıları ve saatleri dışında her zaman 4-2 biten maç ile hatırlayacağım ülkecik.
hiçbir birliği olmayan ülke. nasıl bir karar ise?
(bkz: cenevre)
küçükken isveç'le karıştırdığım ama artık duyunca sadece zengin insan çağrışımı yaptığım o küçücük içi dolu ülke.
çikolatası meşhur ülke.
ayrıca ; Heidi ve Peter'in de ülkesidir.
Daha çok bilim adamlarının yaptıkları deneylerle tanınan ülke. (bkz: isviçreli bilim adamları)
dünyanın en boş bilimadamlarına sahip ülke. yok şiribom sakızları diş minesine iyi geliyormuş, yok popola tuvalet kağıtları kıçınıza hassas bir şekilde dokunuyormuş gibi çükten boktan araştırmaların altında imzaları vardır.
Yasadigim sirin ve sakin ülkedir.
Cok pahalidir turist olarak geleceklerin dikkat etmesi gerektigi ülkedir.
birleşmiş milletler kurallarına göre, birleşmiş milletler ofislerinin önünde tüm üye devletlerin "dikdörtgen" şekilde bayrakları olması gerekmektedir. ama bilindiği gibi isviçre bayrağı karedir. birleşmiş milletler isviçre'yi alabilmek için kuralı değiştirir ve isviçre birliğe dahil olur. *
yabancı oranı en fazla ülkelerden. balkanlardan gelen çoktur.*

nerde bir pislik orda bunlar.
her türlü araştırmanın yapıldığı, nerde kaydırıgubbak bir araştırma varsa altında bu ülke bilim adamlarının olduğu ve mahallemin ağır abisi selami nin "ulan ne memleketmiş, her şeyi buluyorlar yav" dediği, kara paranın anavatnı olan ülke.
gezip görülesi ülkelerden biridir. özellikle cenevre, lozan ve lugano şehirlerini gezmeden dönmemek gerekir. isviçredeyken mutlaka fondue yenmeli ama araştırılıp iyi hazırlayan bir yer keşfedilmeli. milka değil lindt çikolata yenmeli, frigor da mutlaka denenmeli. paranız varsa güzel bir hatıra ya da hediye olarak swatch saat ya da victorinox çakı alabilirsiniz. voctorinox'un bıçakları da çok kullanışlıdır, annenizi bu bıçaklarla sevindirebilirsiniz. alplere çıkarken yanınıza güneş kremi almayı asla unutmayınız, zira oranın karı yüzünüzü fena yakabilir. trenle gezecekseniz zürih üzerinden lugano'ya gitmeniz şiddetle tavsiye edilir. Lugano'yu akşam ve gündüz görmelisiniz. gölün etrafına kurulmuş krallık-vari güzellik ötesi bir şehir. Ha şunu da unutmayın, kantonlara göre diller değişiyor. zürih'teyken almanca konuşup cenevre'ye gittiğinizde almanca konuşmayin, çünkü kimse sizi anlamaz. resmi dili fransızcadır.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar