bugün

unforgettable things to do before you yani ölmeden önce yapılması gereken unutulmaz şeyler adıyla çevirisi yapılan kitaba resmedilmiş istanbul imajıdır.

--spoiler--

kitap ölmeden önce görülmesi gereken yerleri ya da bazı şehirlerdeki spesifik yerleri anlatıyor.

misal,isveç te husky lerle kızak, kaliforniya da arabayla sörf, nepal de fillere binmek, kızıldenize dalmak, maldivler de deniz nazır dinlenmek gibi tavsiyelerde bulunuyor.

türkiye de listeye istanbul la girmiş...ölmeden önce görülecekler ''doğu batı arasında sınırda dolaşmak'' tanımıyla deneyimlenmesi gerekenler arasında.

kitabın sayfalarını karıştırırken indeks bölümünde tavsiye edilen yerleri sembolize eden minik fotoğraflar olduğunu fark ettim.bir sanat eseri, tarihi bir yapıt, bölgede bulunan nadide bir çiçek, eşsiz bir kumsal gibi her şehri simgeleyen fotoğraflar bunlar.

istanbulun yanında istanbulu sembolize etsin diye konan fotoğraf ise sinirlenmeyecek gibi değil:bir sokakta yürümekte olan 10 kadar çarşaflı kadın!istanbulun temsili yüzü çarşaflı kadınlar olarak belirlenmiş!

kimsenin kıyafetine karışmam...hiçbir kıyafet biçimini aşağılamam...isteyen istediğini giyer..ama hepimiz istanbul u biliyoruz...

o yazar da, o fotoğrafçı da bizim istanbulumuza geldi, bizim bildiğimiz istanbul u gezdi, ama bizim bilmediğimiz bir istanbul çıktı ortaya...

afedersiniz ama ben buna tepki gösteririm!

akşam gazetesi yazarı tuğçe tatari

30 0cak cumartesi 2010

--spoiler--

yazıya bahis olmuş konu kimini rahatsız eder kimini etmez ama bir gerçek var ki istanbul un yabancılar tarafından kıskanıldığı;bu kitabı yazan yazar da dahil herkes bilir ki bosphorus un dünyanın en güzel şehirlerinden birisidir.bu tarz yayınlar kasıtlı yapılmakta!çoğu da istanbul un yükselen trendini engellemek için...

misal topkapı sarayının harem dairesinde rehbere sorulan en sık soru şudur:

+padişah, 500 kadının hepsini burada mı oturtmuş, hepsiyle burada mı evlenmiş..!

işte bu örnek bile ülkemize gelen yabancıların kültürümüz ve tarihsel imajımız hakkında ne kadar bilgi sahipleri olduğunu kanıtlar nitelikte;sen istanbula takılmışsın sayın yazar!kulaklarımla duydum 20 kişilik turist kafilesinden!hayır tamam imajımız dışarda kötü olabilir abuk subuk şeyler düşünülebilir de biraz mantıklı olur insan:

padişah 500 kadınla nasıl yatabilir, üstelik hilafeti üslenmiş bir devlette koyu teokrasi de..!pes!
turikiyenin arabistanın bi sehri oldugunu sanan insanın cahilce soylemidir.

paris hilton abla boyle sanıyodu mesela..
http://images.google.fr/i...UTF-8&sa=N&tab=wi

bir tane arsafli kadin cikmadi arama yapinca.
türkiye' yi cnn' den bbc' den izlediği kadarıyla bilen, yabancının düşüncesidir.
çok çok çok utanç verici bi olaydır ama kasıtlı yapılan bir durumdur.

zaten türkiyeyi gelişmiş arap ülkesi olarak görüyorlardı.

Dip not : gelişmiş derken ülkemizi gelişmiş sanmayın sadece arap ülkelerine göre birazcık daha modern zaten oda yakında kaybolacak.
birçok yabancının algısıdır. bu tarz bir olayı bizzat yaşadım. 2005 baharında sultanahmet'ten dönerken otobüste bir turist taksim'e nasıl gideceğini sormuştu. sonra olay müslüman kadınların kapanmasına kadar geldi. adam arkadaşımla bana "siz nasıl müslümansınız?" karşıdaki kapalı bir hanımı göstererek "sizin böyle olmanız gerekmez mi?" diye sordu ama işte tam olarak açıklayamıyorsun. haliyle ingilizce de kıt. işin komik yanı ise o dönem erkek arkadaşım olan insan hristiyandı. bunu adama söylediğimde ise ağzı açık kaldı. neden bu işi bu kadar algılanmaz olarak görüyorlar? neden sadece müslümanları araplar olarak algılıyorlar? ve neden türkleri araplardan gelen bir soy olarak görüyorlar? bu adamların kişi başına okudukları kitap sayısı hani bizden daha fazlaydı. okumak böyleyse okumayan ülkem insanını daha çok seviyorum ben.
istanbul'a gitmiş ve hiç hatun düşüremeyip memleketine eli boş dönmüş er kişi beyanatıdır. arkasından da; 'herkese güler talih, bize güler kör salih.' ve 'gökten .m yağsa bize y.rrak düşer.' gibi isyankar cümleler kurabilir; dikkatle takip edilmesi gerekir...
muhtemelen yabancılarada çok acı veriyordur o çarşaflı kadınların istanbul'da gezmesi,
sonuçta onların'da kutsal şehri değil mi azizim.
sen kudüs'te israillilerin gezmesine üzülmüyormusun?
bu lafı söyleyen kişi istanbul'u fatih'ten ibaret sanıyordur. burda kimsenin kıyafetine, giyimine karışacak ya da yargılayacak değilim ancak istanbul'un simgesi olarak gösterilebilecek o kadar şey varken bu şekilde lanse eden insan dediğim gibi ya istanbul'u fatih'ten ibaret sanıyordur ya da istanbul düşmanıdır. bir seçenek daha var oda istanbul'un dolayısıyla türkiye'nin yanlış tanınmasını istiyor olmasıdır. burdan o kişiyi rehberliğini benim yapacağım bir istanbul gezisine davet ediyorum.
Almanyada biri Polonyalı biri Berlinli 2 arkadaşla sohbet ediyoruz. O ana kadar nereli olduğumu bilmeyen bu iki arkadaşa Türkiye dediğim zaman kız direk eliyle sanki baş örtüsü giyer gibi bir işaret yaptı... Kadınlar bu şekilde başlarını örtüyorlar dedi hayali bir baş örtüsüyle saçlarını örterek...

şimdi suç bu kızda mı? yoksa ülkemizin bu şekilde tanınmasına sebep olan zihniyetlerde mi?

ben bilemedim..
artık tiksindirmekten baymaya dönüşmeye başlayan olaydır.
lakin "özgürlük, türban, çarşaf, dinin gerekliliğini yaşamak istiyoruz" diye bağırıp duran insanların hiçbirisi bu gerçeğin üstüne "e nolmuş yani, özgürlük bu, herkes takmak isterse takar, böyle bilinsek ne farkeder ki inanç meselesi bu" gibi yorumlar yapmamaktadırlar. hani normaldi? dinimiz bunu istiyordu? dışarıdan bakınca ne kadar iğrenç olduğunu görüp de mi susuyorsunuz bu konuda yoksa kıvıracak bir yol bulamadığınız için mi?

bunun simge gibi bilinmekten öte gerçekten böyle olduğunu düşünün? işte istenilen şeyin sonucu bu ve giderek çoğalıyor çünkü cehalet en hızlı yayılan hastalıktır özellikle yaymaya çalışan çok olduktan sonra.