bugün

evinden baya uzaktasin. cebinde 3 lira bir de otobus bileti var. saat 12 yi gecmis otobus bulamiyorsun. napicam diye derken careszce eve dogru yurumeye basliyorsun. durmadan yurusen 4 saat surer. az biraz yurudukten sonra benzinligin birine rastliyorsun. hayatinda otostop cekmemisken utana sikala su adama bir sorayim diyorsun. adam ne demek kardesim evine bile birakirim diyor.

ben bu guzel insani alkisliyorum.
Eheh, makineye uzattığı beşliği kabul edilmeyen teyzenin önünden geçerken, bunun aklımda kalmasini, utanmaya tercih edemeyeceğim bır durum olduğunu farkedince geri dönüp, sabah okula uğramadan önce hemen okul önündeki Şok'tan alacağım küçük, kutu süt e hazırladığım beşliği makinaya verip, bır Allah rızası* kazandıktan sonra, teyzenin hafif mahçubiyetle iki elinin arasında bana uzanan beşliği alıp yoluma devam etmişligim oldu. Az da olsa insanlığa katkım olduysa ne mutlu.
icinizde azcik olsun biraz insan sevgisi biraz iyilik varsa, demekki hala sen varsin, hala insanlik ölmemis.
otobüste akbil ya da kentkart'ının bittiği sırada otobüsten kartını size uzatan insanların olması.
bir insanın başka bir insana karşılıksız yaptığı bir iyilik, duyduğu bir merhameti eyleme döktüğü anlar. dökmese de olur. kalbiyle öyle düşünsün o da yeter.
can cekiştiğini gösteren anlardır.
her andır.
görsel

not: göztepeliyim.
insanlığın ölmediğini kanıtlayan bi video Norveç'te çekilmiştir. "helal olsun ordaki insanlara, insanlık ölmemiş" dedirtir. insanı duygulandırıyor. buyrun izleyin.
https://m.facebook.com/st...03&id=309901612475449
kainattaki son canlının ölme anından önceki herhangi andır.
5 bin lira para ile 32 bin liralık senet ve 32 bin liralık çek olan torbayı polise teslim eden öğretmen ile tekrar gösterilen andır.

http://webtv.hurriyet.com...i-polise-teslim-etti.aspx
son yıllarda fazlasıyla insanlık dışı hareketler yapılırken insan olanların ve insanlığı gösterenlerin yaşadığı anlardır.

1998 Dünya Kupası Elemesi 7. Grup 5. Maçı
30.04.1997 Çarşamba-Saat: 20:30

istanbul - Ali Sami Yen Stadı

Belki birçok kişi bu maçı hatırlayamayacak.Hatırlayanların ise zihinlerine o müthiş gol gelecek büyük ihtimalle.Fotoğrafta o golün son anlarını görüyorsunuz.
Oktay Derelioğlu topu ağlara yolladığında birini iki kez olmak üzere toplam 6 belçikalıyı harika çalımlarla ipe dizmişti.

3-1 mağlup olduğumuz maçın sonunda ise, istanbul tribünlerinden amigo Orhan, dönemin Milli Takımlar Teknik Direktörü Mustafa Denizli'ye uçarak kafa atmıştı.

Yaşı ufak olmayan bütün üyelerimiz özellikle bu 2 olayı rahatlıkla anımsayacakladır.

Şimdi diyeceksiniz ki bu maçın Göztepe'miz ile ne alakası var?

Cevabı GözGözTv'ye gelen bir mail de saklı....

Olayda emeği geçenlerin ortaya çıkabilmesini umuyor ve bu güzel anıyı okumaya sizi davet ediyoruz.

''Merhabalar,

Ben istanbul'da doğdum büyüdüm. 2011 Eylül ayına kadar da tatiller, seyahatler dışında istanbul dışında yaşamışlığım yok. Eylül ayından beri de izmir-Hatay'da yaşıyorum.

Şimdi diyeceksiniz ki "Tamam da bize ne?".

Ben 1997 yılında Nisan ayında istanbul'da Türkiye-Belçika maçına ufak bir çocukken gittim(7 yaşımdaydım). Maç çıkışı maça beraber gittiğim dayımla birbirimizi kaybettik. O zaman tabi cep telefonum falan yok. Kaldım ortada öylece. Kenarda oturdum ağlamaya başladım. Bana 6 kişilik bi grup yaklaştı ve ne olduğunu sormaya başladı. Anlattım durumu. O 6 kişi beni polise götürdü. Polislerle beraber karakola da geldiler. Ailemden biri gelip beni karakoldan alana kadar da yanımdan bir an olsun ayrılmadılar. Ertesi sabah işleri olmasına ve bir an önce dönmeleri gerekmesine rağmen 1.5 saat boyunca benimle ilgilenen bu grup izmir'den gelmişti milli maç için ve Göztepeliydiler. Gece bizim misafirimiz olmaları için ısrar etmemize rağmen iş sebebiyle dönmeleri gerektiğinden misafir edememiştik. Vedalaştık ve bana gruptan bi abi "izmirli olmasan da ve belki izmir'e hiç gelmeyecek olsan da bundan sonra tuttuğun bi takım da Göztepe olsun" diyerek atkısını bana vermişti. O gün bu gündür Göztepe'nin her anını takip ettim. Süper Lig günlerini de çöküşünü de yeniden dirilişini de iyi biliyorum.

Daha fazla uzatmak istemiyorum. Tesadüf eseri Eylül'den beri izmir'de yaşıyorum. Bu sezonki Karşıyaka-Buca-Adana-Tavşanlı maçlarına gidebildim. Ve bana çocukluğumun bu öğretici anısını yaşatan taraftar grubuna selamlarımı saygılarımı yolluyorum. Göztepe taraftarlarıyla sizlerle tanışmak istiyorum. O günkü 6 kişiyi bulmam imkansız gibi ama kimbilir belki onları bile bulabilirim.

Teşekkürler Göztepe...

Not: Mesajı grup(gözgöztv)ta yayınlamak isterseniz ismimi açıklamadan yayınlayabilirsiniz.''