bugün
- fener'in devletten yaklaşık 2 milyar tl istemesi10
- bir hatundan istemek9
- true'nin gay olması13
- hangi sözlük yazarının tipini merak ediyorsunuz31
- milliyetçi olmamak19
- yalnızlığın anlaşıldığı anlar14
- arkadaşlar sizce bu gömlek nasıl9
- kızıl saç vs siyah saç13
- kıymanın kilosunun 90 tl olması10
- gece yazıp gündüz yazmayan erkek33
- tacikistan'da başörtü takılması tamamen yasaklandı29
- nervio'nun kartoncu çocuğun ellerini kıskanması9
- insan olmaya ceyrek kala16
- karton toplayan çocuğun elleri17
- erkek dediğin efendi olmalı9
- anın görüntüsü19
- bir kadının bir erkeğe arkanda ben varım demesi12
- samet akaydın17
- abdülkerim bardakçı15
- ülkesi abd ce işgal edilsin isteyen mal cemaatçi8
- larisalisa24
- iran'ın pkk'ya eğitim verdiği iddiası8
- en son ne yediniz11
- manyak olmaya karar verdim11
- stanley termos16
- yazarların en büyük dilekleri14
- yaşamak için geçerli sebepler19
- gecenin şarkısı12
- köşeyi dönmek için yapılacaklar10
- kadınlar tipe bakmaz11
- ilim vs bilim9
- 22 haziran 2024 türkiye-portekiz maçı82
- arkadaşlar sınava çalışıyorum birşey diyor musunuz14
- incil çok uzun'ya okurken sıkılıyorum12
- gideon reid morgan jj21
- 4 karısı 2 kız arkadaşı olan işsiz adam8
- hacda aşırı sıcaktan 500 den fazla kişinin ölmesi12
- çıkma teklifi etmek24
- kürtlerin dünya lideri olduğu gerçeği17
- sözlük yazarları nasıl eğleniyor13
- nihavend longa9
- michy batshuayi9
- ona bilmediği bir vergi önerisi yap14
- en kaliteli türk kahvesi markaları10
- karşı cinste aranan özellikler15
- hangi şarkı seni ağlatıyor22
- ucuz escort17
- donuz listesindekilerin yazdıklarının görünmemesi8
- kürtlerin siklerinin daha büyük olması gerçeği16
- özlenen sözlük yazarları38
nedir ki bu? ciddi manada, yıllardır beynimi kemiren soru. hep "sen iyisin. bilgilisin. çekicisin. karizmasın..." pohpohlamalarından sonra, "ama seni arkadaş olarak seviyorum" cümlesini duyduğumda içimi kemiren kriterler.
nedir ki, bir insana aşık olmanın kriteri? ilk görüş? saygı? bilgi? gülümseyiş? nedir a dostlar?
var mı bunun bir şifresi? formülü? tarifi? var mıdır? sen olduğun sürece, kaç kişi sen olduğun için sana aşık olur? ya da iyilik, iyi olmak? bir kriter midir? aşk'ta en büyük ölçüt?
sanmıyorum a dostlar!
yalan söylüyor birileri. ya, "sen iyisin, hoşsun, temiz bir adamsın" diyenler. ya da, aynalara küs olan şu yürek. bir terslik var ama bir yerlerde. bir de hep acele edip de geç kalmaların nedeni nedir acaba?
yeri gelmişken söyleyeyim. mutlu olmak için tüm organlarımın yarısından vazgeçebileceğimi belirtmiştim. yıllar önce. organ bağışlama merkezine gidip de. görevli genç kız gülümsemişti. şaka yaptığımı sanmıştı belki. "mutluluk karşısında, tüm organlarımın yarısını size verebilirim" dediğimde, kahkahayı basmıştı.
ciddiydim ama ben. o kadar ciddiydim ki, birilerinin inmek için çabaladığı o en dipteydim. vurgunlar yiyordum. ciğerlerim sökülüyordu. kan kusuyordum. kabuslarla uyanıyordum geceleri. rüya göremiyordum. kendi kendime konuşuyordum. şarap şişesiyle konuşuyordum. poker oynuyordum geceler boyu. oyun fişleri kaderimdi. ben hep rest diyordum bir şeylere. hayatı kumar sanıyordum.
"beyefendi, tanrı'dan istemeniz gereken şeyleri bizden istiyorsunuz. üzgünüz" diyen görevli kızın küçük ağzını izlemiştim o sabah. ülkemin başkentinde. sinir katsayım, trilyonlarla çarpıldığında, ellerimi masasının üzerine koyup, hafifçe doğrulmuştum. sonra, kulağına fısıldamıştım:
"o zaman bana tanrı'yı getir!"
o günden bugüne, ne gelen var ne de giden!
nedir ki, bir insana aşık olmanın kriteri? ilk görüş? saygı? bilgi? gülümseyiş? nedir a dostlar?
var mı bunun bir şifresi? formülü? tarifi? var mıdır? sen olduğun sürece, kaç kişi sen olduğun için sana aşık olur? ya da iyilik, iyi olmak? bir kriter midir? aşk'ta en büyük ölçüt?
sanmıyorum a dostlar!
yalan söylüyor birileri. ya, "sen iyisin, hoşsun, temiz bir adamsın" diyenler. ya da, aynalara küs olan şu yürek. bir terslik var ama bir yerlerde. bir de hep acele edip de geç kalmaların nedeni nedir acaba?
yeri gelmişken söyleyeyim. mutlu olmak için tüm organlarımın yarısından vazgeçebileceğimi belirtmiştim. yıllar önce. organ bağışlama merkezine gidip de. görevli genç kız gülümsemişti. şaka yaptığımı sanmıştı belki. "mutluluk karşısında, tüm organlarımın yarısını size verebilirim" dediğimde, kahkahayı basmıştı.
ciddiydim ama ben. o kadar ciddiydim ki, birilerinin inmek için çabaladığı o en dipteydim. vurgunlar yiyordum. ciğerlerim sökülüyordu. kan kusuyordum. kabuslarla uyanıyordum geceleri. rüya göremiyordum. kendi kendime konuşuyordum. şarap şişesiyle konuşuyordum. poker oynuyordum geceler boyu. oyun fişleri kaderimdi. ben hep rest diyordum bir şeylere. hayatı kumar sanıyordum.
"beyefendi, tanrı'dan istemeniz gereken şeyleri bizden istiyorsunuz. üzgünüz" diyen görevli kızın küçük ağzını izlemiştim o sabah. ülkemin başkentinde. sinir katsayım, trilyonlarla çarpıldığında, ellerimi masasının üzerine koyup, hafifçe doğrulmuştum. sonra, kulağına fısıldamıştım:
"o zaman bana tanrı'yı getir!"
o günden bugüne, ne gelen var ne de giden!
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar