bugün

- hocam kaç sayfa defter alalım ?
+ 100.
- hocam 100 sayfa mı yaprak mı ?

sonra sınıfta kargaşa çıkardı. sayfa mı yaprak mı diye ahh ahh.

not : bunu başka bi başlığa yazmıştım da buraya daha iyi gelirmiş. taşıma olayı var mı onu da bilmiyorum ama yoktur lan, teknoloji o kadar gelişmemiştir.
- sürekli hasta olan zayıf bünyeli insanların bir arada olmasından dolayı kış günleri çok görülen kusma olayları.
- tahtada ders anlatırken en ön sırada oturan kızın, ilk çıkan o dandik uçlu kalemler vardı ya, heh onların arkasını ağzına alınca, parçanın boğaza kaçması ve kızın çırpınması. " öğretmeniiim, berna'ya bir şey oluyor ! " * * *
bildiğin ot gibi yaşıyormuşuz o zamanlar. ama şu an daha da iyi anlıyorum ki, ilkokuldayken hiç kimsenin birbirine karşı kötü bir niyeti yoktu. arkadaşlıklar art niyetsizdi. bütün kötülüklerden habersizdik ve bunlardan uzaktık. şimdi ise etrafımız beş para etmez insanlarla dolmuş. kim dost kim düşman belli değil. eskiden öyle miydi ama?
(bkz: ışıl ılık süt iç)
defterin kenarları kıvrıldığı için işitilen azarlar,
temiz mendil ve bit taraması,
kız çocuklarını top oynamak istediği için erkeklerin sopalaması,
öğretmenlerin insan olmadığı düşüncesi ve aşı günleri.
- sınıfta aynı anda aşık olduğum iki kız,

- hocanın dayakları,

- bir arkadaşımın gözüne resim dosyası sokmam ve kaşının açılması,

- ilkokul 1 de zorla yanımda oturan kızın elini tutmam, *

- annesinin beslenme çantasına koyduğu yağlı ekmeğin üstündeki yağı parmağıyla alıp ekmeğin diğer tarafına da süren çocuk,

- kaşları bitişik simit satan Mehmet Amca,

- hergün verilen 8-10 civarı ev ödevi,

- ve daha niceleri.
kırmızı kalemin ağzıma alıp oynamam ve ellerimin, dudaklarımın kıpkırmızı olması,

bahçede oyun oynarken açılan ayakkabı bağcıklarmı koşa koşa sınıfa çıkarak arkadaşıma bağlatmam ve oyuna devam etmem,

yazılıda türkiye'nin başkentine istanbul yazmam ve ilk yanlışımı yapmam,

''üsküdar'a gideriken aldı da bir yağmur'' şarkısını söyliyerek şemsiye çevirmem, katibimi beklemem.
domatesi severim bıcakla soyar yerim.
böyle bir cümle işte tek aklımda kalan. bi de her ders resim cizmek.
ödev kontrollerinde sıra bana gelmeden hemen önce lavabo izni kullanmam ve tabiki yırtmam.
(bkz: tuvalete lavabo demek)
kızlarla yakalamaca oynarken hoslanılan kişinin peşinde koşmak, tam türk filmi gibidir elini uzatırsın, o gülmeye ve hızlanmıya baslar, tabi sen yakalamak istemezsin sürekli koşmak istersin tam işte o sırada, karsıdan salyasını sallaya sallaya gelen duygusuz velet ahaaaaa yakaladım der sizde kalakalırsınız.
yılbaşında torbadan herkesin bir isim çekmesi ve çektiği kişiye hediye alması.
ara ara annelerin 1 paket şekerleme, küçük tadelleyle falan dersin ortasında sınıfa girmeleri, nevalenin dağıtılması, çocukların sevinmesi, günün annesinin çocuğunun en çok sevinmesi.
iran-ırak savaşı.
baba mesliği yüzünden sürekli okul değiştirip, yeniden, tekrar, alışmaya çalışmak...
(bkz: yine mi)
ensar. bu çocuk sürekli sallanırdı. birinci sınıftaydık. o tahtaya kalkınca hep gülerdim. şimdi kim bilir nerde. *
- istanbul'un fethi
- fatih sultan mehmet
- 1453
- ulubatlı hasan

çok çalışkandım ben.
sırp sındıgı savası ve sıra dayagı *
kar tatili, hava kirliliğinden yapılan tatiller... simit-ayran ya da simit-kola ikilisi... okulca yapılan piknikler, tarihi yerler ve müzelerin ziyaretleri, ellerin karda donmuş yürüyemez vaziyetteyken tanımadığın bir abla ve abinin elinden tutup eve bırakması....
yerli malı haftası.
yerli malı haftasında ünite dergisinin üzerine kusmam, dersin iptali.
ilk gün viyak viyak ağlayan çocuklar, anneme "örtmenim çok yaşlı ya ben başkasını istiyom" demem.
anadolu kapılarının türklere açılması (kurtulamadık yıllar yılı)
bir de yutan eleman, korkuturdu nedense.
okulun ilk günü annelerin çocuklarını sınıfa bırakmaları, çocuklarında annesinin arkasından ağlarken senin onları izlemen.
power rangers maskesiyle, kendini beyaz ranger zannedip, arkadaşlarını taşla yaralamak.
kola kutularını ezip maç yapmakla birlikte karşı bakkaldan temin edilzen buz parmak, leblebi tozu.
birinci sinifin ilk gününde sinifa girerken sessiz ve burnuyla oynayan kizin ayakkabisini cikarip sinifa girmesi ve ardindan sinifin yarisinin salak salak diye tempo tutmasi.
-olm dün sabunla cektim acaip yandı lan
-neyi cektin lan sabunla, ne yandı ?
-osbir olm ne olcak
-anaaa nası yapıyon lan öğretsene.
velisi toplantıya gelmiş öğrenci karizması

velisi toplantıya gelmemiş bir öğrenci iseniz, toplantı sonrasındaki ilk pazartesi günü bu karizma altında ezilmeniz kaçınılmazdır. zira sınıf öğretmenin de bu konudaki katkısı büyüktür.