bugün

anneye söylemek unutulduğunda, çıplak masayı her görenle birlikte yüzünüzdeki kızarıklık biraz daha artar. ***
Sadece bize özel bir uygulama sandıgım olay(idi),demekki değilmiş.
sorumluluk almamak için her defasında sıra arkadaşına kaktırılmaya çalışılır.
bunun birde deterjan sanıp aceye batırılması vardır ki rezilliktir. *
anne gidip paşa paşa aynısından örtü diktirir.
eve sadece masa örtüsü değil perdeler de götürülürdü bazen. *
annenin her seferinde ters bir tepkiyle karşıladığı durumdur.
-kızım sen salak mısın?
-neden anne yaaa?
-hep sana gazlanıyor bu örtü farkındaysan
-hö?salak mıyım?
masa örtüsünü yıkamayı unuttuğunuzda deodarantla yıkanmış süsü vermeniz gerekebilir.
bir de bunun perde versiyonu vardır ki tam bir işkencedir. siz taşırken, anneniz yıkarken küfür eder.
-PERDELERi ALAYIM MI ÖĞRETMENiM
-HAYIR CANIM SADECE MASA ÖRTÜSÜNÜ BiR DE TOZ BEZLERiNi GÖTÜR.
-BAŞKA YIKANACAK BiRŞEY VAR MI PEKi?
-EVDE BENiM KiRLiLiLER VAR PARANTEZ ONLARI DA VEREYiM Mi

VE SONUÇ BiR DAHA PARANTEZ EVE YIKAMAK iÇiN ÖRTÜ FALAN GETiRMEZ.
genelde evi en yakın olan yavrucağa kakalanır bu masa örtüleri*.
lanet edilesi bir durumdur, yanınızda oturan öğretmenin gözüne girmek için çabalayan bir tipse sıranızı gazlarsınız... *
genelde bordo renkli olurdu bu örtüler nedense. bazan da açık mavi. daha çok sınıfın temizlik kolu ilgilendirdi ama onlar da diğer öğrencilere kakalamakta pek başarılı olamazlar, söz geçiremezlerdi ve kendileri götürmek zorunda kalırlardı. kendileri dediğim de iki kişi. bir hafta biri bir hafta diğeri.
evet okulda temizlik kolundaydım.
lisede de devam edebilen durumdur, mantıklıdır zira o örtü yıkanmalıdır.
bir de ertesi gün onu evde unutmak vardır..

o gün perdeyi evde unuttuğunuz için 30-40 velet ders esnasında yoğun güneş ışınına maruz kalıp ders boyunca ters ters size bakar. tenefüste de iki üç tanesi saçınızı yolmaya gelir.

(bkz: based on a true story)
kocaman poşeti eve götürmeye çalışırsınız o küçücük halinizle, birde benimki yıkamazdı kolay kolayi şimdi modern sıraları var öğrencilerin yapmıyolar öyle şeyler.
cuma günleri sırayla alınıp ,poşete konan öğretmen masasının örtüsünü eve götürmektir, kimi zaman annemin işi var olum benim annem çalışıyor deyip, annesi ev hanımı olan arkadaşınıza yıkarsınız işi, bazende artık kararmış olan masa örtüsünü karizmanızı sarsmasın diye çantanıza tıkıp, tırım tırım evinize götürürsünüz, genelde dalgın olduğunuz için ,pazartesi muhtemelen evde bırakıp ,okula dönersiniz, eve döndüğünüzde annenizin savruksun çocuk ,lanet çocuk gibi çemkirmelerine maruz kalırsınız...

nedeni bilinmez ancak bu ne kadar yıkarsanız yıkayın rengi kaçmış masa örtüsü , anneyi gerer, sinirlendirir, bir gün fazla kalsa dahi olay çıkarır çemkirir size...**
sınıfta gaza gelinip bir anda ben alayım öğretmenim denildikten sonra eve gelince anne tarafından ağır küfürler yenmesiyle sonuçlanan eylem.
pazartesi sabahı getirmeyi unutmakla durduk yere adrenalin salgılatan olay. *
ogrenciler arasindaki sosyokulturel farki ortaya koyan (her ne kadar amaci bu olmasa da) bir detay.

kimi ogrenci alir ortuyu, sifir kilometre yapar getirir. ortu bembeyaz, mis kokuludur masaya (siraya) serildiginde. tun
kimi ogrenci alir ortuyu, geri getirdiginde ortu olu gotune sokup cikarilmis gibidir. yikanmis olsa bile, uzerinde bir yikanmislik havasi yoktur.

duzgun bir ailenin cocugu o masa ortusunu eve goturdugunde, anne seferber olur o ortuyu mis gibi yapmak icin, gerekirse iki sefer camasir suyuna basar.

siklemez bir ailede ise, cocugun eve masaortusu getirdiginin ve bunun mis gibi ve temiz olarak geri goturulmesi gerektiginin farkinda bile degillerdir belki.

masa ortusunu pis olarak ya da bokla yikanmis olarak geri getiren ogrenci, genelde bitliler sirasinda oturur. bu ilktertipte racondur.
oha lan kimin aklina gelir ki simdi bu diye, merak ettigim, lakin hatırladığımda yüzümde bi gülümseme oluşturan, türk genclerinin ortak anısı.
masa örtüsünden ziyade perdelerin yıkanması olayıdır.
bütün annelerin korkulu rüyası okadr örtü yıkanamalı ve ütülenmeli ancak her annenin en azından 3 kez yaptığı bir işlemdir.
hiç yapmayıp millete yıktığım olaydır. neden öğretmen 'birkere de ben eve götürüp yıkıyım' demez?
evet ya silgi, kalem, tebeşir kokusu sinmiş mavi beyaz kareli örtü hiç unuturmuyum okuldan eve gelir gelmez annemize en önemli devlet meselesiymiş gibi " anne masa örtüsü yıkancak " diye on yüz milyor kere söylediğimi dün gibi hatırlıyorum.
''hocam çamaşır makinesi bozulmuş annem de memlekete anneannemlere gitti.'' bahanesiyle kurtulabileceğiniz durumdur.