bugün

ilkokul öğretmenlerinin çocukken bizi eğitmek için kullandıkları ceza biçimleri.

1.sınıfta öğretmenim beni bacağımın birinden tutup havada sallardı ve gülerdi. tamam bunda bir psikopatlık yok ama başka bir hocaya rastladım teknik şu. iki tane sırayı yan yana getirip çocuğun o sıralara elleriyle basmasını istedi çocuğun ayakları havaya kalktı. bunun üzerine hoca tavana bakmasını istedi. tavana bakarken tokat yumruk allah ne verdiyse savur anam savur. tavana bakarken alttan gelen yumruktur tokattır hiç birini görmediğin için insan neye uğradığını şaşırıyor.
meslektaş olmaktan utanç duyacağım kişilerin, öğrencilerin onurlarını, duygularını ve ihtiyaçlarını hiçe sayarak uyguladıkları yaptırımlardır. bi' insana nasıl hissettirdiğini unutturamayacağının farkında olmamasının yanı sıra problem durumunu çözdüğünü sanma yanılgısına düşmüş zavallı kişi eylemidir.

(bkz: kaş yaparken göz çıkarmak)

edit:yazım hatası
Büyüdüğüm zaman "nasıl oturup izleyebilmişim bunları" dediğim cezalar...

Hiç unutamıyorum; öğretmenim dediğim insan, bir arkadaşımı kolundan tutup döndürerek cetvelle sırtına vururdu. sonra yetmezmiş gibi onu kollarından tutup pencereden aşağıya sallardı. dersliğimizin birinci katta olmasından mı cesaret alırdı bilinmez ama berbat bir histi bunları izlemek.
iki kulağından tutup havaya fırlatmak ve havadayken çifte şamarla cezalandırmak. ezio bile bu kadarını yapamazdı.
ele cetvel ile vurma.
Kara tahtada deli gibi tokatlayıp saçlardan tutup kafayı tahtaya sürtmek..*
-parmaklarını birleştirip yukarı doğru yumdurtup(tarifi zorda anladınız siz onu)cetvelle dik olarak vurmak)
-kulak çekmek
-aileye her hafta şikayet etmek
-bunlar tamamda en babası beden dersini elinden alıp yerine matematik dersi koymaktır.
sobanın borusunu çıkartıp dumanı sınıfa verme.
hiç hasta olmamaları,
kar, yağmur , çamur dinlemeden mütemadiyen okula gelmeleri.
en sevdiğiniz sıra arkadaşınızdan sizi sebepsizce aniden ayırmaları.
aşk mektuplarını yakalamaları ve ailelere ispitlemeleri.
tek ayak üzerinde bir ders boyunca bekletmeleri ki dersin işlenmesini de engellememek açısından bunu sizi sınıfın en dibine , çöp kutusunun başına dikerek yapmaları.
ayağınızdan çok burnunuzun direğinin sızlaması.
daha anlatayım mı müzeyyen hocam?
ilkokulda çocukların yaşından dolayı, rahat davranıp çocukları ceza veren öğretmendir.
* kulakları kriko gibi çevirip bükmeleri.
* tahta cetveli kırana kadar çocukların avuvunda vurarak denemeleri.
* öğrencileri birbirlerine dövdürmeleri. * *
öğrencilere birbirini dövdürmek...

bize bunu yapmıştı ipne. karşındaki arkadaşın ya, önce hafif vuruyorsun. o biraz sert vurunca sen daha sert vuruyorsun. iki dakka içinde tekme tokat girişiyorsun, ağız burun gidiyor, arkadaşlık falan hakgetire...

öğretmen de oradan seyrediyor. hele ikide birde "vur", "sen vur" demesi yok mu? gözümün önünde lan hala...
(bkz: büyük e yaz samet) hiç bir ceza bu samet'e yapılan kadar ağır olamaz. akp hükümetinin yaptğı değişikliklerle eğitim sistemi zıvadan çıktı.hayvan bakıcısı ücretli öğretmen olursa bu ülkede herşey olur.http://www.personelmeb.ne...-sinif-ogretmeni-oldu.htm . eski elleri ayakları öpülesi öğretmenleri şimdilerde çok arar olduk. hergün ceza verse razıyım.
yazmak için sol elini kullanan öğrencilerin sol kolunu arkadan bağlamak ve tepesine kontrol etmek için sebahat tuncel'in ilkokuldaki haline benzeyen bir kız dikmek. böyle bir eziyet olamaz. burhanettin hoca yaşıyorsan götüne koymayı borç bilirim.
ele sopayla vururdu ama bizimkisi sınıftan duyarlı bir veli vardı marangozdu kendisi sopayı ona yaptırırdı.
önce teneffüs cezası veriyordu tenefüste dışarıya çıkmamız yasaktı, hadi onu anlarım, bir haylazlık etmişizdir, verdiği ödevi yapamışızdır tamam, ama nöbetçi öğretmen geldiğinde, "siz niye tenefüse çıkmıyorsunuz?" iye sorduğunda "cezalıyız" dedim, vay sen misin diyen, yok "biz ders çalışıyoruz", yok "canım istemiyor" diyecekmişim ama "öğretmen bize ceza verdi" demeyecek mişim, bir araba dayak yedim...

şimdi seneler sonra buraya yazıyorum, "o gün bizim teneffüs hakkımızı ceza adı altında elimizden almış, gasp etmiştir..."

dengesiz karının biri idi be**** as***...
--spoiler--
beden eğitimi sırasında futbol maçı yaptıran ve kendi de gaza gelmiş şekilde oynayan hoca, maçtaki iki öğrencinin el pişirmece oynadığını görüp kızarak yanlarına gider. "ne yapıyorsunuz?" deyip birini karşısına alır, "hadi nasıl oynuyorsun göster?" diye sorar. çocukcağız hocayla da oynayacağını sanıp oyunu göstermeye çalışır, ama hoca oyun gereği eline vurmaya çalışacağını sanıp kendini ona göre hazırlayan çocuğa feyk atıp çocuğun yanağına hayvani bir şamar atar.
--spoiler--

(bkz: kes) * * *
(#6641342)
parmak uçlarını birleştirip üzerine cetvelle defalarca vurmak. *
baldırlara cetvelin dik köşesi ile vurmak.
ilkokul yıllarım size göre, aslında yaşadığımız türkiyeye göre çok eski. adalet hocam vardı. pek yaramaz talebe değildim. aslında uslu durmak ne demek onu bile bilmiyordum. uslu dur maszn dendiğini hatırlamıyorum. usluyu bilmeyen haylazlığı da bilmezdi elbet. öğretinin diyalektiği. her şeyi zıddıyla bilmek bağlamı.
çocuktuk, çocukluk yapardık bütün çocuklar gibi. masumiyet yılları. saygıda kusur etmezdik. saygısızlık görmemiştik. evde okulda çok neşeli, gırgır değildi belki hayatımız, ama minik şeylerden mutlu olurduk çocuksu. konik çikolatalar vardı, baston saplı. bazı sabahlar yatağın bir köşesinde, unutulmuş güya. koşarak, zıplayarak giderdim okula, hatıralar.
kavga gürültü yok ya, aşka vakit kalırdı çokça. aşk dediğim masum, çocukça.
yakan top oynardık teneffüslerde. kızın biri usulca atardı topu, yakmamacasına, hani devr-i saadette mendil düşürürdü ya kadınlar, kızlar masumca, fettan; tıpkı onun gibi aşık oluverirdim kıza. günler geceler kukumav kuşu.
ta ki, bir başka kız, sırada sana göz ucuyla bakana kadar. hayda yeni bir aşk başlar, yakan top hatıra.
çocuğuz ama büyümeye mahkum. yıllar yılları kovaladı, masumiyet şimdi müzelik.
tamam dayağa karşıyız ama herkes kendine baksın önce;
hep öğretmenler suclu öğrencilerin ve onu terbiye eden(edemeyen) ailelerin hiç kabahatı yok zaten.
cetvelle parmaklara vurmak.
karda bahçeye çıkartıp tek ayak cezası vermek . üstelik sadece gömlekle.
4.sınıfta beni tuvalete göndermemişti...
son ders bütün sınıfın önünde sıraya vura vura patır patır diye zıçmak nedir bilirmisiniz. yazar kardeşlerim...

Sanırım ağlıycam...
ühü ühü...
insanı öğrenim hayatının daha başında okul ve öğretmenlerden nefret ettiren cezalardır.
saçlarına silgiyi sürmek. acıtır.tek tek hissedersin.