bugün

iett'nin son dönemlerde trafiklerde dolaşmaya başladığı yeni klimalı araçlarını biliyorsunuz.Bu araçların istanbul'un sadece lüks semtlerinde hizmet verdiğini biliyor musunuz? Ne zaman o araçlardan görsem güzergahları mutlaka bostancı,kadıköy,bağdat caddesi etrafında dolaştığını görüyorum.Bizim istanbulun uzak ve orta halli insanların yaşadığı semtlerinde oturan insanlarda aynı bilet parasını vermesine rağmen ikarus denilen macar yapımı 2.dünya savaşından kalma otobüslerden başka o bölgeye araç verilmiyor.

Neden?

Çünkü iett denilen oluşumun, insanları hayvanları segmentler gibi segment yapısına sahip tutmasıdır.Biz insan tasıyoruz gibi kendilerince slogan denilen rezil ötesi bir ifadeyle şirin gözükmeye çalışan ve istanbul'un toplu taşımasını gerçekleştiren kurumun bile insanların parasal zenginliğine oranla konforlu hizmet vermesinden dolayı o kuruma para vermekten utanıyorum.

O birimi idare eden insanlarla aynı nufüs cüzdanına sahip olmaktan da utanıyorum.
zeytinburnu'nun lüks bir semt olduğunu öğrenmeme sebep olan önerme.. düşününce hak verdim, sosyete dünyamızın yarısından çoğu burada, sonrasında dünya çapındaki muhim markaların mağazaları burada, herkesin akın akın geldiği, son moda ürünlerin vitrine çıkarıldığı mükemmel alışveriş merkezi olivium da burada..
insanlarımızın ceplerindeki para miktarına göre sınıflandırıldığının acı göstergelerinden biridir.
çifte standartlar ülkesinde olabilitesi muhtemel bir tutumdur...
anadolu tarafındaki boğaz hattına 15f gibi yolu çok uzun olan bir hatta sadece bir yeni otobüs tahsis edilmesi ve diğer tüm hatların en eski iett otobüsüyle çalışmasının kanıtı olabileceği durum.
aslında çokta acımasız davranılmaması gereken bir olay. çünkü hiç bitmeyen trafik sorununa kısa yoldan çözüm olabilir. zengin olan isanların arabası vardır mantığı ile lüks iett otobüslerini o semtlere yollayarak insanların kendi araçlarıyla değil de toplu taşıma araçlarını seçmelerini sağlayarak trafikteki gereksiz araç sayısını azaltmaya yardımcı olabilir. *
ümraniye, çakmak, dudullu, alemdar, çekmeköy, sarıgazi, samandıra, sultanbeyli, beykoz vs. bölgerine eski otobüslerin dışında tek bir araç çalışmaz.Bostancı, şaşkınbakkal, maltepe, fenerbahçe, suadiye vs. taraflarına giden araçlarda en yeni otobüslerin dışında tek bir araç çalıştırılmaz.

birileri kanıt mı istemişti?
tamamen dogrudur. bostancida oturuyorum ve bagdat caddesinden iden arabalarin tamami yeni, ama e-5 tarafina ciktikca arabalarda eskiyo sanki.
geçen sene kadıköy-sarıgazi hattına 2-3 adet klimalı otobüs verilmiş ancak bu sene hiç bir tanesine rast gelinmemiştir. trafikte klimasız araçlara ceza kesilecek söylentileride yalan olduğu düşüncesini ortaya çıkarmıştır. ancak hala ümraniye-bostancı hattı özel halk otobüsleri hariç klimalı otobüsler ile çalışmaya devam etmektedir.
gecekondu veya kenar mahallelere verilecek araçların akibeti belli olmadığı için uygulanan akla ve mantığa uygun adamına göre muamele sözünü kasteden ve adam olsanız size de adam gibi davranılır anlamına gelen uygulama.

(bkz: adam olana çok bile)

canı sıkıldı mı otobüsü yakan barzoların semtine devlet neden yeni araç versin ki? sokakta mı bulunuyor bu paralar?
dağlıların yaşadığı semtlere otobüs bile yollanması iyi bir gelişme. önce şehirde olduklarını öğrensinler daha sonra sıra yeni otobüse de gelir. özellikle istanbul şartlarında...

(bkz: barzolar kenti istanbul)
eşitlik bu olsa gerek. *
(bkz: cumhuriyet)
(bkz: halkçılık)
haklı karardır. istanbul da bin türlü insan yaşıyor. varoşlarda otobüslerin halleri içler acısı. temiz kullanma yok, koltuklar bile harabe halde. önce adam olun sonra klimalı araç isteyin demezler mi adama ?

iett sonuna kadar haklı kardeşim. bunun eşitlikle alakası filan yok. adam olmakla alakası var.
işte gerçek ayrımcılık dedirten olay budur.

edit:kusura bakma ekşileyen sosyete insanı sezarın hakkı sezara.
şu yeni otobüsler trafiğe çıktığı zamanlarda benimde içine düştüğüm yanılsamadır, fakat doğru değildir. şöyleki; nişantaşından geçen yegane otobüs olan 30m ve 30a otobüslerinin hemen hepsi eski, hatta körüklü otobüslerdir, mecidiyeköy'den geçen, etilere giden otobüslerdede aynı şey sözkonusu. fakat, çoğunluğu gecekondudan oluşan ferahevlere giden kabataş otobüslerinin tamamı yeni otobüs, aynı şekilde üsküdar'dan dudulluya giden otobüslerde..muhakkak tam tersi örneklerde vardır. ama en azından bu konuda malum zihniyetin kötü niyetli olmadığını, onlarında çok nadirde olsa tarafsız ve artniyetsiz çalışabileceklerini düşünmek istiyorum, çünkü ne yazık ki onlar tarafından yönetiliyoruz.
ülkemiz şartları düşünüldüğünde şaşılmayacak bir durumdur. hayatın her kademesinde parasal ayrım vardır. ve çaresiz kabul etmek kaçınılmazdır. keşke olmasa durumudur. ancak farklı bir bakış açısı da söz konusudur.istanbul bir karmaşa şehri. trafik kargaşasından tutun da hava kirliliğine kadar her yerde taşıt kalabalığı ve zararları malum. her branştan uzmanlar habire toplu taşıma araçlarına yönelinmesini öğütlemektedir. otobüslere dolmuşlara binmeye tenezzül etmeyen insanların en azından bir kısmı bu yeni araçlara binerler belki. böylece az da olsa trafik rahatlamış olur. fazla iyimser oldu ya neyse.
doğru tespittir. hele ki istanbul'da olup, her gün trafiğe çıkmak mecburiyetinde olan bunu daha iyi bilir.

dağlıların yaşadığı semt de neymiş? insan içinde yaşatıyor her daim hayvanlığı çıkaramayan çıkaramaz. zümrüt akıllı insanların uygulamasıdır bu. bir de otobüslerin camlarına film çekerlerse -hani ola ki varoş yerlere paralel geçerler falan- göz zevkleri bozulmaz. kartonlanmış dünyaya yolculuk üstelik bi otobüs biletine deyip serin kıçla devam ederler yollarına.
ülkenin, hadi geçtim ülkeyi, şehrin bunca önemli sorunu varken o kadar da kurcalanmaması gereken durum. ama yok kurcalayalım illaki dersek:

mimarisi veya şehirleşme yapısı !nispeten! daha iyi olan semtlere göndereceğiniz eski otobüsler o alandaki mevcut iyi görüntüyü bozar. oysa "dudulluya" göndereceğiniz yeni otobüsler oraya kaydadeğer bir extra iyi görünüm kazandırmaz.

eski otobüsler yıpranma ve tamirat maliyetleri açısından daha avantajlıdır. tam olarak "şehirli" diyemeyeceğimiz halkın yaşadığı bölgelere sefer yapan otobüslerin daha fazla yıpranacağı gerçeğini gözönüne alırsak bu tür bir uygulama için (eğer varsa) bir çeşit tasarruf şekli bile diyebiliriz.

bunlar çeşitli varsayımlar. bir de gerçekten varolan sebepler var:

mesela sarıyer-bahçeköy örneğine bakalım. sahilden veya hacıosmandan bahçeköye bağlanan iki yol da oldukça dar ve iki tarafında da ağaçlar var. yeni otobüslerin kırmızı ikaruslara göre daha geniş olduğunu gözönüne alırsak buraya neden yeni araç gönderilmediğini anlamış oluruz. (nitekim ilk zamanlar birkaç yeni araç gönderilmiştir ancak dikiz aynalarını ağaç dallarına çarpıp kırdıkları için tekrar eski araçlara dönülmüştür). buna kısaca mevcut yol şartlarının uygunluğu da diyebiliriz.

beşiktaş-mecidiyeköy hattını ele alırsak, kısa mesafeli bir hat olduğu için eski otobüslerin kullanılması normaldir(yeni otobüsleri de kullanıyorlar artık ya onu bilmem). sonuçta bir yolcunun en fazla beşiktaştan osmanbeye veya şişliye kadar kullandığı ve üstteki örneğe benzer şekilde daracık nişantaşı sokaklarından geçen bir hat.

ayrıca iett yi bir bütün olarak ele aldığımızda vay efendim varoşlara kötü hizmet götürülüyor demek bağcılara giden metro, sultançiftliğine giden tramvay, esenlere giden metro... gibi projelere de haksızlık olur.

sonuçta amac iett yi savunmak değil
iett yeterli midir? aslaa
iett iyi organize edilmiş midir? aslaa
iett....

ama birşeyleri geliştirmek için sorunun bu tür yüzeysel yönlerini değil daha temel kısımlarını incelemek gerekir.