bugün

entry'ler (43)

bagirmak isterken susmak

karşınızdaki çam yarmasına bağırmanın herhangi bir anlamı olmadıgını farkettiğinizde, öfff senle mi uğraşıcam düşünceleri eşliğinde gerçekleştirilen eylem...

izotonik çözelti

vücut sıvıları ile eş osmotik basınca sahip çözeltilerdir..

izotonik

sıvıların, çözeltilerin eşit yoğunluk veya osmotik basınçta olması durumudur..

(bkz: izotonik çözelti)

finallerde gorun siz beni

(bkz: bütünlemelerde görün siz beni)

kurban kesmeyip ihtiyaci olan yere bagis yapmak

kurban kesmenin bir ibadet olduğuna inanan insanlarca gerçekleştiriliyor ise saçma olandır.. hz. muhammed'in hiçbir zaman terketmediği ibadet; kurban kesmektir, kurban parasıyla hayır yapmak değil.. onun için zekat vardır, fitre vardır, daha fazlasını vericem derseniz sadaka vardır, ama kurban başlı başına bir ibadettir.. yani matematiksel olarak anlatmak gerekirse; kurban kesmek= x , ibadet = y , ihtiyacı olan yere bağış yapmak= z olsun;
x= y ve z= y ise x=y değildir... cünkü x; x'tir, z'de z'dir, ikisi aynı alfabenin içinde bulunan farklı harflerdir..

kasaptan et alıp fakire fukaraya dağıtmak yerine, kan akıtıp, kelle koparacaklar illa diye çemkirenlere de sormak isterim; o kasaptan aldığınız etler ağaçta mı yetişmektedir, tarladan mı hasat edilmektedir?? yess beybiii, yediğin her hamburger için, her biftek için, her delicious rosto için kan akıtılacaktır, kelle koparılacaktır * .. eğer ben kesemem, kan görmeye dayanamam derseniz, bunun için vekalet verilmektedir.. sonra kurbanınızın etini ellerinizle dağıtırsınız çevrenizde ihtiyacı olan insanlara... etrafımda hiç fakir yok diyorsanız, verirsiniz kurbanınızı mehmetçik vakfına, deniz feneri derneğine, onlar sizin adınıza o işi de hallederler..

ama ben illa kurban parasıyla bağış yapıcam diyorsanız, allah kabul etsin derim ben şahsen.. lakin kurban kesmek çok ilkel, çok barbarca, bende ibadetimi yerine getiriyorum, kurban parasıyla et yerine giyecek çorap alıyorum ihtiyacı olanlara demeyin... zira hala kurban kesmek ibadetini yerine getirmediğiniz için bundan mesulsünüz, fakat bonus olarak insanlara yardım ettiğiniz için sevap işlemiş bulunmaktasınız.. hala sapla samanı ayıramıyorsunuz, o ayrı...

sevgiliye son söz

- ben gidiyorum
+ bitti mi yani?
- öyle olması gerekiyor.. son kez sarılsam..
+ şaka mısın sen?

endotelin

damar endotel hücrelerinden elded edilmiş 21 a.a rezidüsü içeren bir peptiddir. bilinen en güçlü endojen vazokonstriktördür. ace etkinliğini arttırır. esansiyel hipertansiyon, konjektif kalp yetmezliği, myokard infarktüsü, gibi hastalıklara neden olabilmektedir...

vazodilator

damar genişletici etkisi olan maddelerin genel adıdır..

(bkz: vazokonstriktor)

vazokonstriktor

damar daraltıcı maddelerin genel adı.. en güçlüsü için; (bkz: endotelin)

kampüse örtülü giremeyen kız

efendim gördügümüz üzere insanların olmadık yerlerinden yeni kavramlar, yeni tanımlar yapmalarına sebeb olan hanım kızlarımızdır.. türban başkaymış , başörtüsü başkaymışmış.. bu türban dediğimiz şey zaten insanların başörtüleriyle okula girememeleri için çıkarılmış, takribi bi on senedir gündemimizde olan bir terimdir.. bugün annemin taktığına türban diyorlar, ama bundan on sene önce başörtüsü diyorlardı.. ama şimdi insanlarda infiale sebep olmamak için, ne yaptı akıllı insancıklarımız, türban diye bir kavram yarattı ve ardından bakınız efendim biz başörtüsüne değil, türbana karşıyız diye akıllarınca insanları uyuttular.. eh dinle diyanetle, insanların neden başörtüsü (evet efendim basörtüsü) taktığıyla alakası olmayan insanlarda fırsat bilip atıp tutmaya başladılar.. ama şahsen bana fenalıklar gelmiştir..

birde uyduruk feminist lafları dolanmıştır ortada.. yok efendim kocaları zorla taktırıyor, kendi tercihleri değil vs.. hadi bunu da geçtim, ahkam kesme ustaları var aramızda.. neymiş, o başörtüyle, ah pardon türbanla, dişiliğini kamufle ettiğini sanıyormuş, vah zavallıcıkmış!! yaw onlara ne sizin tahrik olmanızdan, ruh fırtınalarınızdan, fantazi dünyanızdan.. sırf siz günaha girmeyin, ya da kızdan etkilenmeyin diye afrika sıcağında başörtüsü takar mı?!? inanmış, okumuş, ve öyle olduğuna kanaat getirmiş.. rabbi istedi diye bağlamış, sen uçkuruna sahip ol diye değil...

bir üçüncü meseleye gelince, oy verdiği adamlar yüzünden böyle olmuşmuş... olmuş efendim evet olmuş..birileri saçma sapan davrandı diye olmuş.. ama bunu öne sürerek, kendin ettin kendin buldun , hakkını arayamazsın, sus otur dersen minik bir kızılcık sopasını hakedersin çok afedersin... o zaman o akıl seviyesinde bir munakaşaya girmek gerekir en basitinden.. işsizlik işsizlik diye oturup ağlama evladım, bunca sene oy verdiğin partiler bu hale getirmedi mi memleketi?!? hak ettin, otur yerinde bakiiim, derler adama.. akıllı olmak lazım..

sadede gelecek olursak, anla ya da anlama karşındaki insan bir dini inanca sahip ve bu inanca uygun yaşaması gerektiğini düşünmekte.. öyle çıplak gezmek istiyorum ben demekle aynı şey değil yani.. ya da okumak için başını açsın demek çözüm yolu değil.. ben demokratım, ben modernim demekle iş bitmiyor.. adam gibi adam olmak lazım..

severek ayrılmak

ilkinde ağlatıp depresyona sokar, ikincisinde minik fizyolojik hasarlarla atlatırsınız.. üzülmeyiniz, tecrübe her derde devadır..

wer fragt nach jeanny

(bkz: ich)
(bkz: ben daha ukalayım)

kampüse örtülü giremeyen kız

bir yandan saçını açmadan universiteye giremeyecegini bile bile kapılarda slogan atmaları çirkin bulunan, bir yandan da aahh ahh seksenlerden sonra anti siyasi gencler olduk, özgürlüğümüzü elde edebileceğimize artık inanmıyoruz gibi iki düşünceyi bir bünyede barındıran insanlarca haklarında ahkam kesilen kızlardır. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demekteyim ben..

kendilerinin elbetteki bir siyasi görüşleri vardır, her insanın olduğu gibi.. ama başörtüleri bu siyasi görüşlerinin getirisi değil, genelinin dini inancı, bir kısmının gelenek takıntısı, bir kısmının da aile baskısındandır.. ve olmadık kişilerin de kendileri hakkında ahkam kesmeleri bana hiç anlamlı gelmemekte.. yok şöyle yapsana, bak işte peruk çok komik, hiç anlamıyorum ne farkı var vs.. sizene kardeşim diye haykırasım var ziyadesiyle.. size ne?!? başını nerede kapatıp nerede kapatmaması gerektiğine karar verdiniz, şimdi de açtığı zamanlarda nasıl davranması gerektiğine mi karar vereceksiniz..

hz isa nın yeryüzüne inmesi

hayrettin karaman ın konu hakkindaki yorumları şöyledir ;
http://www.hayrettinkaraman.net/sc/00012.htm

sarkimiz

yenicağ isimli bir grup tarafından 1994'lü yıllarda bestelenmiş ve dillerde dolaşmış bir necip fazıl siiri..

göç

gülay ın damlalar albümünden bir şarkı.. bestesi bir ermeni türküsüne ait idi yanılmıyorsam...

siyahın gölgesinde güz, ellerinde ağır ezgi
önümden geçen yaşlı çınar
gözleri deniz dengi
uzağımdan geçmez vakt i zaman
herbirimize bu yazgı
gelen yağmur gökten inince
içim ağlar inceden ince
acıdan boğazımızda
düğümler büyürlerken
yürü oğul
yürü oğul yürü gidelim de buralardan
göçe güller sermiş siyahından kervan
yürü oğul yürü gitmeliyiz buralardan
yürü oğul yürü göçmeliyiz buralardan

rüzgar söylüyor şimdi o yerlerde

aşık olmadan, mazide kalan bir aşk olmadan bile insanı tam kalbinden vurabilen nitelikte bir eser... müziği, tınısı, iniş çıkışlarıyla insanı farklı alemlere götürmektedir..

ayrılık

ani ağlama krizlerinide beraberinde getiren, önce ölüm gibi, sonrasında alışılan , insanın biraz daha büyümesini, biraz daha suskunlaşmasını sağlayan iç yangını..

sevgilinin kokusu

üstünüzden gitmesin diye yıkanmaya çekindiğinizdir..

lateks

bitkilerde özel kanallar içerisinde bulunan ve yaralanmalar sonucu akan, hava ile temas ettiğinde katılaşan, genellikle süt görünümünde, reçine, alkaloid, yağ gibi birçok maddeyi içeren emülsiyondur.