bugün

bir alex değil.
burjuvazinin yazarı. eleştirmeye korkan, cinsellik zaafını yenemeyen moruk!
Kırmızı atkı.
doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar cümlesi bu adam için yazılmış sanki.
bu seçimde de mhp ye oy verecekmiş.
http://www.internethaber....to-galerisi-15546-p23.htm
forlan, reyes ve tomas ujfalusi için "bunların faydası olsa atletico madrid'e olurdu" demiş.

bu nasıl bir mantıktır yahu.

o halde hiçbir takım transfer yapmasın? herkes alt yapıdan yetiştirdiklerini oynatsın. şaşkın değilim, hıncal işte..
son 3 yılın uefa kupası şampiyonlarının listesine bir kez daha bakması gereken ubermensch futbol uzmanı.
kendisi bir kriket uzmanıdır.
kendisi bir polo uzmanıdır.
çoğu insanın tonlarca para veripde giremediği yerlere girebilen insan.
kendisi bir buz hokeyi uzmanıdır.
kendisi bir dededir.

(bkz: dedelere özgürlük)
kendisi bir güzellik yarışı azmanıdır.
kendisi bozuk saat gibidir.

http://www.sabah.com.tr/Y...in-bu-mu-benim-demokrasim

http://www.sabah.com.tr/Y...rlugu-mu-guldurmeyin-beni
şike soruşturmaları için ne yazacak merak ettiren yazardır.
yıkar valla yıkar.
şike soruşturması için şunları yazmış.

--spoiler--

insanları lekelemenin kolaylığı..
BiR kaç yıl evveldi.. Bir yaz Beldibi'nde bir tatil köyünün önünde arabama doğru yürüyorum.. Yandaki bir otobüse de bir gurup insan biniyor.. içlerinden biri guruptan ayrıldı, bana doğru koşmaya başladı.. Bir yerden hatırlıyorum, ama kim?..
Yanıma kadar geldi, salya sümük.. "Hıncal Ağabey, Hıncal Ağabey" diye boynuma sarıldı.. Kırık bir Türkçe ile konuşuyor..
"Ben Zalad.. Ben Zalad, tanımadın mı?.." Sırbistan genç takımına antrenör olmuş, onları Antalya'ya, kampa getirmiş. Şimdi dönüyorlarmış..
Kaç yıl geçmiş aradan.. O zaman her maçı yayınlayan televizyon da yok ki, Zalad'ın resmi hafızamıza kazınsın..
"Bir tek sen benim masum olduğumu yazdın, o günlerde.. Bir tek sen.. Babam benim" diye ağlıyor..
Meşhur 8-0'lık Ankaragücü- Galatasaray maçının kalecisi, o..
Türkiye ittifakla nerdeyse maçın şike, Zalad'ın satın alınmış olduğunu yazıyor, söylüyor..
Ben o maçı 19 Mayıs Stadı'nda izledim. Galatasaray sezonun en hırslı, en güzel maçlarından birini oynadı.. Maç başlar başlamaz öyle bir yüklendiler ki, Ankaragücü'nü hemen çözdüler..
Ankaragücü de çözülmeye hazırdı. O sene hiç de iyi durumda değillerdi. Küme düşme tehlikesi yaşadılar uzun süre.. Bu hattın içindeyken, o yıl ligde Galatasaray'la çekişen Beşiktaş'la oynayıp, altı gol yediler.. Son bir gayretle kümede kalmayı garantilediler.. Rahatladılar. Ligin son maçında Galatasaray önüne adeta denizden çıkıp geldiler.
Zordayken Beşiktaş'tan 6 yemiş takıma, rahatladıktan sonra, Galatasaray'ın 8 atması dillere dolandı. Kabak da Zalad'ın başında patladı.
Oysa 8 golün en az beşi, "Sıfır Noktası"ndan atılmıştı adeta.. Polisler "Point blank" derler. Namluyu kafaya dayayıp ateş ettin mi, kaçırma imkanın yoktur..
Öyleydi beş gol.. Yani Zalad'ın günahı yoktu. Onu yazdım.. Bir de soru sordum..
"Bir maçta sekiz gol atacak pozisyona rahatça girmek ve de hiç gol yememeyi sağlama bağlamak için rakip takımdan en az kaç kişiyi satın almanız gerekir?. Bu kadar adamı satın alırsan, kokusu çıkmaz mı?. Bir itirafa milyonlar vermeye hazır gazeteler ve televizyonlar varken hem de.."
Aradan kaç yıl geçti. O Ankaragücü'nde oynayanların hepsi futbolu bıraktı. Bir itiraf duyan var mı?. Bir belge gören, duyan..
Ama işte Fatih Altaylı kardeşim, hâlâ son olayları yorumlarken, belki de ne kadar "Tarafsız" olduğunu da göstermek için "Zalad'ın yediği sekiz golün hesabı sorulmayacak" diyor, diyebiliyor, bunca yıl sonra.. (Fatih, benim bilmediğim bir şeyler biliyorsa, açık seçik yazmalı..)
Bu ne demek?..
Çamuru attın mı, izi böyle kalıyor işte.. Yıllar geçse bile..
Onun için yazmıyorum.. Yazmayacağım da.. ilk defa bu ülkede bu boyutta ve bu derece ciddi bir şike soruşturması, yargıya intikal etti ise, herkes, ama herkes susmalı ve beklemeli..
Yargıya ahkam kesmemek için.. "Suçu kanıtlanana dek, herkes masumdur" ilkesine sadık kalmak için.. Bu ilke yarın hepimize lazım olur..
Hiç kimseyi yargıdan önce mahkûm ve suçlu ilan etmeye hakkımız yok..
Sabırla bekleyeceğiz..

--spoiler--

http://sabah.com.tr/Yazar...ari-lekelemenin-kolayligi
bir kaç satır yukardaki gibi bozuk saat misali arada mantıklı konuşuyor.

--spoiler--
beşiktaş - istanbul büyükşehir belediye kupa finali oynuyorlar. bu kupa finali öncesinde beşiktaş'ın (üstelik de eski futbolcusu) ibrahim akın ile yeniden ilgilendiği gazetelere haber oldu mu? oldu. peki, ibrahim akın o maça çıktı mı? çıktı. bir de gol attı mı? attı.
şimdi ibrahim akın tutuklu, emenike serbest. bunun mantığını ben bulamıyorum. onun için de ben diyorum ki "demek ki savcıların elinde önemli bazı şeyler var bizim bilmediğimiz ki, emenike'yi serbest bırakırken ibrahim akın'ı tutukluyorlar. bu kararı veren de mahkeme."
savcı emenike'nin de, ibrahim akın'ın da tutuklanmasını istedi. mahkeme emenike'nin dosyasına baktı "bu serbest" dedi, akın'ı tutukladı. ne farkı var bu ikisinin?
dışarıdan bakınca emenike'nin suçu daha ağır.
adam oynamamış adam transfer olmuş fener'e. ibrahim akın oynamış, gol atmış, beşiktaş'a transfer olmamış. o suçlu, emenike suçsuz.
--spoiler--
amy winehouse'nin ölümü hakkında 'su testisi su yolunda kırılır' yorumu beklediğim kişi.
amy winehouse'un ölümünün ardından ne yazacağını merak ettiğim gazeteci.
(bkz: hıncal cake)
testi gurusu.
"su testisi su yolunda kırılır" gibi talihsiz, ve kendini bitiren bir açıklaması vardır.
o zamandan beri okumam kendisini. insan konuşmak kadar susmayı da bilmeli.
paul simon dinlemek için dinozor olunması gerektiğini düşünen zat.
Su yoludur. (bkz: su testisi su yolunda kırılır)
çok enteresan adam.

ama bende herhangibir şaşkınlığa neden olmadı.

medyatik iki kardeşi tanıyoruz. biri hıncal, diğeri öcal. şimdi yaklaş ve bi daha oku:

hınç-al ve öç-al! olum neyin intikamındasınız lan siz? bi de anne baba olacaksınız.

demem o ki bunların ailesi doğuştan psikopatmış abi normal yani bu adamın böyle olması. her şey froytla ilgili amskym.
"su testisi su yolunda kırılır" yazısından sonra benim için bitmiş, ve artık fikirlerini hiç mi hiç kaale almadığım köşe yazarı.
güncel Önemli Başlıklar