bugün

marksistlerin, marksist olmadan önceki ruh hallerini ifade eden düşünce grubu.

bazı insanların düşünmemesini, okumamasını, eğitim almamasını hatta yaşamamasını daha hayırlı bulurum ben. eğitim şart filan diyorlar ya hep aslında bu herkes için geçerli değil. benim için asla geçerli değil. eğitildikçe daha da kafam bulandı durdu. düşünmek zorunda kaldım çoğu zaman. o da bayağı bir kastı beni. bomboş bir testi olmak çok daha mükemmel olabilirdi benim için. gerçi yine öyleyim. sadece insanlar diploma sahibi diye biraz yalandan saygı duyuyor o kadar. diploma almadan önce de aynı genel düşüncelere sahiptim, aldıktan sonra da. yüzde 5'im anca değişmiştir. o da zevkler konusudur. eskiden hard rock dinlerken şimdi cohen ile sinatra'ya sardım mesela.

üniversitenin ilk yıllarında bir elemanla tanışmıştım. kendisi kürt idi. batman taraflarından. türkçeyi zor konuşuyordu. benim de güneyli olmam hasebiyle kaynaştık bu elemanla. sıcak kanlı bulmuştuk birbirimizi. okul dışında pek görüşemiyorduk nedense. bir tuhaflık vardı bu herifte. bir şeyler söylemek isteyip de söyleyemeyen kendini kasan tipler var ya, hah işte ondan. devamlı etaraftaki zengin veletlerine sövüyor, bir nevi aşağılık kompleksine giriyordu. bunu iyiden iyiye sorun etmişti. bense rahattım hiç öyle toplumsal duygularım yoktu. onu da rahat olmaya görmemesine ikna etmeye çalışıyordum.

bir gün evine davet etti. gittim. bahçeli lüks triplex bir evdi. neyse odasına gittim. duvarlarında marx ve che amcanın posterleri mevcuttu. nerdeyim lan ben dedim. sonra bilerek ve isteyerek bilgisayarına göz attım. bir sürü yazı, makale ve falan filan mevcuttu. bir bahane bulup evden çıkmak istedim o an. çocuk muhabbete girdi. böyle böyle dedi. uzun ve osuruktan bir siyaset muhabbeti yaptık. o anlattı ben dinledim. asosyal bir tip. tek arkadaşı benim okulda. diğer çevresinde de kimse yoktu. yalnızdı. kendini meşgul edecek bir şeyler yapması gerekiyordu. bulmuştu. marksistti.
marksist olabilmek için, sağlam bir literatür takip etmek (siyaset, felsefe, ekonomi vs.), özellikle de tuğla büyüklüğünde 3 ciltten müteşekkil kapital'i bitirmek gerektiği için, bu durum hiç bir şey olamamakla karıştırılmamalıdır. hele de tek bir kişi üzerinden zibilyon tane insanı genelleme yoluna hiç gidilmemelidir. yoksa adamın beyninden nöron alırlar kamil nöron. aptallıktan dünyanın en mutlu insanı olursun sonra.
ancak şekilde olabilecek olaydır, yurdumun anarşik geçinen ama converse marka ayakkabıyı ayağından çıkarmayan gencinin yaptığı olaydır. hani karşılaştırılır mı bilmiyorum ama (benim için aynı şey sayılır, ikisine de aynı mesafedeyim çünkü) ipsiz sapsız gençlerin gündüz gidip topluca eylem yapıp akşam gidip yine topluca sabaha kadar içmesi ya da kendini bi topluluğa ait hissedip dinle normalde alakası olmayıp ramazan geldi mi o iftar senin bu iftar benim dolaşmak gibi bişeydir.
sanırım asosyalim ben.
(bkz: hiçbir sey olamadım bari bok atayım)
(bkz: marksist olamadım bari hiçbir şey olayım)

diğer yandan:

--spoiler--
asosyal bir tip. tek arkadaşı benim okulda.
--spoiler--

--spoiler--
alone with everybody
--spoiler--

lan!?
(bkz: 3 2 1 gül gül gül)
kuvvetle ihtimal marksizmi dinsizlikten ibaret sayan canlının marksizmi "bir şekilde karalayayım da nasıl karalayayım" diye düşünüp bulabildiği cümledir. marks' tan ve marksizmden bihaberdir genelde bu tür canlılar.
marksist olmak için ciddi miktarda bilgi birikimi gerekir. dolayısıyla atmasyona kapalıdır bu alan.
halbuki dincilik öyle mi? gir damardan. at atabildiğin kadar. doldur cukkayı. sömür duyguları.

demek ki neymiş? hiçbir şey bilmeyen bile dinci olabilir ama marksist olamaz, sevgili potansiyel din tüccarı ahbap.
din öteki yaşamın kazanımlarından bahseder. marksizm ise toplumsal dünyevi yaşam ile ilgilidir.toplumsal kazanımlar amaçtır.herşeyden önce ekonomik yaşam ile ilgilidir. birbirine karıştırmayınız.
kapital'i okumadan fikir sahibiymiş gibi davranmanın komik olacağı durum. istenilse de olunması en zor şey belki de *.
(bkz: hiçbir bok olamadım bari troll olayım)
türkce derslerinde nedense okudugumuzu anladik mi sorularini anca ve anca kopya cekerek cevapliyabilen ve ezbere cevap veren benim pek güzel halkımın yapmiş oldugu seylerden biridir bu eylem.

istediğin kadar 3 cilti kıraat et, istediğin kadar dip notlari oku, istediğin kadar cebelleş püf noktayi kacirirsan sadece papağan bir hamal olursun.

kimseyi bağlamadan diyebilirim ki işin özü diyalektiktir.

ister materyalist olsun ister baska ufuklarda olsun bunu pas gecersen donukluğa mahkum olursun.

marksizmin varolan acilimlarini birşeylere karşı olmak için kullanilmasi ve utanmaksizin kitlere yalan söylenmesi klasik bir normdur.

elbette emek, özgürlük, paylaşım, faşo ağa, aglayan bebeler, tekerlek muhtar zart zurt söylemler kulağa tatlı geliyor ama işin özünü pas geçmek ve utanmadan bilimselliği pas geçmek ayiptir.

ne demiştik?

rasyonel bilimleri bilmeden siyaset için kullanilan bir kamp olmuştur marksizm.

diyalektiksiz, bol sloganli ve söz de bir marksizm ne yazık ki bafra sigarasi gibi koftur.

bu kofluğun ambalaji tatlidir ama içi boştur.

ne yazık ki bilim üretilmeyen bir coğrafyada bir çok seyi pas geçildiği için kozmosun yasalarına rağmen hala inatla bu tip gebeşlikler icra edilmekte ve sınıf atlamak için bir araç olarak kullanilmaktadir.

sonucunda dön baba dönelimcilik ve parsa topla benim içincilik falan filan edebiyati...

bilmem anlatabildim ki ey kariyun-u kiram?

(bkz: merhaba ben luburitifstim)
aslında, gerçek marksistler;

dört dörtlük bir marksist olmanın değil, marksist ideoloji'den daha iyi bir şeyler bulmanın aşkı ile yanıp tutuşurlar.

- pekiyi! bulan var mıdır?

yoktur. ama bu başka bir mevzudur.
Eskilerin " Hiçbir şey olamazsan bari bir öğretmen ol " sözünün kötü bir klonudur. Mantık aynı mantıktır. Cahilanedir çünkü marksizm bir meslek değildir. Okuma yazma bilen herkes marksist teoriler hakkında cilt cilt kitap okuyup konu hakkında kendilerini bilgilendirebilir. Ancak bu sözüm ona her sözünün arasına marksizme bir küfür sıkıştıran ya da marksizmin iktisadi paradigmalarını bilinçli bir şekilde tahrif eden Engin Ardınç ve Baskın Oran aydınlığından öteye geçmeyecektir. Zira Marksizmin iktisadi paradigmaları , ilkokul çağında ilk temel 100 eser gibi okunup bir kenara atılacak ve kapitalizmin krizlerinde bir emniyet subabı olarak " keynesçi " çıkarımlarla faydacı bir şekilde kullanılabilecek türden basit ve bilimdışı değildir. Evet günümüzde burjuvazinin her iktisatçısı kapitalizmin refahı ve sürdürülebilir yalanları doğrultusunda bir marksistir. Zira bu tahrif ve çarpıtmanın ötesinde saklı bir korku kendilerini sistemin sonunun bir teorisi olan marksizme karşı bilgili olmaya zorlamıştır. Marksizm ise zaten kapitalizmin eleştirisi üzerine ingiliz ekonomi-politiği ve fransız sosyoloji çerçevesinde şekillendirilmiş komünizmin el kitabı düşünceleridir. Bu bakımdan marksizm kapitalizmin iyi bir tahlilidir. Görüldüğü gibi marksizm ile liberalizm-kapitalizm arasındaki ilişki bilimsel - diyalektikken , kapitalizm ile marksizm arasındaki ilişki sınırları belirsiz bilimdışı amorf bir pragmatizmdir.
Bu bakımdan bir burjuva ideoloğunun ya da iktisatçısının marksizmi iyi bilmesinden daha normal bir şey yoktur. Ancak kesinlikle marksist değildir. Zira marksizm eksiktir. Marksizm salt ekonomi-politika üzerine dayalı bir kapitalizm eleştirisidir. Marksizmi gerçek anlamda devrimci kılan leninizmdir. Bunun sentezi de marksist-leninizmdir. Meselenin özü de zaten burada yatar. Karl Marx elbette teorinin mutlaka eyleme dönüştürülmesi konusunda sayısız yazı kaleme almış ve kitaplarında bunu öğütlemiştir. Ne tekim Lenin de tarihsel misyonunu en verimli bir şekilde sovyet halkı ile birlikte yerine getirmiştir ve teorinin doğruluğu kısmen de olsa kanıtlanmıştır.

Kısacası herkes marksist olabilir. Ancak mesele marksist-leninist olabilmekten geçer. Devrimci teoriyi pratik edebilendir. Kalkıp da burjuvazi ideologları/iktisatçıları gibi kapitalizmin ve lenin'in geniş tasvirini yaptığı emperyalizmin krizlerini marksizmin en yaygın tahrifatı " keynesçilik " çıkarımları ile " Marksizmi yeniden keşfediyoruz " söylemleriyle televizyon ekranlarında içi boş soyut ve bilimdışı safsatalar olarak insanlara yutturmaya çalışmak olsa olsa şark kurnazlığıdır. Ve zaten buradaki amaç da " marksizm " üzerinden para götürmektir. Çıkarın beni televizyona bak nasıl şakırdayacağım bülbül gibi.*