bugün

tanıdığın birine anlatmaktan çok daha mantıklı olan eylem. tanıdığım birine ne zaman derdimi anlatacak olsam kendimi onun derdini dinlerken buluyorum. şu an adam akıllı birinden akıl almaya o kadar ihtiyacım var ki param olsa psikoloğa gidecem ama öğrenciyiz malum, yok mu burda dert dinlemek ve akıl vermek isteyen hayırsever bi vatandaş bende sonra seninkini dinlerim bak valla. gülücük gülücük gülücük.

edit: 3 numaralı entry için geliyor (bkz: çok biliyon sen koduğumun dingili)
Alsancak barlar sokağında 1 lira karşılığında yaıplabilen eylem.
Anlatanlar, 3 günlük Sevgilisinden ayrılıp, bir sonrakini henüz bulamadığı için dertlenenler(!) oluyor genelde.

Yüzeysel aptallıklar, popülist ucuz dertler dinlenmeye değmez.

Edit: ahah nasıl yerine yazmışım tam. He çok dertlisin he öyle. O derdi, 5 gün sonra bulduğun insanin koynunda unutur, 1 ay sonra yine dertlenirsiniz siz moronlar.
çok rahatlatır. duyulmaz bilinmez. anlattığın yerde ve kişide kalır. hep aradığım budur ya.
Bazen sahil kenarında bankta tek başına oturan birine tüm derdimi anlatmak isterdim.
Şu an ihtiyacım olan tek şey bu sanırım. Var mı birileri de onları kendi derdimle sıkayım.
insanı rahatlatır. var sözlükte öyle yardımsever kişiler.
Daha kolay gelir. Çünkü tanıyan kişiler sizi tanıdığı öncülü üzerinden anlattıklarınıza yargı getirebilir ve yine aynı öncülle anlattığınızı değil, anlattığınızı sandığını anlar. Yabancı birisi asgari seviyede yargılar ve anlattığınız şeyleri hiçbir ön bilgisi olmadığı için temiz bir sayfadan anlamaya çalışır.

Ne var ki her iki koşulda da "destek olma" güdüsüyle size cevaplar ve tavsiyeler vermeye çalışır. Bu da iç dökmeyi biraz can sıkıcı kılar. Çünkü insanlar çoğunlukla anlamak için dinlemez, cevap vermek dinler.

Bu yüzden insanlara kendiniz yahut sıkıntılarınıza dair bir şey anlatmak çoğunlukla "söylemek" olur. çünkü anlatma eylemi anlatılan nesnenin dolaylı bir özne olarak anlamasına dayanır ama ortada anlamak yoktur, duyma vardır ve duyduklarından cımbızladıklarını kendi dünyasında cevaplandırma vardır.

Nihayetinde kimseye bir şey anlatmamayı öğrenmeli kişi. Hem yukarıda ifade ettiğim gibi bu iletişimsel anlam açısından nafiledir hem sizin düşünmeyeceğiniz düzeyde zekice cevaplar vermesi şüphelidir. Gidip kendinize bir kahve yapın ve zorlama iletişimlere iyi geceler dileyin.
Anlattığın kişi Psikoterapist olmalı.
Değil ise çaresiz ezik ve fakirsin, bu net.
itina ile dert dinlenir buyrun.
Bazen iyi gelendir.
Seni tanımayan dolayısıyla yargılamayacak ve senin hayatını sadece senin anlattığın kadar bilerek seni anlayabilecek biriyle sen odaklı sohbet etme eylemi olduğu için iyi geldiği ve rahtlattığı bilinen bir gerçektir.
ücretsiz dert dinlenir, fikir verilir, tecrübeler paylaşılır.

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; tanıdık birine derdinizi anlattığınızda ve ilerleyen zamanda o kişiyle aranız kötü olduğunda, bunu sizin aleyhinize kullanma oranı yüksektir.
Öncesinde bir az cesaret isteyen durum. Sonrası çorap söküyü gibi gelir.
sadece bir kere yapıp, yeni sıkıntılara neden olacağını farkettiğim anda kestiğim eylem.

kendinizle konuşmayı öğrenin bence gençler...
aslında herkesin hayalidir ama kimse yapmaz, yapamaz...
e sözlük bunun için var. burada hiç tanımadığımız insanlar okusunlar diye derdimizi yazıyoruz. tanıyan biri çıkar diye de kimliğimizi afişe edebilecek bilgiler vermekten kaçınıyoruz.
gelsin birisi anlatayım içimi kusayım.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar