bugün

Emeklilik için yapılabilecek en güzel plandır.
Ege ve trakya olursa evet diğerlerine hayır.
çünkü köylü herşeyi bilen insanların yaşadığı bir yerleşim birimidir.
senin onları dönüştürmen imkansız.
bir bakmışsın onlar seni ortaçağın karanlık sularında yüzdürüyor.
Her şeyden kaçamazsın suçların günahların seni takip eder lülülülü yar eylül.
Bir beyaz yakalı olarak birkaç yıldır fizibilitesini yaptığım ve birgün kafayı kırıp yeterin ulan skerim işini de gücünü de diyerek yapacağım şey.

Bunun için bir arıcılık kursuna gittim. Kovan bölme, birleştirme, bal sağımı, ana arı üretimi gibi birtakım şeyleri bizzat pratiğe döktüm. Arı hastalıklarını bizzat sahada gördüm, mücadele yöntemlerini öğrendim.

Sebze meyve tarımı, kalem aşısı, ağaç zararlıları, ağaç bakımı, çapalama, sulama, ilaçlama gibi konuları araştırdım. Yine bir çoğusunu bizzat uygulayarak deneyim kazandım.

Kanatlı kümes hayvanları, yumurta tavukçuluğu gibi konularda zibilyon sayfa döküman okudum. Tavuk yemledim, folluktan yumurta topladım. Kuluçka makinesi, tavuk yolma Makinesi kullandım. Kümes temizledim. Ciğerlerime kesif tavuk boku kokusu çektim.

Şimdi hedefimde 150 kök ceviz ağacı, 100 kovan arı ve 700 tavukluk bir çiftlik projem var. Sayıca pek fazla olmamakla beraber belki büyükbaş/küçükbaş hayvancılık ünitelerini de bu sisteme ekleyebilirim. Peynir ve sucuk pastırma gibi ticari süt/et ürünlerinin üretimine vakıfım.

Bakalım hepsini pratiğe dökmek an meselesi.
Her ne kadar her şehirlinin hayali olsada, davulun sesinin uzaktan hoş geldiğini düşündüğüm durum. Benimde hayalim büyük bir minibüsü karavana çevirip orada yaşamak.
Düşüncesi bile rahatlatıyor. Muhtemelen şartlar daha zordur ama Beden yorgunluğu ile zihin yorgunluğu arasında dağlar kadar fark var, şahsen beden yorgunluğunu zihin yorgunluğuna tercih ederim ki yorulduktan sonra oturup sıcak bir çay içmek bile çok daha fazla keyif verir.
Annemle babamı ikna etmeye çalışıyorum uzun zamandır köye yerleşmek için ama göze alamıyorlar bakalım zaman ne gösterir, şu okul hayatı bi bitsin de....ah ah.
Hayaller beyaz gerçekler siyahtır.
Çoğu köylü köyüne gelen şehirliden nefret eder.
Herşey uzaktan iyidir. Burası amerika değil.
Köylerdeki dedikodu, mahalle baskısı , herşeyini merak etmeleri ve fütursuzca sorabilmeleri hiç bir yerde yoktur. Tabii köycülük oynanabilecek suni oluşturulmuş bir bodrum köyü değilse. Bu etmenleri de düşününce köye yerleşmekten hemen vazgeçiyorum.
Arkadaşlarınız "can"lı müzik dinlerken, "çan"lı müzik dinlemektir.
Köy muhtarının "bugün akşama" şeklinde başlayan anonslarına tebessüm etmektir.
Bazen 60 hanenin bile kalabalık gelmesidir.
Yılan, çiyan, sarı kız örümceği(bakın burası çokomelli), fare ve türevlerinin sıradan gelmesidir.
Alış-veriş için kasabaya indiğinizde, hemen eve dönmek istemektir.
Gürültü ve görüntü kirliliğine uyumsuz hale gelmektir.
Bir sonraki aşama için (bkz: her şeyi bırakıp ormana yerleşmek)