özlük haklarını geri alabilmek için 70 gündür ankara'da eylemde olan ve sabah namazını kılmak için Kocatepe Camii'ne giderken alkollü bir sürücünün kullandığı lüks arabanın çarpması sonucu hayatını kaybeden talihsiz işçi. hayata 3-0 yenik başlayıp boynu bükük ölenlerden. polis ise an itibarı ile cenaze töreninde olay çıkabileceği gerekçesiyle uysal'ın naaşını akrabalarına teslim etmiyor. başbakanının kimsesizlerin kimi olduğunu iddia ettiği sosyal devlette insanlar polis ve devlet korkusundan cenazelerini alamaz hale geldiler. bir emniyet teşkilatı düşünün ki %90ı fethullah gülen'in emir kulu olmuş ama ona rağmen ölüye bile saygıları yok. bir başbakan düşünün ki en çok oyu garibanlardan almış, 70 gündür ayazda direnen işçiler için kılını kıpırdatmıyor.

(bkz: ölülerinizi hayırla yad ediniz)
(bkz: seni asker değil tekel işçileri götürecek)
Hakkını ararken trafik sonucu kaybettiğimiz tekel işçisi abimizdir. Samsunlu bir arkadaşı tarafından kendisine bir de mektup yazılmıştır ve hamdullah abimizin eşi tarafından okunmuştur.

"
Sevgili Dostum,
Açlık Grevinde giydiğin kefenin üzerine “ölüm değil beni korkutan, çocuklarımın geleceğidir” yazmıştın ya hani!
Oldu mu şimdi? Çocuklarımızın geleceğini, güzel günlerimizi ve kazanımlarımızı görmeden gitmek var mıydı?
Ben Ankara’da kalırım, hiç gitmem artık derken bunu mu haber veriyordun? “Her ölüm erken ölümdür” de, senin ki çok erken oldu be kardeşim.
içinden fırtınalar gelip geçerdi de, yalnızca gözündeki hüznü görürdük. Acı tebessümünü neredeyse tüm fotoğraflarında fark ederdik etmesine de elimizden bir şey gelmezdi.
“Ölmek var dönmek yok” direnişimizin temel sloganıydı! Kararlılığımızı haykırmak içindi. Senin bunu böyle ciddiye alman gerekmezdi!
Can Dostum,
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Seni kaybetmenin acısıyla mücadelemiz bambaşka bir boyutta şimdi. Senin için de kazanmalıyız artık. Bize büyük bir sorumluluk yükledin.
Kardeşim Hamdullah,
Tekel Direnişi’nin ilk gününden beri kendine ve bize tekrarladığın sözcükleri geri sardığımızda; sanki olacakları biliyordun. işte bu yüzden acımız daha fazla… daha derin…
Türk-iş’ in tam karşısında, Karacaoğlu’nun önündeki direkte (kısa boyu nedeniyle) en alttaki imzayı atan “küçük dev adam” seni büyük bir özlemle anıyoruz. Direği terk ederkenki kızgınlığın. Çadırların düzenini sağlamaktaki kararlılığın. Davetsiz ziyaretçilere (!) yönelik tavrın. Hangi birini anlatacağız.
Olacaksan bir şey işçi Sınıfı Kahramanı Ol!
Olacaksan bir şey Hamdullah Uysal Ol!
“Sözler akşam üstleri insanı ısıran tatarcıktan başka bir şey değildir. Sözler insana tatarcıklar gibi eziyet eder, mezarına değin kovalarlar onu! Ama mezardan öteye de gidemezler…” Şimdi sözlerin seni incitemeyeceği yere geçtin Hamdullah!
Kardeşim Hamdullah,
Seninle şakalaşmalarımızda, senin kendini medyada gösterme merakında olduğunu söyler, seni kızdırırdık ya hani! Seninle ilgili o acı haberi tüm televizyonlar verdi vermesine de, bu şaka değildi ki. Kocaman dramatik bir ironiydi. Keşke bu kadar ünlenmeseydin be kardeşim! "
diğer ezanlar gibi başlar, Allahu ekber! Allahu ekber! daha uzunu yoktur ama nedense pek farkedilmez. şu dünyadaki en az cevap verilen çağrıdır, en az icabet edilen davet. en derin, en tatlı dilimini bölmekte zordur uykunun, sıcacık yatağı bırakmakta.

işte o sabah, bu ilahi davete cevap vermekte zorlanmayan az sayıdaki insandan biriydi o. Adı Hamdullah Uysal .zaten günlerdir yatacak rahat bir döşeği yoktu onun. içine girecek, günlerdir sırtına, beline vurmuş betonun soğukluğunu, sızısını unutturacak sıcak bir evi. deliksiz bir uyku nasıldır çoktan unutmuştu, rüyalarını uykudayken görmüyordu artık, gözünün önünden hiç gitmeyen hayalleri ankara'nın ayazında onu ısıtmaya yetermiydi, bilmiyorduk. sobada ısıttığı suyla abdest aldı belki de ve kocatepenin o dik yokuşunu sabah mahmurluğuyla zorlanmadan çıktı. Az önce huzurundaydı, şimdi yanında...

Allah son duanı kabul etsin Hamdullah, kimlere bela, kimlere hayır dilediğini tahmin edebildiğim son duanı.
Allah kabul etsin...
yoldaşlarının direniş şehidimiz seni asla unutmayacağız sloganlarıyla uğurladığı ölümsüz direnişçi.

son yolculuğuna yoldaşlarıyla birlikte uğranılmasına izin verilmeyen emekçi.

arkadaşları hamdullah uysal'ı son kez çadırkente getirmek istemişlerdi, ancak bu isteklerine polisler biber gazı ve şiddetle karşılık verdi. yetmedi desteğe gelen öğrencilere saldırdı.

hamdullah abi en son konuştuğumuzda da demiştin, ölürüm de 4-c ye imza atmam diye.

evet, imza atmadın...

seni unutmayacağız.

(bkz: hamdullah uysal ölümsüzdür)
amasya/gümüşhacıköy'lü eski tekel işçisi,rahmetli.direnişteydi.dindar bir işçiydi.sabah namaz kılmaya giderken araba çarptı hamdullah uysal'a.kurtarılamadı.ismi direniş şehidi olarak tarihe geçti.işte tekel işçileri herşeyi göze alabiliyorlar.tekel işçilerine bok atan haşereler kendinize bi bakın.siz ne boksunuz acaba?onların kavgası vatan ve ekmek kavgası.sizin bu hayattaki amacınız ne lan?