günün konusu

dünya'da, türkiye'de, sözlükte* en çok konuşulan gündemi oluşturan, bir nevi günün olayı...
bu gün ise;
emolar kimdir, besin zincirlerini nasıl kurarlar, tam olarak neye benzerler, nasıl ölürler... evet günün konusu kısaca emolar...

(bkz: çocuğumu yogaya mı yoksa pilatese mi göndereyim)

sadece bugünün değil, son bir haftanın konusudur ve bu yüzden
(bkz: emo kusmak)

bir de şöyle olabilir;
+kız ayten duydun mu bizim hatice düşük yaptı...
-evet kız kocası dürttü de ondan oldu diyorlar.
+vahh vahh... kızcağızın başına gelenler...
bu da altın günü konusu iğrençleştim bir an...

uludağ sözlükteki olağan ve değişmeyen konu eski sevgilidir.

evet uludağ sözlükte günün konusu nesil savaşları...

e* m* o*
ölçüler bardakla, kaşıkla...

kesinlikle michael jackson. buraya kadar her şey normal: adam ölmüş... seveniyle, sevmeyniyle allah rahmet eylesin. ancak; asıl günün konusu ise; ölen kişiyi tacizci ilan edenler ile gençliğinde bu sanatçıyı dinlemiş, ona bir sevgi besleyen yazarlar arasında sözlük içi gereksiz bir tartışmanın sol frameyi an itibariyle aşırı derecede meşgul edişidir.

michael jackson. dün gece hastaneye kaldırılma ve ölüm haberinin ulaşması ile beraber sol framede sürekli kendisi hakkında başlıklar açılmıştır.

bu yazıyı sana yazdım. yok sana değil arkandaki şahısa yazdım. yok lan o değil, öbürü... an itibariyle bu şekilde atışmalar işgal etmekte sol frameyi ibret alıyoruz izlerken ve okurken efenim...

damacanalı sapığımız naci k sözlüğümüzün ve türkiyemiz'in gündemine bomba gibi pompalamış şey pardon, düşmüştür.
(bkz: canım türkiyem)

(bkz: nesil savaşlarına gel)

Radyolar'ın klasikleşmiş olayı.

- evet sayın dinleyiciler bugünün konusu bukalemunlar aslında öküzdür.
Bunun gibi saçma ve gereksiz olur genelde.

2 temmuz sivas olaylarıdır. yarra yering sponsorluğunda devam edecektir tüm gün.

alevileri sömürmekten bıkmayan komünistler alevileri yine sömürmeye devam edecektir. çoğu sol tandanslı haber sitelerinde başladı sabahın ilk ışıklarında tavan yapacaktır bu mevzu sonra akşama kadar sanal alemin ağzında sakız olacaktır.

an itibari ile aziz yıldırım'ın tahliyesidir. 3-4 saat daha bu şekilde gider tüm başlıklar aziz yıldırım'ın tahliyesi üzerine olur sonra normale döner herhalde. *

azizin tahliyesidir.

sol frame ye sıçan sıçan an itibariyle.

hrank dink'in katilinin tahliye olması. :/

kazaklara handikap verin.

terim istifa.

Tom robbins'in parfümün dansı adlı kitabındaki ilk giriş bölümünün adıdır.

"Pancar sebzelerin en keskinidir. Turp elbette ki daha ateşlidir, ama turpun ateşi soğuk bir ateştir. Hoşnutsuzluğun ateşidir, yoksa ihtirasın değil. Domates doğrusu şehvetlidir. Fakat onda da bir sualtı akıntısı halinde uçarılığı, havailiği sezersiniz hep. Pancarlar ise korkunç ciddidir.
Slav halkı, fiziksel özelliklerini patatesten, için için kaynamalarını turptan, ciddiliklerini ise pancardan almıştır.
Pancar aslında melankolik bir sebzedir. Istırap çekmeye onun kadar isteklisi yoktur. Örneğin insan şalgamı ne kadar sıksa, kanatamaz...
pancar tıpkı suç yerine geri dönen katile benzer. Vişnenin havuçla işi bittiğinde ortaya çıkan şeydir pancar. Sonbahar mehtabının kuşaklar önceki, sakallı-bıyıklı, çoktan gömülmüş atasıdır. Fosilleşmesine ramak kalmış! Karaya oturmuş ay-gemisinin plazma damarlarıyla dikilmiş koyu yeşil yelkeni; bir zamanlar ayı yeryüzüne bağlayan uçurtma sicimi, şimdi çamurlu bir bıyığa dönmüş, yerkürenin derinliklerinde yakut bulmak amacıyla kazıya girişmiş.
Rasputin'in en sevdiği sebzeydi pancar. Adamın gözlerinden belli zaten.
Avrupa'da mangel-wurzel denilen iri bir pancar türü yaygın biçimde yetiştirilmektedir. Belki bizim rasputin'de izlerini gördüğümüz bu türdür. Wagner'in müziğinde de mangel-wurzel'in var olduğu kesindir. Adları pancardaki p-a... harfleriyle başlayan besteciler asıl başkaları olsa bile.
Tabii damarlarından kan yerine şekerli su akıtan beyaz pancarlar da vardır, ama bizim ilgilendiğimiz kırmızı pancarlardır. ikide bir utanıp kızaran, şişen, tedavisi imkansız bir basura benzeyen. (Aslında tedavi yolu büsbütün yok sayılmaz. Gider bir çömlekçiye sipariş verir, kendinize seramikten bir kıç yaptırırsınız...üstüne oturmadığınız zamanlar borç çorbası içmek için kâse diye de kullanırsınız.)
Eski bir ukrayna atasözü vardır: "pancarla başlayan hikâye şeytanla biter."
Eh, o riski göze almak zorundayız artık."