bugün

bir kadın olarak üzülerek kabullendiğim gerçektir.

günümüz derken 90 sonrası nesilden bahsediyorum. resmen çürükler yahu. sorumluluk almayı bilmeyen, kazık kadar olup hala babasının sırtından geçinen tiplerden bahsediyoruz. aralarından 3-5 tane adam ya çıkar ya çıkmaz. bu devirde çalışkan, instegram ya da facebook hesabı olmayan adam bulunca kaçırmamak lazım.

yoksa sohbet ederken sizden çok telefonuna bakan, gss borcunun takibini bile yapamayıp buralarda zırlayan heriflerden bir hayır gelmeyeceği ortada.

edit: günümüz kadınları da pek farklı değil. hatta daha beterler diyebilirim. haksızlık olmasın.
tencere kapak misali. gunumuzun kizlari da cok becerikli degiller...

dogruya dogru haksizlik olmasin simdi.
meyve suyu ve topkekle büyümüş nesil bunlar..kendi işlerini yapmayı öğrenememiş, birey olmayı becerememiş, bi bardak suyu annesinden bekleyen erkekler ve kızlar..sosyal medya yoksa onlar da yok..
Sikca rastlanilan durumdur, en basitinden bizler eskiden okullar kapandigi zaman babamizin buldugu dukkanlarda ciraklik yaparak kendi paramizi kazanmayi ogrenirdik, hayati ufaktan ufaktan gozlemlemeye baslardik. Fakat simdikilere bakildigi zaman cogu universiteyi bitirine kadar bir ise girip calismamis, hayatlari playstation, internet, sosyal medya olmus cikip arkadaslariyla iki muhabbet bile edemeyen ezik bir nesil.
Bizim çocukluğumuzda yaşın kaç olursa olsun hayatın içine bir şekilde dahil ederdi büyüklerimiz. Kimi dükkanına götürür çalıştırırdı , kimi evde annesiyle oturup yemek yapardı, kimi bir tanıdığın yanına çırak verilirdi.

Bir şekilde hayata dair tecrübe kazandırılıyordu.
geçenlerde okan bayülgen in bir tespiti vardı.
artık erkekler kadınlaştı, kadınlar erkekleşti diyordu. tespiti tamamen toplumsal davranışlar üzerine.

(bkz: #29607458) wers burada doğru söylemiş.

eskiden babamızın dükkanında veya piyasada herhangi bir işte çalışırdık. bizden bir fayda beklendiğinden veya yapabildiğimizden değil. sadece o ortamlarda bulunmamız istenirdi. günden güne ve sonra yıllar geçtikçe insan bu şekilde nerede nasıl davranacağını, büyüklere saygıyı, büyüklerle nasıl konuşulması gerektiğini, insanlara karşı sabrı, yeri geldiğinde susmayı veya konuşmayı, paranın ve emeğin değerini , yaşadığın eve bir katkıda bulunmanın tadını, karşı cinse saygılı olmayı, farklı gözle bakmamayı ve yerine göre davranmayı, düşüncelere ve her türlü insan tipine karşı tecrübeli olmayı ve saygı duymayı , kısaca insana dair değerlerin çoğunu çarşıdaki bir dükkanda öğrenebilir(di).
okulda öğretmen çocuğu terbiye edebilirdi. aileler buna ses çıkartmazdı.
şimdi aşırı korumacı bir ortam var ailelerde.
tamam şehirler gençler için artık daha tehlikeli ama çocuklar artık hayattan bypass edildi. ev içinde çocuğa hiç bir görev verilmiyor. tatillerde hayat deneyimi adına bir şey kazandırılmıyor. çocuk üniversite bitinceye kadar annesinin korumacı kanatları altında toz kondurulmadan, hayata dair en ufak bir fikri olmadan, tek derdi babasına aldıramadığı laptop veya iphone olaraktan yaşıyor.
üniversitedeyken elemanın biri yanımda annesiyle konuşuyordu. annesinden para istedi. annesi de sanırım paralarının olmadığını ve biraz sabretmesini söylemiş olacak ki bizim eleman açtı ağzını yumdu gözünü. sanırım bunlar yetiştirme tarzından kaynaklanıyor. işçi bir baba için 80 tl bir hatta 2 günlük yövmiye iken , o paranın nasıl kazanıldığından bihaber çocuk için 40 tl marjinal bir kafede bir tabak makarna ve yanında salata fiyatı olabiliyor. sen çocuğuna hayata dair hiç bir şey aşılamazsan o ilerde sana acımaz. çünkü bilemez. hayatı basit zanneder.
erkek veya kız farketmez, çocukları hayatın içine katmamız gerekir. ezmeden, travma yaşatmadan, ağır yükler altına sokmadan, çocukluklarından rol çalmadan onlara başarma duygusunu da tattırmamız gerek.

aksi halde hayata atıldıklarında, ömründe uçak görmemiş birinin pilot koltuğuna oturması gibi bir durum oluyor. tutunamıyorlar ya da yanlış yerlere tutunuyorlar.
Kesinlikle hakli önerme. kız erkek farketmeksizin beceriksizler. nasıl anne baba olacaklar bilmiyorum.
bilmukabele.

görsel
güncel Önemli Başlıklar