bugün

Her erkegin yavşak bir arkadaşı vardır, yoksa da o yavşak muhakkak taa kendisidir.
kizlar sicmaz.sicsada pembe sicar.
selpak taşıyan adamdan zarar gelmez.

zeytinburnu metro yakınlarında burnumu silerken
2013
Dolmuşta ortaya oturmak para alışverişinde kullanılmaktır. Eğer ortaya oturmak zorunda kaldıysan kulaklığı takıp depresyondaki bir ergeni canlandırmak zorundasın.
sana hep daha pahalı yeni bir ürünü satmaya çalışan, bilinçaltını boş işlerle dolduran medyaya, sisteme, "ünlüler" diye cümleye başlayan yavşak, sik kafalı türk basınına ve bu kahpe dünyaya kendini fazla kaptırma, arasıra mezarlıklara bir dur ve bak.
hiç beklemeden gelen toplu taşıma araçlarına yüzünde mutluluk, hüzün, yaşanmışlık yansımalarıyla koşar adım yürürsün, birde yaş ortalaması yüksek olmayıp, boş koltuk varsa bu mutluluğu anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır. o anda bile ertesi günü düşünürsün ve kesinlikle bu şans iki kere üst üste gelmeyeceğinin bilincindesindir. ertesi gün olur gelmeyecek diye mutsuz ve umutsuz beklersin geç gelir ve böylece içinde bulunduğun sistem, düşündüğün teoriler bir bir gerçekleşir, eğer o günde hiç beklemeden geliyorsa bunda bir şey var demektir o yüzden binmezsin çünkü bu kadar iyi değilsindir ve bunu hakkedecek pek bir şey yapmamışsındır, gururlu olursun.
beklemek yoruyorsa, yorulmak da bekletir.
bir hatunla kısa süreli bakışmalar, sevişmeye götürebilir kişiyi.
acıktığını hissettikten sonra mutfaktaki bir yığın bulaşığı ve boş buzdolabını görünce tokluk hissi oluşur.
sıcak şarap kızı çarpıyorsa yavaş adımlarla uzaklaş, bir daha görüşme.
gece yatmadan önce güne ne yapacağın konusunda plan yaparak uyanmayı deneme çünkü illa bir aksilik yada farklılık çıkar. bu seferde plana uymadığın için kendini sıkıntıya sokarsın.
saçı kısa kestiren kadın emekli öğretmen değilse, duldur.
Onu gereğinden fazla önemsediğini belli ettiysen artık onu önemsemiyormuş gibi davranamazsın.
Bir ortamda ''yani'' sözcüğü ne kadar sık duyuluyorsa o ortamdaki samimiyet o kadar azdır.
her zaman yerini dolduracak birileri vardır; ister iş hayatı olsun, ister aşk hayatı...
kabullendikçe acı azalır.
- haber vermeden aniden gelen misafir, kim olursa olsun dünyanın en kalın kafalı insanıdır
- ilk kez muhatap olduğu insana sen diye hitap eden insanların beyni yoktur
- sokakta yanında ki kadına bağıran erkekler hadım edilmelidir
- her zaman ama özellikle sokakta çocuğunu döven anne ve babaların çocuklarını devlet onlardan almalıdır.

Belki biraz acımasız oldu ama bu tür insanları sevmiyorum sevemiyorum, elimde değil..
amerika'ya amarika diyen adamla siyaset tartışılmaz.
dünyadaki bütün sınırlar kaldırılsa, bütün yemekler yerel yemek olur.
Bir tartışma veya konuşmada Bağıran, hakaret eden, üste çıkmaya çalışan kişi suçludur ve vicdanı rahatsızdır. Haksız olduğunu bildiğinden karşı tarafı ezmeye çalışıyordur. Haklı olan taraf her zaman daha sakin, mutedil ve yapıcıdır. Çünkü kendinden emindir.
çokluğun size fayda sağlayabileceği tek ortam "sınıf kavgası"dır.

(bkz: nerede çokluk orada bokluk) sözünü kendimize referans alırsak şayet, bu konuda ne kadar kazançlı çıkabileceğimize kısa vadede tanık oluruz. az ve öz, kemikleşmiş, kalender dostlar edinin. ayrıca "en büyük delikanlılık, efendiliktir" efenim..

okul yanı park meydanı
sene 2006
zamanının değerini bilmeyen insanların davranışlarında rasyonalite aranmaz. söz konusu dahi olamaz. irrasyonal eylemlerine ve söylemlerine ağırlıklı olarak şahit olunur.

edit: eksileyen kişi anlamadı sanırım. canı sağolsun. *
yandaki kuyruk her zaman daha önce biter.

(bkz: murphy rules)
sinir ve stresten gebermeme savaşımı üzerine kuruludur günler.
Bir insan iyi kalpli, sevecen, konuşkan, esprili, ideal insan denecek biriyse, eşi mutlaka tam tersi soğuk, fesat, dırdırıyla insanı canından bezdiren bir tiptir. Dışarıdan uyumlu görünseler bile evde soğuk rüzgarlar esiyordur. Biri diğerine hayatı zehir ediyordur.

Dengine düşen pek yok yani. işte ben de bundan korkuyorum.