bugün

http://video.milliyet.com...rmisiz_1_50382.htm?auto=1

--spoiler--
öte yandan konuyla ilgili açıklamada bulunan sağlık bakanı akdağ, engelli nurullah mehmetoğlu'nun kendisiyle görüşmek istediğini belirterek, "iyi niyetle buyur gel görüşelim diyorum. kadro verecek misiniz diyor, ben de yok kadro vermeyeceğiz dedim. kızmak, çıkışmak gibi bir şey yok. birbirimize gayet nezakatle yaklaştık" dedi
--spoiler--

senin nezaketin buysa kendimi dünyanın en nazik kişisi ilan ediyorum.
bu beyanatın üzerine şöyle bir empati kurmayı denedim de; ama olmak ne kötüymüş be arkadaş. mükemmel bir hayat var karşınızda, ne kadar her gün isyan içinde olsak da 'yaşıyorum ben!' diyebiliyoruz çok şükür. onu görebiliyoruz, işitebiliyoruz, koklayabiliyoruz, tadabiliyoruz ve hissedebiliyoruz... bu beş duyu organımızla algıladıklarımızın birinin bile yoksunluğunda insanın neler kaçırdığını tahayyül edebiliyor musunuz? ben empati kurarak belki de %5'ini falan edebildim, sonucu ise yaradana bir kez daha şükretmek oldu.

düşene bir tekme de sen vur mantığıyla yaklaştığımız takdirde engelli vatandaşlarımızı nasıl bu topluma kazandırırız, hiç bilmiyorum. lakin bildiğim tek şey varsa o da recep bey(!)'in yöntemiyle ancak ve ancak nefretin ve gözyaşının hüküm sürdüğü bir vaziyete düşeceğimizdir.
eğer vicdansız olsaydım başına aynısı gelsin de yaşa derdim, ama kısmen de olsa biliyorum zorluğunu kimsenin başına gelmesin böyle engeller sayın bakanım kimsenin çok zor kelimeyle anlatılmaz.
bakan akdağ " gözlerin görmediği halde sana iş vermişiz daha ne " diyerek asıl engellinin o vatandaşımızın değil, kendisinin olduğunu böylece hepimize bir kez daha göstermiş oldu. hayaldi, gerçek oldu.
sağlık; insanın kendini ruhen, fiziken iyi hissetme halidir. bu bir tıp öğrencisine öğretilen ilk tanımlardan biridir. karşıda sağlığını kaybetmiş bir insan varken, bu şekilde konuşmak bir sağlık bakanına yakışır mı? gerçekten düşünülmesi gerekli gerçekten.
kim bilir? görme engelli vatandaşımızın yüreğinde özründen daha büyük yara açmış açıklamadır. olaya resim olarak baksak dahi sana meramını anlatan bir insan var karşında dinlemek belki geçiştirmek yerine.. sen kalk reklama gir. bu bugünün siyasetçisinin portresidir aynı zamanda. sadece akp ve tayfası için değil, o koltuğa oturmaya meraklı herkesin, politikacının huyudur zaten bu milletin olan kaynakları babalarının malı imiş gibi gerine gerine peşkeş çekmek.
kısıtlı bir beyin ile bakanlık vermişiz, daha ne. çalışacak para kazanacak. hadi bakalım.
(bkz: gözlerin görmediği halde sana iş vermişiz daha ne)
beynin olmamasına rağmen seni bakan yapmışlar ya daha ne diye serbest çağrışım yaptıran bir hededir.Türk halkı vicdanlı olanlar allah aynı zorluğu sana versin gör gününü der ya neyse.
beyni ve şerefi olmadığı halde bakan olabilen orospu çocuklarını hatırlatmıştır bana. alakasız bir bakanımız akılma geldi öyle, tabi ki sayın recep akdağ'dan bahsetmiyorum.
seninde gönül gözlerin körelmiş be recep !
yazık ki bu adamlar yönetiyor bizi.
sayın bakan haklıdır. hiçbir engeli olmamasına rağmen milyonlarca insan işssizdir. Kendisi görmemesine rağmen iş bulmuş bide beğenmemektedir. doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar ne de olsa.
senelerdir insanlarının aç açına yaşamasına göz yuman, fazla yemekten yağ bağlamasına rağmen geceleri aç yatan milyonlarca insanı düşünmeden rahatça uyuyabilen, köpeklerine para yediren ama işçisini görmezden gelen bir devlet bakanından beklenecek sözdür.
beşi beş liradan beş kuruş etmeyen bakanlardan bir vecize daha.
insanlıktan nasibini almamış hayvanların ülkemizi yönettiğinin son kanıtı.
allah belanızı versin be.
burada hiç kimseye akp'ye kızmasın. liberalizmin toplumsal izdüşümüdür bu olay. hatta tebrik etmek lazım ki , bu kadar net ifade etmiştir durumu eyyam yapmadan. bu düzen garib gurebayı ezer ve anca nafaka verir, o nafakaya da asgari ücret adı verilir.
recep akdağın yaptığı eylem başa kakmadır. " sen körsün zaten bir işe yaramıyorsun verdiğimiz işi sus ve yap" demiş kadar olmuştur. bu mudur insanlık? bu mudur yöneticilik? bu mudur dine bağlılık? aslında bu insanların bu tür davranışlarını fazla yadıgamamak gerekiyor. onları bu konuma getirenlere ne zaman saygı gösterdiler ki. bundan sonra göstersinler...
akpnin kendini bilmez bakanlarından birinin ettiği aşşağılık bir laf daha. sosyal devletten bahsediyorsak, ona iş vermek senin görevin. insiyatifin değil. dağıttıkları kömürleri anlatırken, "biz sosyal devletiz. bütün vatandaşlarımızın refahı bizim tek amacımız." diye mitinglerde haykırmak kolay ama. tabii. nasıl işlerine geliyorsa, öyle. tutarsızlık, yavşaklık bunların içine işlemiş lan. taşak geçiyorlar milletle.
bilinçaltının bir anlık gaflet içinde dile gelmiş halidir. yoksa her şeyin halk için yapılmadığını biz zaten biliyorduk.

edit: hiçbir şeyin de...
buna dense dense "sen de iyice salak olduğun halde seni de bakan yapmışlar, dinlesene adamın maruzatını" denilebilinir ancak.
akp zihniyetinin engellilere nasıl yaklaştığının bir örneği daha.
engelli vatandaş, "müteahitle problemimiz var diyor". normal bir insanın vereceği tepki; "nedir kardeşim hayırdır" falan olur değil mi?

bu adam daha ilk saniyede tarafını belli ediyor..yani eğer bi tarafta müteahit diğer tarafta engelli vatandaş varsa bakan olacak zat o verdiği cevapla "benim yanım mütaahidin yanı" diyor...

e benim bildiğim bu bakan kabinenin en muhafazakar bakanlarından biri...5 vakit namaz kılıyor..

ben çok merak ediyorum o namazlarda allah'la başbaşa kaldığında allah'a ne diyor..nasıl çıkıyor onun karşısına...

ben allahın engelli bir kuluna bunu dedikten sonra utanır çıkamam allahın huzuruna çünkü.
(bkz: gözlerin görmediği halde sana iş vermişiz daha ne)
akp nin sosyal devlet anlayışını net bir şekilde yansıtan recep akdağ ifadesidir .
bu adam ve partisi nasıl bir ideolojiyi savunuyor , gayeleri nedir , gerçekten çok merak ediyorum .
engelli vatandaş keşke şöyle cevap verseymiş;

- karakter olmadığı halde sana oy vermişiz. daha ne!
güncel Önemli Başlıklar