bugün
- icardi190527
- hamas bir terör örgütüdür15
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- futbolcu ismiyle nick almak12
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü13
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- artificialintelligence9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım14
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
lermontov eser. kitabın ismi türkçe'ye çevrilirken rus dil bilgisinden kaynaklanan bazı sıkıntılar yaşanmış sanırım.
(bkz: çağımızın kahramanı)
(bkz: çağımızın bir kahramanı)
peçorin denen adamın hikayesinden bahseder.
--spoiler--
yolculuk kafkaslarda başlıyor...
--spoiler--
(bkz: çağımızın kahramanı)
(bkz: çağımızın bir kahramanı)
peçorin denen adamın hikayesinden bahseder.
--spoiler--
yolculuk kafkaslarda başlıyor...
--spoiler--
lermontov bir gün ava çıkmış ve bir bakmış ki tek kurşunu kalmış karşısında da yaban domuzu ya kafasından vurup aşağı inderecekmiş ya da oracıkta can verecekmiş o da tek atış yapmış ve yaban domuzu falan kalmamış etrafta. işte öyle bir kitap tek atış! ve güm!
--spoiler--
"Evet" dedim, "Çocukluktan beri budur benim kaderim. Herkes yüzümde kötü duyguların belirtilerini aramıştır hep, pysa hiçbir kötülük yoktu içimde. Ama onlar var olduğunu düşünüyorlardı, istedikleri de oldu sonunda. Alçakgönüllüydüm, gösteriş meraklısı olmakla suçladılar beni: Bu yüzden açılmaz oldum insanlara. iyiyi ve kötüyü ruhumun derinliklerinde hissediyordum. Hiç kimse sevmiyordu beni, herkes gururumla oynuyordu: Kin güden bir çocuk olup çıkmıştım. Ama öteki çocuklar gülüp eğleniyorlardı, konuşkandılar. Ben kendimi onlardan yukarıda görüyordum, onlar ise beni kendilerinden aşağıda. Kıskanç bir çocuk olmuştum. Bütün insanları sevmeye hazırdım, ama hiç kimse anlamıyordu beni. Böylece kindar biri oldum. Renksiz gençlik yıllarım kendimle ve dünyayla savaşarak geçti. Alay edilmekten korktuğum için en güzel duygularımı yüreğimin derinliklerine gömdüm. Orada ölüp gittiler. Gerçeği söylüyordum, inanmıyorlardı, bu kez yalan söylemeye başladım. Dünyanın ve toplumun çarklarının nasıl döndüğünü iyice öğrenince yaşam biliminde usta oldum. O zaman, başkalarının böyle bir ustalıkları olmadan nasıl mutlu olduklarını, benim yılmadan ermeye çalıştığım o mutluluğa hiç çaba harcamadan nasıl erdiklerini anladım. işte o zaman bir umutsuzluk çöktü içime. Ama tabancayı şakağa dayayarak son verilen umutsuzluklardan değildi benimki. Sevimlilikle ve içten bir gülümseyişle gizlenmeye çalışılan soğuk, güçsüz bir umutsuzluktu. Ruhsal yönden sakattım artık. Ruhumun yarısı yoktu. Kurumuş, buharlaşıp gitmiş, ölmüştü. Kesip attım o yarısını. Oysa öteki yarısı kıpırdıyordu, canlıydı, herkese hizmete hazırdı, ama kimse fark etmedi bunu, çünkü öteki yarısının yok olduğundan kimsenin haberi yoktu.
--spoiler--
--spoiler--
"Evet" dedim, "Çocukluktan beri budur benim kaderim. Herkes yüzümde kötü duyguların belirtilerini aramıştır hep, pysa hiçbir kötülük yoktu içimde. Ama onlar var olduğunu düşünüyorlardı, istedikleri de oldu sonunda. Alçakgönüllüydüm, gösteriş meraklısı olmakla suçladılar beni: Bu yüzden açılmaz oldum insanlara. iyiyi ve kötüyü ruhumun derinliklerinde hissediyordum. Hiç kimse sevmiyordu beni, herkes gururumla oynuyordu: Kin güden bir çocuk olup çıkmıştım. Ama öteki çocuklar gülüp eğleniyorlardı, konuşkandılar. Ben kendimi onlardan yukarıda görüyordum, onlar ise beni kendilerinden aşağıda. Kıskanç bir çocuk olmuştum. Bütün insanları sevmeye hazırdım, ama hiç kimse anlamıyordu beni. Böylece kindar biri oldum. Renksiz gençlik yıllarım kendimle ve dünyayla savaşarak geçti. Alay edilmekten korktuğum için en güzel duygularımı yüreğimin derinliklerine gömdüm. Orada ölüp gittiler. Gerçeği söylüyordum, inanmıyorlardı, bu kez yalan söylemeye başladım. Dünyanın ve toplumun çarklarının nasıl döndüğünü iyice öğrenince yaşam biliminde usta oldum. O zaman, başkalarının böyle bir ustalıkları olmadan nasıl mutlu olduklarını, benim yılmadan ermeye çalıştığım o mutluluğa hiç çaba harcamadan nasıl erdiklerini anladım. işte o zaman bir umutsuzluk çöktü içime. Ama tabancayı şakağa dayayarak son verilen umutsuzluklardan değildi benimki. Sevimlilikle ve içten bir gülümseyişle gizlenmeye çalışılan soğuk, güçsüz bir umutsuzluktu. Ruhsal yönden sakattım artık. Ruhumun yarısı yoktu. Kurumuş, buharlaşıp gitmiş, ölmüştü. Kesip attım o yarısını. Oysa öteki yarısı kıpırdıyordu, canlıydı, herkese hizmete hazırdı, ama kimse fark etmedi bunu, çünkü öteki yarısının yok olduğundan kimsenin haberi yoktu.
--spoiler--
güncel Önemli Başlıklar