bugün
- diyanetin türkleri araplara şikayet etmesi13
- sözlükteki 11 yaşında yazar olması8
- abber'ın ruh hastası olması10
- yazarların başarılı olduğu dersler11
- kürt kızlarının namuslu olduğu gerçeği16
- herkes fakirse neden avmler dolu12
- kendini hunharca teşhir eden liberal türk kızları15
- diamond tema11
- çinliler her şeyi üretebiliyor türklerin neyi var12
- buralarda dinsiz denen bir tarzan varmış14
- memati192310
- sevgiliyle aynı evde yaşamak8
- ismeti yazar yapan moderatör13
- anın görüntüsü16
- memati1923'ün gelişiyle başlayan süreç13
- gideon reid morgan jj45
- babalar günü15
- özge özacar'ın memeleri13
- kaka'nın eşinin boşanma gerekçesi8
- hoşlanılan kıza bayramda mesaj atmak11
- kurban eti dağıtmak mecburi mi10
- yatakta fırtına gibi esen erkek12
- inciden yazar nakli13
- güzel kadınların problemli olması19
- yazın göt boyunda şort giyen kızlar9
- dünyanın en güzel kızlarının olduğu ülkeler9
- özgür özel11
- ups boobss nickli yazar29
- yazarlarin orgazm olurken kurduklari cumleler11
- 15 haziran 2024 macaristan isviçre maçı9
- kitap okuyan erkek11
- erkeklerin hiç iltifat almaması13
- 14 haziran 2024 almanya iskoçya maçı19
- 5 milyon tl verseler fatih ürekle sevişir misiniz17
- erkekte en seksi göz rengi hangisidir sorunsalı15
- moda iskelesi8
- yurtdışı çıkış harcı8
- iğneye iplik geçiremeyenlerin ioçk'yı eleştirmesi11
- insan olmaya ceyrek kala13
- hasan can kaya13
- kitapçıya gidip dakikalarca vakit geçiren dallama9
- turk kizlarinin rus kizlardan daha guzel olmasi15
- kızlar kilolu erkeklerle seksten zevk alırmı30
- istanbul da yaşayan yazarlara soru10
- bazen ekmek arası salça yiyorum9
- hasan can kaya'nın gözaltına alınması9
- epeydir sozluge fotomu atmamis olmam9
ne kadar dönüp dolaşsam, yine de
hep o çıkmaz sokaktayım çaresiz
bir umut kırıntısı gözlerimde
yürüyorum durmadan, dalgın, sessiz
sokak o sokak, bense ben değilim
sanki bin yıllar geçmiş aradan
boşlukta bir şeyler arıyor elim
belki de mahşere dek bulunmayan
yitirdiğim neydi, aradığım ne
çöken ne yüreğime kurşun gibi
tanrım! ben mi değiştim söylesene
yoksa bende zamanlar mı eskidi
bir yerlere varmadan, nasıl böyle
hiç durmadan akıp gidiyor günler
yaşam diye verdiğin bu mu söyle
o mu sırtıma sapladığın hançer
bir çıkmaz sokağın sonunda, işte
suskun ve tek başına seninleyim
fanilikten ölmezliğe geçişte
bilmiyorum, söyle bana, ben neyim
sevdimse; verdiğin yürekle sevdim
sen açtın bu ufku karşımda sonsuz
yürüdüm bir yolun sonuna geldim
yıkık, üzgün ve paramparça onsuz
ölüm buysa, tanrım buysa yaşamak
sil alnımdan yazdığın bu yazgıyı
ya bir yere çıksın artık bu sokak
ya da öldür içimdeki tanrıyı!...
ümit yaşar oğuzcan.
hep o çıkmaz sokaktayım çaresiz
bir umut kırıntısı gözlerimde
yürüyorum durmadan, dalgın, sessiz
sokak o sokak, bense ben değilim
sanki bin yıllar geçmiş aradan
boşlukta bir şeyler arıyor elim
belki de mahşere dek bulunmayan
yitirdiğim neydi, aradığım ne
çöken ne yüreğime kurşun gibi
tanrım! ben mi değiştim söylesene
yoksa bende zamanlar mı eskidi
bir yerlere varmadan, nasıl böyle
hiç durmadan akıp gidiyor günler
yaşam diye verdiğin bu mu söyle
o mu sırtıma sapladığın hançer
bir çıkmaz sokağın sonunda, işte
suskun ve tek başına seninleyim
fanilikten ölmezliğe geçişte
bilmiyorum, söyle bana, ben neyim
sevdimse; verdiğin yürekle sevdim
sen açtın bu ufku karşımda sonsuz
yürüdüm bir yolun sonuna geldim
yıkık, üzgün ve paramparça onsuz
ölüm buysa, tanrım buysa yaşamak
sil alnımdan yazdığın bu yazgıyı
ya bir yere çıksın artık bu sokak
ya da öldür içimdeki tanrıyı!...
ümit yaşar oğuzcan.
Ben Kandan Elbise Giydim Hiç Değiştirsinler istemezdim
Kendinden birşeyler kattın
Güzelleştirdin ölümü de
Ellerinin içiyle aydınlattın
Ölüm ne demektir anladım
Yer değiştiren ben değildim
Farklılaşan sendin
Sendin bana gelen aynalarla
Sendin bana gelen sendin
Artık ölebilirdim
Bütün istanbul şahidim
Ben kandan elbiseler giydim
Bundan senin haberin var.
Kendinden birşeyler kattın
Güzelleştirdin ölümü de
Ellerinin içiyle aydınlattın
Ölüm ne demektir anladım
Yer değiştiren ben değildim
Farklılaşan sendin
Sendin bana gelen aynalarla
Sendin bana gelen sendin
Artık ölebilirdim
Bütün istanbul şahidim
Ben kandan elbiseler giydim
Bundan senin haberin var.
biliyorum sana giden yollar kapalı
üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni
ne kadar yakından ve arada uçurum
insanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
uyandım uyandım, hep seni düşündüm
yalnız seni, yalnız senin gözlerini
sen bayan nihayet, sen ölümüm kalımım
ben artık adam olmam bu derde düşeli
şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum oradan oraya
yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki
anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği
kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda
hangi şarkıyı duysam, bizim için söylenmiş sanki
tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini
çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu
bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri
rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
bu böyle pek de kolay değil gerçi
alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya
bunun verdiği mutluluk da az değil ki
çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki
inan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:
bir gece yarısı yazıyorum bu mektubu
yalvarırım onu okuma çarşamba günleri.
cemal süreya
üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni
ne kadar yakından ve arada uçurum
insanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
uyandım uyandım, hep seni düşündüm
yalnız seni, yalnız senin gözlerini
sen bayan nihayet, sen ölümüm kalımım
ben artık adam olmam bu derde düşeli
şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum oradan oraya
yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki
anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği
kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda
hangi şarkıyı duysam, bizim için söylenmiş sanki
tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini
çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu
bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri
rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
bu böyle pek de kolay değil gerçi
alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya
bunun verdiği mutluluk da az değil ki
çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki
inan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:
bir gece yarısı yazıyorum bu mektubu
yalvarırım onu okuma çarşamba günleri.
cemal süreya
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev.
Bir dev gibi seviyordu dev.
Ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan evin.
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Mini minnacıktı kadın.
Rahata acıktı kadın
yoruldu devin büyük yolunda.
Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan eve.
Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
bahçesinde ebruliiiii
hanımeli
açan ev..
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev.
Bir dev gibi seviyordu dev.
Ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan evin.
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Mini minnacıktı kadın.
Rahata acıktı kadın
yoruldu devin büyük yolunda.
Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan eve.
Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
bahçesinde ebruliiiii
hanımeli
açan ev..
öyle biryerdeyim ki
ne gitmesi mümkün, ne kalmasi.
öyle bir yerdeyim iste vazgecmekle direnmek arasinda,
akla karanin tam ortasinda.
kaybetmenin arifesinde,yeni bir hayatın eşiğindeyim,
kalsam canim yanacak gitsem hayatım.
ne gitmesi mümkün, ne kalmasi.
öyle bir yerdeyim iste vazgecmekle direnmek arasinda,
akla karanin tam ortasinda.
kaybetmenin arifesinde,yeni bir hayatın eşiğindeyim,
kalsam canim yanacak gitsem hayatım.
Küçülsem.
Biraz daha genç olsam.
Yaşım büyük, ammmaa.
Amma ben biraz küçük olsam.
Gençleşsem.
Küçülsem, minilsem.
(bkz: nalan tekiroğlu)
Biraz daha genç olsam.
Yaşım büyük, ammmaa.
Amma ben biraz küçük olsam.
Gençleşsem.
Küçülsem, minilsem.
(bkz: nalan tekiroğlu)
kısa
hayat kısa,
kuşlar uçuyor.
hayat kısa,
kuşlar uçuyor.
işaret
Ne zaman yandı elin
Ne zaman yaktı ellerini hatıram
Ne zaman bir yüzük gibi taktı hatıram
Bu gizli ve acı işareti, gelin.
Ne zaman yandı elin
Ne zaman yaktı ellerini hatıram
Ne zaman bir yüzük gibi taktı hatıram
Bu gizli ve acı işareti, gelin.
içtiğim her bir yudumda daha bir bulanıyordu zihnim
Seni görüyordum yeniden yanıbaşımda,
Gerçekliğe inat edercesine...
Şarkılarını dinliyordum içmeye devam ederken,
Kışın o derin hüznünü hatırlatan şarkılarını...
ve öylece devam ediyordu gecem.
Bulutlar gizliyordu gözlerini benden,
Bakamıyordum yüzüne..
Geçmişi yaşıyordum sadece, eski güzel günleri.
Bir fısıltı gibiydi,
lakin çığlık oldular kulaklarımda
Elveda...
Seni görüyordum yeniden yanıbaşımda,
Gerçekliğe inat edercesine...
Şarkılarını dinliyordum içmeye devam ederken,
Kışın o derin hüznünü hatırlatan şarkılarını...
ve öylece devam ediyordu gecem.
Bulutlar gizliyordu gözlerini benden,
Bakamıyordum yüzüne..
Geçmişi yaşıyordum sadece, eski güzel günleri.
Bir fısıltı gibiydi,
lakin çığlık oldular kulaklarımda
Elveda...
Bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu. Hep böyle mi bu?
Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum,
kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer... Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına
aynalarla kaplattım, ölü benim kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden!
Paniğini kukla yapmış
hasta bir çocuğum ben. Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir. Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına niye kimselerizin vermez yollarıma kuş konmasına?
Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna bir çocuk demiş. (bkz: nilgün marmara)
Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum,
kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer... Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına
aynalarla kaplattım, ölü benim kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden!
Paniğini kukla yapmış
hasta bir çocuğum ben. Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir. Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına niye kimselerizin vermez yollarıma kuş konmasına?
Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna bir çocuk demiş. (bkz: nilgün marmara)
Sen el kadar bir kadınsındır
Sabahlara kadar beyaz ve kirpikli
Bazı ağaçlara kapı komşu
Bazı çiçeklerin andırdığı
iş bu kadarla bitse iyi
Bir insan edinmişsindir kendine
Bir şarkı edinmişsindir, bir umut
Güzelsindir de oldukça, çocuksundur da
Saçlarınla beraber penceredeyken
Besbelli arandığından haberli
Gemiler eskirken, deniz eskirken limanda
sevgili...
Sabahlara kadar beyaz ve kirpikli
Bazı ağaçlara kapı komşu
Bazı çiçeklerin andırdığı
iş bu kadarla bitse iyi
Bir insan edinmişsindir kendine
Bir şarkı edinmişsindir, bir umut
Güzelsindir de oldukça, çocuksundur da
Saçlarınla beraber penceredeyken
Besbelli arandığından haberli
Gemiler eskirken, deniz eskirken limanda
sevgili...
bir, yüzün vardı görmediğim,
bir, sesin
hiç duymadığım
kokunu çiçeklerle tanımlayamazdım.
dokunmadım, bilemezdim
ellerinin beyazlığını.
hangi şarkının neresinde,
hangi şiirin en sevdalı sözünde
çıkacaktın, bilemezdim.
dilimin ucundaydın hep,
işte; şimdi düşüverdin!
hoş geldin
eskiyen yüzümün yeni gülümseyişi,
hoş geldin!
bir, sesin
hiç duymadığım
kokunu çiçeklerle tanımlayamazdım.
dokunmadım, bilemezdim
ellerinin beyazlığını.
hangi şarkının neresinde,
hangi şiirin en sevdalı sözünde
çıkacaktın, bilemezdim.
dilimin ucundaydın hep,
işte; şimdi düşüverdin!
hoş geldin
eskiyen yüzümün yeni gülümseyişi,
hoş geldin!
deve yürür endamını sikeyim.
sensiz geçen gecenin mehtabını sikeyim.
sensiz geçen gecenin mehtabını sikeyim.
bilmezler yalnız yaşamayanlar,
nasıl korku verir sessizlik insana;
insan nasıl konuşur kendisiyle;
nasıl koşar aynalara,
bir cana hasret,
bilmezler.
(bkz: ovk)
nasıl korku verir sessizlik insana;
insan nasıl konuşur kendisiyle;
nasıl koşar aynalara,
bir cana hasret,
bilmezler.
(bkz: ovk)
Tut ki sen bir şiiri çok iyi yazsan
Ya da çok iyi bir şiir yazsan
Bir saatin aralıksız işleyişi
Bir çocuğun bir sokak kedisini sevişi
Bilmem ki sanki güzel bir akşam gibi
Onun için her akşamı iyi yaşamalıyım
Yani kıskanılan onu
Demek istediğim hepsi...
Ya da çok iyi bir şiir yazsan
Bir saatin aralıksız işleyişi
Bir çocuğun bir sokak kedisini sevişi
Bilmem ki sanki güzel bir akşam gibi
Onun için her akşamı iyi yaşamalıyım
Yani kıskanılan onu
Demek istediğim hepsi...
Sarhoş oldum da,
Seni hatırladım yine.
Sol elim
Acemi elim
Zavallı elim.
Orhan veli.
Seni hatırladım yine.
Sol elim
Acemi elim
Zavallı elim.
Orhan veli.
Sesinde ne var biliyor musun
Bir bahçenin ortası var
Mavi ipek kış çiçeği
Sigara içmek için
Üst kata çıkıyorsun
Sesinde ne var biliyor musun
Uykusuz Türkçe var
işinden memnun değilsin
Bu kenti sevmiyorsun
Bir adam gazetesini katlar
Sesinde ne var biliyor musun
Eski öpüşler var
Banyonun buzlu camı
Birkaç gün görünmedin
Okul şarkıları var
Sesinde ne var biliyor musun
Ev dağınıklığı var
ikide bir elini başına götürüp
Rüzgarda dağılan yalnızlığını
Düzeltiyorsun.
Sesinde ne var biliyor musun
Söyleyemediğin sözcükler var
Küçücük şeyler belki
Ama günün bu saatinde
Anıt gibi dururlar
Sesinde ne var biliyor musun
Söylenmemiş sözcükler var
(bkz: cemal süreya)
Bir bahçenin ortası var
Mavi ipek kış çiçeği
Sigara içmek için
Üst kata çıkıyorsun
Sesinde ne var biliyor musun
Uykusuz Türkçe var
işinden memnun değilsin
Bu kenti sevmiyorsun
Bir adam gazetesini katlar
Sesinde ne var biliyor musun
Eski öpüşler var
Banyonun buzlu camı
Birkaç gün görünmedin
Okul şarkıları var
Sesinde ne var biliyor musun
Ev dağınıklığı var
ikide bir elini başına götürüp
Rüzgarda dağılan yalnızlığını
Düzeltiyorsun.
Sesinde ne var biliyor musun
Söyleyemediğin sözcükler var
Küçücük şeyler belki
Ama günün bu saatinde
Anıt gibi dururlar
Sesinde ne var biliyor musun
Söylenmemiş sözcükler var
(bkz: cemal süreya)
Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim
Şöyle diyebilirim: "Gece yıldızlardaydı
Ve yıldızlar, maviydi, uzaklarda üşürler"
Gökte gece yelinin söylediği türküler
Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim
Hem sevdim, hem sevildim, ya da o böyle söyler
Bu gece gibi miydi kucağıma aldığım
Öptüm onu öptüm de üstümde sonsuz gökler
Hem sevdim, hem sevildim, ya da ben böyle derim
Sevmeden durulmayan iri, durgun bakışlı gözler
Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim
Duymak yitirdiğimi, ah daha neler neler
Geceyi duymak, onsuz daha ulu geceyi
Çimenlere düşen çiy yazdığım bu dizeler
Sevgim onu alakoymaya yetmediyse ne çıkar
Ve o benimle değil, yıldızlıdır geceler
Yürek zor katlanıyor onu yitirmelere
Uzaklarda birinin söylediği türküler
Bakışlarım kovalar onu tellim her yerde
Bakışlar sanki onu bana getirecekler
Böyle gecelerdeydi ağaçlar beyaz olur
Artık ne ben öyleyim ne de eski geceler
Sesim arar rüzgârı ona ulaşmak için
Şimdi sevmiyorum ya, eskidendi sevmeler
Şimdi kimbilir kimin benim olduğu gibi
Sesi, aydınlık teni, sonsuz uzayan gözler
Sevmiyorum doğrudur, yürek bu hâlâ sever
Sevmek kısa sürdüyse unutmak uzun sürer
Bu gece gibi miydi kollarıma almıştım
Yüreğimde bir burgu ah onu yitirmeler
Budur bana verdiği acıların en sonu
Sondur bu onun için yazacağım dizeler
Pablo neruda. Çeviri: Hilmi Yavuz
Şöyle diyebilirim: "Gece yıldızlardaydı
Ve yıldızlar, maviydi, uzaklarda üşürler"
Gökte gece yelinin söylediği türküler
Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim
Hem sevdim, hem sevildim, ya da o böyle söyler
Bu gece gibi miydi kucağıma aldığım
Öptüm onu öptüm de üstümde sonsuz gökler
Hem sevdim, hem sevildim, ya da ben böyle derim
Sevmeden durulmayan iri, durgun bakışlı gözler
Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim
Duymak yitirdiğimi, ah daha neler neler
Geceyi duymak, onsuz daha ulu geceyi
Çimenlere düşen çiy yazdığım bu dizeler
Sevgim onu alakoymaya yetmediyse ne çıkar
Ve o benimle değil, yıldızlıdır geceler
Yürek zor katlanıyor onu yitirmelere
Uzaklarda birinin söylediği türküler
Bakışlarım kovalar onu tellim her yerde
Bakışlar sanki onu bana getirecekler
Böyle gecelerdeydi ağaçlar beyaz olur
Artık ne ben öyleyim ne de eski geceler
Sesim arar rüzgârı ona ulaşmak için
Şimdi sevmiyorum ya, eskidendi sevmeler
Şimdi kimbilir kimin benim olduğu gibi
Sesi, aydınlık teni, sonsuz uzayan gözler
Sevmiyorum doğrudur, yürek bu hâlâ sever
Sevmek kısa sürdüyse unutmak uzun sürer
Bu gece gibi miydi kollarıma almıştım
Yüreğimde bir burgu ah onu yitirmeler
Budur bana verdiği acıların en sonu
Sondur bu onun için yazacağım dizeler
Pablo neruda. Çeviri: Hilmi Yavuz
kuşlar ölürlerse yere düşerler
düşerler ve onları hep zehra toplar
bir tayın üzerinden çok zaman geçer
vakit çalar ay yarılır zenciler biter
beni zehra bilinciyle bir tiren yoklar
babam girer laborant kendini toplar
zehra babamı toplamaz balonlar zehra
kardeşleri kedilerden mordur oteller
bekler kuşlar, ölürlerse yere düşerler
yere düşerler ve onları hep zehra toplar
bronş patlar kardeşim bir, dağılır lise
annem yokken bizim evi zenciler sağlar
elimden bir elmadır düşer yerlere
yerlere bir elmadır elimden düşer
kuşlar hep ölürlerse elmalar düşer
elma yerde onları hep zehra toplar
elma yerde onları hep zehra toplar
elma yerde onları hep zehra toplar
(bkz: ah muhsin ünlü)
düşerler ve onları hep zehra toplar
bir tayın üzerinden çok zaman geçer
vakit çalar ay yarılır zenciler biter
beni zehra bilinciyle bir tiren yoklar
babam girer laborant kendini toplar
zehra babamı toplamaz balonlar zehra
kardeşleri kedilerden mordur oteller
bekler kuşlar, ölürlerse yere düşerler
yere düşerler ve onları hep zehra toplar
bronş patlar kardeşim bir, dağılır lise
annem yokken bizim evi zenciler sağlar
elimden bir elmadır düşer yerlere
yerlere bir elmadır elimden düşer
kuşlar hep ölürlerse elmalar düşer
elma yerde onları hep zehra toplar
elma yerde onları hep zehra toplar
elma yerde onları hep zehra toplar
(bkz: ah muhsin ünlü)
a
Dehşetli üşüyor
ansızın gözbebeklerinden alaturka kurtulmuş
yoksa saçları bütün saçları dünyaya akıyor
aksarayda ve üç kulaç derinde
beklemek daha başka sırtüstü yatıyor
bütün azaları kirlenmiş
günahlarından işlenmiş apayrı tüyleriyle
kızlığından tavşan dokunulmazlığı bir sahne mutlaka
ve galiba
karnının bir bölümünden sonsuz ürperiyor
topyekûn bahriyeden ve murtazadan
çırılçıplak saçlarıyla gizleniyor
delikanlı kucaklardan hoşlandığı kadar
derin yataklarda anlaşılmış
haydarpaşadan binip kurtalanda
trenden iner gibi bir kız
beklemek daha başka şey
sen benim kızlığını bildiğim
kiliselerden kaçmış yağmur gibi gözyaşlarınla
minareler gibi tutuldun
sır vermez dip odalarına atıldın kahramanlığın
başkalarına kalırsa her an dokunulmaktasın
bunca tanışıklığımız varken
sana dair
bana söz düşmüyor eğer düşerse benimle kutsaldır
buna rağmen
başından bir maceradır geçmiş
bin türlü makam geçmiştir derim
b
yaratılmanın bir yoksulluğu da gereklilik
bir de
öğünmüş gibi değil oysa kuşların
ikimizi gece yirmi dört cephelerinde gözlemesi ustalıkla
yüzde yüz bir tanımazlık sorunu
her yanın dudaktır üstün bezelye taneleri
senin kır çiçekleri ayarında laleliğin
mayland'da hiç ama aşk değil
bir tutam göz ağrısı
aşk değil
kana bulanmış bir yürek
bir etek serüveni
sonuç zavallı ilkbahar giyotinleri
güneşin ilgisiz damarlarıyla yapayalnız bir keder
sendeki santa luçiya gözleri
benimkisi harzemşah
c
saygılı dudaklarınla yarıştım
ince bir ilgi yaşadım kıvranışlarında
gözlerinde 'harikulâde' yaş bulutları
Yürek safındaydım sen bin mil uzaktan koska
göz değil aşk
aşk değil bin çeşit göz
bunca çıldırdım hem ilgisiz
koridor görüp ölüyordum
çizmeli tülbentli kız
saçlarında yirmi yedi yıl lodos
laleliden otobüse biniyor
kimbilir nerede oturuyor
her çizgisi ezmeyle bilenmiş
üç 'aziz' bakışını yakaladım
bin yıldır cephane taramış
hep blek börd bir gözdeyiz
sıra kimin
benimse - rölans
(bkz: Cahit Zarifoğlu)
Dehşetli üşüyor
ansızın gözbebeklerinden alaturka kurtulmuş
yoksa saçları bütün saçları dünyaya akıyor
aksarayda ve üç kulaç derinde
beklemek daha başka sırtüstü yatıyor
bütün azaları kirlenmiş
günahlarından işlenmiş apayrı tüyleriyle
kızlığından tavşan dokunulmazlığı bir sahne mutlaka
ve galiba
karnının bir bölümünden sonsuz ürperiyor
topyekûn bahriyeden ve murtazadan
çırılçıplak saçlarıyla gizleniyor
delikanlı kucaklardan hoşlandığı kadar
derin yataklarda anlaşılmış
haydarpaşadan binip kurtalanda
trenden iner gibi bir kız
beklemek daha başka şey
sen benim kızlığını bildiğim
kiliselerden kaçmış yağmur gibi gözyaşlarınla
minareler gibi tutuldun
sır vermez dip odalarına atıldın kahramanlığın
başkalarına kalırsa her an dokunulmaktasın
bunca tanışıklığımız varken
sana dair
bana söz düşmüyor eğer düşerse benimle kutsaldır
buna rağmen
başından bir maceradır geçmiş
bin türlü makam geçmiştir derim
b
yaratılmanın bir yoksulluğu da gereklilik
bir de
öğünmüş gibi değil oysa kuşların
ikimizi gece yirmi dört cephelerinde gözlemesi ustalıkla
yüzde yüz bir tanımazlık sorunu
her yanın dudaktır üstün bezelye taneleri
senin kır çiçekleri ayarında laleliğin
mayland'da hiç ama aşk değil
bir tutam göz ağrısı
aşk değil
kana bulanmış bir yürek
bir etek serüveni
sonuç zavallı ilkbahar giyotinleri
güneşin ilgisiz damarlarıyla yapayalnız bir keder
sendeki santa luçiya gözleri
benimkisi harzemşah
c
saygılı dudaklarınla yarıştım
ince bir ilgi yaşadım kıvranışlarında
gözlerinde 'harikulâde' yaş bulutları
Yürek safındaydım sen bin mil uzaktan koska
göz değil aşk
aşk değil bin çeşit göz
bunca çıldırdım hem ilgisiz
koridor görüp ölüyordum
çizmeli tülbentli kız
saçlarında yirmi yedi yıl lodos
laleliden otobüse biniyor
kimbilir nerede oturuyor
her çizgisi ezmeyle bilenmiş
üç 'aziz' bakışını yakaladım
bin yıldır cephane taramış
hep blek börd bir gözdeyiz
sıra kimin
benimse - rölans
(bkz: Cahit Zarifoğlu)
(bkz: bir küvet hikayesi)
Günleri sayarım geceler iner
Beklerim geceyi yıldızlar söner
Gizli bir yaram var durmayıp kanar
Neresi Bulup da silemiyorum.
Hüseyin Nihal ATSIZ
Beklerim geceyi yıldızlar söner
Gizli bir yaram var durmayıp kanar
Neresi Bulup da silemiyorum.
Hüseyin Nihal ATSIZ
Uzak Kaderler için
Birgün, bir yağmurla garip garip
-Çoluğu çocuğu terk edeceğim.-
Bir sevgiyle doymayacak kalbim, anladım
Alıp başımı gideceğim.
Asır yirminci asırdır, amenna
Bir yanımda sevgilerim, bir yanımda sancım
Neon lambaları büsbütün karartır gecemizi
Uzaklar daha uzaklaşır
Bir define çıkarır gibi kayalardan, Ademden beri
Sımsıcak sevgilere muhtacım.
Bir gün alıp başımı gideceğim
-Yıldızlar ışısın, yollar üşüsün, yollar...-
Belimi bir ılık şal sarsın, mavi
Hüzünlü bir serencamın ardından, şarkısız
Rüyalarım unutulmuş bir handa pes desin
Görmüş geçirmiş bir çift duygulu dudak karşısında.
Kendi kendine çekilmez oluyor ömrüm
Her insanın ayrı ayrı yaşayabilsem kaderinde
Diyarı gurbette kanlı bir aşk
Bahtsız bir çocukluk uzak köylerin birinde
En uzak beyazlar,
En yakın ikindilerde, duygulu
Ve bir sahil meyhanesinde bir akşam
içip içip ağlasam...
Nasıl kısa kesmeli bilmiyorum?
Herkesin derdinden pay isterken.
Uzak kaderlerin suları çağlar simdi
Yıldızlar dökülür sonsuza içimizden.
Birgün, bir parkta otururken, biliyorum
Bir el yağmurla dokunacak omuzuma
Bir çift göz, bir davet, bir kalp
Çoluğu çocuğu terk edeceğim.
Yapraklar dökülecek, çiçekler solacak
Bir sonbahar, bir sabah ve bir yağmur olacak
Toprak ve insan kokularıyla,
Uğultulu bir sarhoşluk içinde, yıllar için
Başımı alıp gideceğim.
Birgün, bir yağmurla garip garip
-Çoluğu çocuğu terk edeceğim.-
Bir sevgiyle doymayacak kalbim, anladım
Alıp başımı gideceğim.
Asır yirminci asırdır, amenna
Bir yanımda sevgilerim, bir yanımda sancım
Neon lambaları büsbütün karartır gecemizi
Uzaklar daha uzaklaşır
Bir define çıkarır gibi kayalardan, Ademden beri
Sımsıcak sevgilere muhtacım.
Bir gün alıp başımı gideceğim
-Yıldızlar ışısın, yollar üşüsün, yollar...-
Belimi bir ılık şal sarsın, mavi
Hüzünlü bir serencamın ardından, şarkısız
Rüyalarım unutulmuş bir handa pes desin
Görmüş geçirmiş bir çift duygulu dudak karşısında.
Kendi kendine çekilmez oluyor ömrüm
Her insanın ayrı ayrı yaşayabilsem kaderinde
Diyarı gurbette kanlı bir aşk
Bahtsız bir çocukluk uzak köylerin birinde
En uzak beyazlar,
En yakın ikindilerde, duygulu
Ve bir sahil meyhanesinde bir akşam
içip içip ağlasam...
Nasıl kısa kesmeli bilmiyorum?
Herkesin derdinden pay isterken.
Uzak kaderlerin suları çağlar simdi
Yıldızlar dökülür sonsuza içimizden.
Birgün, bir parkta otururken, biliyorum
Bir el yağmurla dokunacak omuzuma
Bir çift göz, bir davet, bir kalp
Çoluğu çocuğu terk edeceğim.
Yapraklar dökülecek, çiçekler solacak
Bir sonbahar, bir sabah ve bir yağmur olacak
Toprak ve insan kokularıyla,
Uğultulu bir sarhoşluk içinde, yıllar için
Başımı alıp gideceğim.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar