bugün

Bugüne cevabın oldu aynı zamanda.

Sen benim hiçbir şeyimsin

Yazdıklarımdan çok daha az
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Lüzumundan fazla beyaz
Sen benim hiçbir şeyimsin
Varlığın yokluğun anlaşılmaz

Galiba eski liman üzerindesin
Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak
Dudaklarınla cama çizdiğin
En fazla sonbahar otellerinde
Üniversiteli bir kız uykusu bulmak
Yalnızlığı öldüresiye çirkin
Sabaha karşı öldüresiye korkak
Kulağı çabucak telefon zillerinde

Sen benim hiçbir şeyimsin
Hiçbir sevişmek yaşamışlığım
Henüz boş bir roman sahifesinde
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Ne çok çığlıkların silemediği
Zaten yok bir tren penceresinde

Sen benim hiçbir şeyimsin
Yabancı bir şarkı gibi yarım
Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Uykumun arasında çağırdığım
Çocukluk sesimle ağlayarak

Sen benim hiçbir şeyimsin
https://m.youtube.com/watch?v=20QC9izggeA
Geyikli geceye içiyorum. Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum.
https://m.youtube.com/watch?v=20QC9izggeA
Geyikli geceye içiyorum. Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum.
Turgut Uyar -Geyikli Gece
Eylül'dü

Dalından kopan yaprakların
Sararan yanlarına yazdım adını
Sahte bir gülüşten ibarettin oysa.
Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu.
Eylül’dü……
Di’li geçmiş bir zamandı yaşadığımız
Adımlarımızın kısalığı bundandı
Bundandı gözlerimin durgunluğu.
Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan,
Ellerin kadar ıssız,
Sen kadar zamansız molalar veriyordum
Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz.
Eylül’dü…..
izlerini çizdiği zaman ansızın gidişin,
Şimdi yoktu bi anlamı suskunluğun.
Çırılçıplak kalakaldım sessizliğinin orta yerinde.
Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında yürüdüm bir zaman
En çok sesini aradım.
Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hâlâ.
Gözlerini sildi zaman..
Dedim ya… Eylül’dü.
Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin.

Cemal Süreya
Deniz Tekin-Leyla'ya Silinecek Şiirler

http://www.youtube.com/watch?v=ZIiwIMJQ0Jg&app=desktop
Aldanma çocuksu mahsun yüzüne,
Mutlaka terkedip gidecek birgün.
Kanma sever gibi göründüğüne,
Seni sevmiyorum diyecek birgün.

Sevmek çok güzelşey aldanmak acı,
Ruhunu saracak bır derin sancı,
O durmayan yolcu sen garip hancı,
Hesabı vermeden gidecek bir gün.

Uğruna yılları harcayacaksın
Aşkını ömrünle bir tutacaksın
Ne yazık sonunda ağlayacaksın
Gururunu yere atacak bir gün.
uyumalıyım
uykum
var.

sair:ben.
canım diyordun severken beni
hatırlıyormusun? yalancı!
hani ben olmayınca ölü gibiydin?
hani ben aşk, ben herşeyindim?
ne olduda böyle dirildin?
bilsen ihanetine ne çok sevindim
kime gidersen git unut artık beni

ben olmayınca hemen bulmuşsun birini
yol ayrımında unuttun yeminlerini
sen bitirdin hem kendini hem de beni
şimdi git artık, dönme geri
Bunca yıl herkesten kaçtın
En sonunda buldum sandın
Ansızın içini açtın
Yapma dedim yaptın gönül.

Gözleri senden uzaktı
Fark edilmez bir tuzaktı
Sana böylesi yasaktı
Yapma dedim yaptın gönül.

O bir yolcu sen bir hancı
Gördüğün en son yalancı
içinde ki derin sancı
Gitmez dedim kaldı gönül.

Sen istedin ben dinledim
Senden ayrı olmaz dedin
En sonunda bende sevdim
Şimdi beni kurtar gönül.

Gözlerin bakar da görmez
Ellerin tutar da bilmez
Gece gündüz fark edilmez
Demedim mi sana gönül.

Sabahın tam üçündesin
Dertlerin en gücündesin
Hâlâ onun peşindesin
Gitme dedim gittin gönül.

Böylesi sevdiğin için
Bir kördüğüm oldu için
Ağlıyorsun için için
Demedim mi sana gönül.
Karlı kayın ormanında
yürüyorum geceleyin.
Efkârlıyım, efkârlıyım,
elini ver, nerde elin?

Ayışığı renginde kar,
keçe çizmelerim ağır.
içimde çalınan ıslık
beni nereye çağırır?

Memleket mi, yıldızlar mı,
gençliğim mi daha uzak?
Kayınların arasında
bir pencere, sarı, sıcak.

Ben ordan geçerken biri:
"Amca, dese, gir içeri."
Girip yerden selâmlasam
hane içindekileri.

Eski takvim hesabıyle
bu sabah başladı bahar.
Geri geldi Memed'ime
yolladığım oyuncaklar.

Kurulmamış zembereği
küskün duruyor kamyonet,
yüzdüremedi leğende
beyaz kotrasını Memet.

Kar tertemiz, kar kabarık,
yürüyorum yumuşacık.
Dün gece on bir buçukta
ölmüş Berut, tanışırdık.

Bende boz bir halısı var
bir de kitabı, imzalı.
Elden ele geçer kitap,
daha yüz yıl yaşar halı.

Yedi tepeli şehrimde
bıraktım gonca gülümü.
Ne ölümden korkmak ayıp,
ne de düşünmek ölümü.

En acayip gücümüzdür,
kahramanlıktır yaşamak:
Öleceğimizi bilip
öleceğimizi mutlak.

Memleket mi, daha uzak,
gençliğim mi, yıldızlar mı?
Bayramoğlu, Bayramoğlu,
ölümden öte köy var mı?

Geceleyin, karlı kayın
ormanında yürüyorum.
Karanlıkta etrafımı
gündüz gibi görüyorum.

Şimdi şurdan saptım mıydı,
şose, trenyolu, ova.
Yirmi beş kilometreden
pırıl pırıldır Moskova...

(bkz: nazım hikmet)
(bkz: karlı kayın ormanı)
entry giremediğim iki başlık var biri bu diğeri (bkz: sözlük yakışıklılarının fotoğrafları)
yattım sagima
Döndüm soluma
Melekler sahit
Dinime imanima.
Silahlara veda
Geceye rüyaya ve sana
Yalnızlığın geyik gözlü köşesinden
Düzenlerin çıkmazına

Çizdiğim resmin
Saat kulesi ağlıyor
Ağzım o çeşit yok
Şişe bu çeşit var

Sen bir gece gelsen
Güneş doğmasa
Gitmeden yine gelsen
Bu yeni geleni
Bu bize bakanı
Sana bir anlatsam
Güneş doğmasa
Sandıkların içini göstersem sana
Çizdiğim resmin
Yalnızlığın geyik gözlü köşesinde
Bir rafa koyabilsen
Olup biteni ve onları
Sabaha kadar konuşsak
O ürkek ürkek bakanı sana bir anlatsam
Ateşi karı tüfeği çeksem
Ocağa pencereye kapıya

Kemana veda

Yağmurda şeytan ve şapkası
Silahın ölümünü kutluyorum

Tren kaçırmış gibiyim

Sana veda..

sezai karakoç..

bu gecede en sevdiğim..
Geçen gün rahmetli olan naşide göktürk'ten gelsin.

Geçemezsin kalbimin sokaklarından artık
sana geldiğim yollardan döndürdün beni
kendime sarılacağım yeniden seni hiç sevmemiş gibi
kimsesiz bir vedanın busesini söküp dudaklarımdan
gökyüzüne fırlatacağım
varsın söz dinlemesin gözlerim
varsın ağlasın isterse yağmurlarla
seni unutacağım

Vuramayacak artık anıların da beni
gönlümün arka sokaklarında dolaşmak yok
korkmuyorum şarkılardaki veda makamından
korkmuyorum kalbimle buluşmaktan
beni benden başkası vuramaz artık inan
seni unutacağım
en yorgun yerindeyim hayatın
en yoğun acısındayım sevdanın
hüznün karanlığını aydınlatacağım
her sabah biraz daha kendime sarılıp
seni unutacağım.
Sen benimsin,
Cigerpârem, sevdigim
Gülden agir
Söylemem sana!

Saçlarina
Kizil güller takayim
Salin da gel,
Bir o yana
Bir bu yana!

Meger
Müskil ismis hürriyet
Savunmayla yetmiyo
Bir baska sevda!

Telden
Demirden geçsen
Mapusu delsen
Ne fayda!

Enver Gökçe
her gece hortluyo bu başlık hiçbir gece de bişey paylaşamıyorum nette de şiir arayıp buraya copy-paste yapmak içimden gelmiyor.
Kimsede görmediğim bir şiir
yüzü al ve akşamı aşıyor
Eski bir tanrı gibi kendi dininde
Uzun süren bir dönemi düşlüyor olmalı
içindeki bir içkinin sıcaklığında
Suskunluğu bir başkaldırı olmalı
Elleri ayakları sinemalara bulaşmış
Romanlara bulaşmış
Genel helalara bulaşmış
Dağları iyi bilmediğinden
Denizleri anımsamış olmalı
Gözleri o yüzden çırpıntılı

Kara başlıklı geçmiş,
Sonsuz gelecek
Şimdi burda vakit gece ya
Bir yerlerde ey gözleri maden
Gündüz olmalı
Taşın içinde bir gündüz
Demirin,, ağacın.

-Turgut uyar.
aysel git başımdan ben sana göre değilim
ölümüm birden olacak seziyorum.
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
aysel git başımdan istemiyorum.

benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
dağıtır gecelerim sarışınlığını
uykularımı uyusan nasıl korkarsın,
hiçbir dakikamı yaşayamazsın.
aysel git başımdan ben sana göre değilim.
benim için kirletme aydınlığını,
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

ıslığımı denesen hemen düşürürsün,
gözlerim hızlandırır tenhalığını
yanlış şehirlere götürür trenlerim.
ya ölmek ustalığını kazanırsın,
ya korku biriktirmek yetisini.
acılarım iyice bol gelir sana,
sevincim bir türlü tutmaz sevincini.
aysel git başımdan ben sana göre değilim.
ümitsizliğimi olsun anlasana
hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim.

sevindiğim anda sen üzülürsün.
sonbahar uğultusu duymamışsın ki
içinden bir gemi kalkıp gitmemiş,
uzak yalnızlık limanlarına.
aykırı bir yolcuyum dünya geniş,
büyük bir kulak çınlıyor içimdeki.
çetrefil yolculuğum kesinleşmiş.
sakın başka bir şey getirme aklına.
aysel git başımdan ben sana göre değilim,
ölümüm birden olacak seziyorum,
hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim.
aysel git başımdan seni seviyorum...
görsel
Bir gün aklına gelecek olursam
Bana şiir ısmarla,
Eylül'ü konuşalım...
Bir şey kaldı gecelerden birinde
Senden.
Öncesinde bilinmemiş bir şey,
Silinmez bir ses gibi giden..
Kelimelerden büyük, kelimelerin içinde,
Bir şey kaldı senden
Yaşamalar’ın arasında kaçamaklı.

Özdemir asaf
öyle bir yerdeyim ki
ne karanfil ne kurbağa
bir yanım mavi yosun
dalgalanır sularda
dostum dostum
güzel dostum
bu ne beter çizgidir bu
bu ne çıldırtan denge
yaprak döker bir yanımız
bir yanımız bahar bahçe.

hasan hüseyin korkmazgi
Bugün ölüm yıl dönümü olan e.e cumming den gelsin.

gezip görmediğim bir yer,kıvançla ötesinde
herhangi bir yaşantının,gözlerin kendi sessizliğinde:
senin en kırılgan duruşunda bir şeyler var beni saran,
ya da bir şeyler ki dokunamam çünkü çok yakınlar

en küçücük bakışın kolayca açar beni
kapamış olsam da parmaklar gibi kendimi,
sen açarsın daima taçyapraklarınca beni hani açar ya bahar
(işleyerek ustaca,gizemlice)ilk gülünü

ya da isteğin beni kapatmaksa eğer, ben ve
benim hayatım kapanırız pek güzelce,ansızın,
şu çiçeğin kalbi hayaller kurarken
karın dikkatlice her yere yağışı gibi;

bu dünyada algılamamız gereken hiçbir şey erişemez
yoğun kırılganlığının gücüne:öyle ki dokusu
bağlar beni renkleriyle ülkelerinin,
sunarak ölümü ve ölümsüzlüğü her soluk alışta

(bilmiyorum nedir o şu sende olan, bir kapanan
bir açılan;yalnızca içimdeki bir şey anlar
gözlerinin sesi daha derindir tüm güllerden)
hiç kimsede,yağmur da bile,yok böyle küçük eller.
Yaz!
Bana bir kış gecesi yaz.
Ateşi kar gibi yakıcı olsun...
Eylül sabahının serinliğini
Yaprakların serinliğini
Ciğerlerime dolduruyorum
Sessizlik ve serinlik
Birleşiyor
Yıkanmış güvercinler
Ve çok uzakta bir tren sesi
Her zaman yeniden başlamak duygusu
Doğuyor içimde
Her uyanışımda
Düşmanlarımı bağışlıyorum
Daha çok seviyorum dostlarımı
Her uyanışımda
Eylül sabahının serinliğini
Yaprakların serinliğini
Yüreğime dolduruyorum.

Ataol Behramoğlu
güncel Önemli Başlıklar