cevat rıfat atilhan'ın 1950'lerde yazdığı bir kitap... kendisi, o dönem filistin cephesinde çarpışan ve cepheyi çökerten büyük yahudi ihanetiyle mücadele eden bir komutandır. kuva-i milliye komutanıdır da...

türkçüdür, faşizm yanlısıdır falan, ayrı konu da, kitabı tarihin canlı şahitliğidir.

ayrıca bu konuda yazdığı suzi liberman adlı kitabı, 1935'te tüm türk ordusu subaylarına dağıtılmış ve okutulmuştur.

önemli konu bu. israil konusunda ileri sürülecek antisiyonist tezin binlerce dayanağından sadece küçük bir ayrıntı...
arap ihaneti masallarıyla büyüyen yavruların kütüphanelerde falan sorması gereken, mümkünse bir fotokopi alarak elde bulundurması gereken kitaplardan biridir.

ben öyle yaptım mesela!
nasıl bakarsan öyle görürsün...

filistin cephesinde yahudi casuslar olması için meşru bir yahudi devleti olması gerektir.
oysa ki isrel'in kuruluşu 1948 senesindedir.

sözkonusu yazar ve komutan sözkonusu cephede kibbutz'larının güvenliğini sağlamaya çalışan ve bedelini ödeyerek aldığı toprağında ikamet etmeye çalışan yahudileri ajanlıkla suçlarken, keşke aynı kitabında çanakkale savaşında osmanlı ordusunda çarpışan ve hatta şehit düşen yahudilere de yer verseymiş...
http://www.salom.com.tr/n...klar-icin-SAVASANLAR.aspx
yanlış değerlendirilen bir konudur...

1909'da abdülhamid tahttan indirildiğinde - ki indirilmesinin sebebi siyonizme toprak vermemesiydi- ilk iş olarak, filistin'e yahudi göçü yasağına ilişkin kanunlar iptal edilmiştir. ve filistin bir anda yahudi yerleşimcilerle dolmaya başlamıştır. rusya, ukrayna ve polonya'dan. 1909'da tel aviv kurulmuştur.

birinci dünya savaşında, özellikle de balfour deklarasyonu'nun yayınlanmasından sonra, bu yahudiler tümden osmanlı aleyhine faaliyelere girişmiştir. ingiliz ordusunda yahudi lejyonu kurulmuş, ingiliz hükümeti siyonist sermaye ile takviye edilmiş ve yerli araplar osmanlı'yı tutarken, yahudiler hainlik yapmıştır.

kitap bununla ilgilidir.

ayrıca flistin halkının tamamen osmanlı'ya sadık olması, savaş sonrası üleşme görüşmelerinde, onların cezalandırılması ve orada bir yahudi devleti kurulması için de gerekçe olmuştur.
doğru değerlendirilen konudur.
dediğimiz gibi nasıl bakarsan öyle görürsün...
elbette osmanlı'ya karşı savaşan yahudiler de vardı, misal "siyon katır bölüğü" vardı ingiliz ordusunda, ama onlar ingiliz tebasıydı. keza fransızlar suriye'yi işgal ettiğinde fransa yahudileri de vardı fransız ordusunda.
ama osmanlı tebası olan yahudiler ve abdülhamid han sonrası filistin'e gelen yerleşimciler herhangi bir ihanet içerisinde bulunmamıştır.
kitap, bütünüyle osmanlı tebası olan yahudilerin ihanetiyle ilgilidir. ki bu konuyla ilgili gerek aynı yazarın, gerekse başka komutanların başka kitapları da vardır.

şimdi ihanet deyip geçiyorum, ayrıntısı uzayacak diye giremiyorum, ama şu var ki, onların kurduğu ve fahişelerini bile çalıştırdığı muazzam casusluk şebekesi, osmanlı ordusu hakkında karşı tarafa çok net, nokta atışı sağlayan bilgiler veriyordu.

şurası da kesin zaten: ingiliz hükümeti 1917'de siyonist sermaye ile uzlaşmasaydı (bkz: balfour deklarasyonu) osmanlı'yı daha bir on sene yenemezdi.

arap ihaneti mi? 1916 ortalarında başlayıp 1917 sonlarına geldiğinde hala en küçük bir ilerleme sağlamamıştı. çünkü üç beş bedevinin işiydi. zaten başlarındakiler de savaşın seyrine göre, almanlarla ve osmanlıyla anlaşmaya hazırdılar. o yüzden fazla kımıldamıyorlardı. ingilizler onlardan ümidi kestiği için siyonzmle anlaştı.

bu konuda da çok kitap var. mesela kuşçubaşı eşref'in hatıratı...
yaşlı bir bilgenin söylediğine göre; 65. bin asker, 361. adet top
ingilizlerin eline geçmiş. yani casus, masus olmadan 65. bin askerin,
esir düşmesi, mantığa ters olsa gerek. belki de benim mantığıma öyle geldi.
doğruysa bile* pokökü'nün elebaşlarının ermeni asıllı olmaları gibi bir şeydir. elebaşı başka soydan diye nasıl ki pokökü'nün %90'ının kürt olduğu gerçeği değişmiyorsa gazı ibraniler verdi diye de filistin'de türkler'e karşı savaşanların tümünün arap olduğu gerçeği değişmez.
barışa son veren barış adlı çok ünlü kitapta da anlatılan konudur. 1921 kahire konferansı, ortadoğu'ya nihai şekil verilen konferans - ingiliz delegelerinin konuşma tutanakları:

- filistin'de (bugünkü filistin, israil, ürdün ve güney lübnan bölgesi) yaşayan 1 milyon arap nüfusundan bir teki bile bizi desteklemedi!

bir teki bile...

evet, bölgede savaşan komutanlarımızın bir tekinin bile kitabına bakmak -ama onlar piyasaya çıkarılmıyor bugün- bunu anlamak için yeter. mesela ali fuat erden paşa'nın hatıratı...

bu isimler islamcı araçı falan da değildir ha... bildiğin türkçü; hatta allah, peygamber gibi olaylara pek inanmazlar bile!
yazarı türkçü falan olmayan, kurduğu islam demokratik parti dini siyasete alet etmek suçundan kapatılan birinin yazdığı kitap*.

zaten tahin ile pekmez'in türkçülerin yazdıklarıyla ne işi olur? anca uzaktan bok atar durur.