bugün

evrenin sonu olup olmadığını araştıran sorunsaldır. evrenin sonsuz olduğu fikri, evrenin ışık hızından daha hızlı bir şekilde genişlemesi sonucu ortaya atılmıştır. sonlu olup olmadığını şu an ki bilgilerimizle kanıtlamayız. ayrıca biz yarıçapı 14 milyar ışık yılı olan bir kürenin içindekileri görüyoruz. çünkü evren 14 milyar yıl önce oluşmuştur.
big bangi sağlayan enerjinin de sınırlı olduğu düşünülürse genişlemenin bir süre sonra duracağı yani denge haline geleceği bir gerçektir. öyleyse bir süre sonra uzayın dışındaki esir maddesinin yaptığı basıncın uzayın iç basıncından büyük olduğu durumda evren büzülmeye başlayacaktır diye düşündüğüm sorunsaldır. bu sonuca yıldızların yaşam döngüsü üzerinden vardım. her yıldız doğar büyür ve ölür bu da iç enerji ve buna bağlı olarak fisyon ve füzyon olaylarının hızı ile ilgilidir. tabi bu fisyon füzyon dengesi bozulduğu anda basınç farkı oluşur yıldız önce genişler ve sonra bir anda çekirdeğe doğru çöker. bir anda diyorum çünkü sanisenin çok küçük bir diliminde tüm olay sonlanır.
(bkz: kıyamet kopsa haberimiz olmayacak)
evrenin sonsuz olduğu bir varsayımdır.
içinden çkılmazdır.
de ki sonu var? sonunda ne var? de ki bir duvar, peki o duvarın arkasında ne var?
yaratılan hiç birşey sonsuz değildir. evren sonludur. sınırı vardır.
kafa karıştıran sorunsaldır.
(bkz: düşün düşün boktur işin)
Bilim insanlarının son açıklamalarına göre sonu olduğu düşünülüyor. içinde yaşadığımız evrenin başka bir evrenin içinde genişlediği düşünülüyor.
Daha televizyon antenini kavrayamadık senin sorduğun soruya bak.
Evren genişliyor ama bu sonsuzluğunu meşrulaştırmaz. Nasıl ki bir karıncaya Dünya sonsuz gibi gözüksede Evren de insanoğluna öyle geliyodur diye düşünüyorum.
evrenin ışık hızından hızlı genişlemesini, bir nesnenin hareketi olarak algılarsanız bu hataya düşersiniz. evrendeki iki nokta, birbirleri arasındaki uzaklıkla orantılı olarak genişler. bir balonun şişmesi gibi düşünün bu durumu. balonun üzerine rasgele üç nokta koyun. balonu şişirdikçe, birbirine yakın noktaların ayrılması daha yavaş, uzak noktaların ayrılması daha hızlı olur. burada cisimler hareket etmemektedir, evren de cisim değildir. noktalar arası uzaklıklar genleşmektedir.

evrenin bu genleşmeyi gösterebilmesi için de, bir şeyin içinde genleşmesi gerekir. salt mantık yürütürsek, evrenin birşeyin içinde olması, onun bir sınırları olmasını gerektirir. dolayısıyla evrenin kendisi de zaman ve mekana bağlıdır.
herşeyin sonu var tabi. araştırmak lazım bilmek lazım bilimi baltalamamak lazım filan falan.
Üzerine birçok teori üretilmiş, hala net bir karara ulaşılamamış sorunsaldır.
Evrenin sonsuzluğundan ziyade benim de katıldığım sonlu olduğu varsayımı üzerine geliştirilmiş teorilerden bahsetmek istiyorum. ilk teoride evren bir çeşit oyun sistemine benzetilmiş. Yani evrenin üst tarafından çıkarsanız alt tarafından geri gireceğinizi, yine aynı şekilde sol köşesinden çıkarsanız sağ köşesinden geri girersiniz.
jean pierre luminet evrenin sınırını müzik enstrümanlarıyla açıklayabileceğini düşünmüştür. müzik aletleri kendi boyutundan büyük olan dalga boylarına erişemez. bir piyanodan elde edilen ses piyanonun büyüklüğüne göre değişir. bu yaklaşımla evrenin sınırı hakkında da bilgi edinilebilir.
ses titreşimleri üzerinden hareket eden bir başka fizikçi de evrenin şeklinin seslerle bulunabileceğini öne sürmüştür. farklı şekillerdeki davullara tayf analizatörü bağlayarak yaptığı deneyde, farklı şekillerdeki davulların farklı ses dalgaları yarattığını görmüştür ve burdan yola çıkarak yaydığı titreşimlere göre evrenin de şeklinin bulunabileceğini öngörmüştür.
bazı astrofizikçiler de evreni 12 yüzlü bir futbol topuna benzetmiştir. sınırının bulunamamasının nedeni olarak yüzeylerin çok büyük olduğunu öne sürmüşlerdir. neil cornish bu teori üzerinde çalışmalar yapmıştır. camdan bir 12 yüzlü yapıp içine bir balon yerleştirmiştir. evrenin maksimum sınıra ulaşmasını, balonun şişirilerek cam yüzeylere dayanması şeklinde yorumlamıştır.
andy albrecht evrenin sınırlı olduğuna inanıyor be bunu sabun köpüğü üzerinden deneyselleştirmiştir. bilim adamları big bang'den itibaren bir şişme sürecinin başladığını ve hala devam ettiğini düşünür. Andy'nin deneyine göre sabun köpüğündeki balon yalnızca patlayıncaya kadar şişer. evren de maksimum boyuta ulaştığında duracaktır.
son olarak başka bir teoride çoklu evrenin varlığından bahsedilmiştir. bu teoride evren 500 odalı bir otele benzetilmiştir. bu teorinin ortaya çıkmasında evrenle ilgili bir haritadaki boş bölge önemli yere sahip. söz konusu haritada olağanüstü büyüklükte bir bölge soğuk gözüküyor. teorisyenler bunun sadece paralel bir evrenle temasın olduğu, bölgedeki enerjinin başka bir kuvvetle çekildiği durumda mümkün olacağını söylüyor.
En bilinen cevabı sonsuz değildir, sadece çok büyüktür.